The Others Siviller durumdan vazife çıkarsın

Siviller durumdan vazife çıkarsın

23.11.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Siviller durumdan vazife çıkarsın

Siviller durumdan vazife çıkarsın

GENELKURMAY'ın daveti üzerine Güneydoğu'ya giden gazeteciler, önceki gece katıldıkları ATV'de yayınlanan "Siyaset Meydanı" adlı programda, askerin teröristle mücadelede başarılı olduğunu, şimdi görevin sivillere düştüğünü söyledi. Programa katılan çoğunluğu köşe yazarı gazetecilerin görüşleri şöyle:
* Mehmet Altan (Sabah): "İnisiyatif, güvenlik güçlerinin eline geçmiş, alan hakimiyeti sağlanmış, zayiat azalmış. Komutanın, `Bizim görevimiz teröristle savaşmak, terörle değil' şeklindeki tespiti, sorunun halledilmesi açısından çok önemli. Askeri kesimin de değişim süreci yaşamakta olduğunu gördüm. Bölgede terörü doğuran şartların altı pek çizilmiyordu. Şimdi çarpık ekonomik ve sosyal yapının altı da askerler tarafından çiziliyor"
* İsmet Berkan (Radikal): Askerler esas olanın bataklığı kurutmak olduğunu, ancak sineklerle uğraştıklarını söylüyor. Bu düşünce tek bir ses haline dönüşmüş. Askerlerin tavrında bir fark daha var. Daha önceden terörü önlemeden bölgeye yatırım yapılamaz görüşü hakimdi. Şimdi bu görüşün de olumluya doğru değiştiğini görüyoruz.
* Gülay Göktürk (Yeni Yüzyıl): Terör konusunda önemli adımlar atılmış. Komutanlar bölgede, son bir yılda kaç kişinin dağa çıktığını sayı vererek net biçimde söyleyebiliyor. Bu, köyden ve sivil halktan gelen istihbaratın çok sağlam ve net olduğunu gösteriyor. Demokratik ve ekonomik sosyal tedbirler de alınan bu mesafeyle at başı giderse, daha iyi sonuçlar alınacaktır.
* Yavuz Gökmen (Hürriyet): Askeri tanıdık, nasıl kaynaştıklarını gördük. Geziye katılmadan önce askerin bu kadar etkin, özverili ve bu kadar kaliteli adamlar olduğunu düşünmüyordum. Tepede çizilen politikayı zorlamaya başlayan asker, hepimizden çok barışı istiyor. Terör ve terörist dediğimiz olay, hakikaten orada bloke edilmiş. Oraya gittiğimde temel düşüncem neyse o. Ama düşüncem pekişmiş olarak döndüm.
* Abdurrahman Dilipak (Akit): Askerler bize dediler ki, biz demokrasi istiyoruz, demokrasiye karşı değiliz, demokrasiye yönelik bir tehdit değiliz. Bizi demokrasiye, dine karşı göstermeyin. Hükümetler görevlerini yapmıyorlar, biz geliyoruz, sonra iş üzerimizde kalıyor. Sadece askeri tedbirlerle sorunun çözülemeyeceğini biz de gördük. Gezide düşüncelerim zenginleşti.
* Oral Çalışlar (Cumhuriyet): Komutanlarla birebir değerlendirme yapma imkanı bulduk. Orada gözleme imkanına kavuştuk. Bir stratejik üstünlük sağlanmış. İlk defa cephedeki askerlerle birebir olarak düşüncelerimizi tartışma imkanı bulduk. Bakış açımda değişiklik olmadı. Bu bir kimlik sorunu, bunu askerler yapamaz. Sivil iradeyi harekete geçirerek, sorunu çözmemiz gerekiyor.
* Şahin Alpay (Milliyet): "Asker diyor ki; bize terörle mücadele görevi verildi. Mümkün olan en başarılı şekilde sonuca doğru getirdik, bundan sonra iş siyasi önderliğe kalmaktadır. Askerlerin yaşamını, düşüncelerini, davranışlarını ve sorunlarını yerinde görmek eğitici oldu. Çok iyi yetişmiş subay ve astbsubay var. Güç şartlar altında çalışıyorlar. Çocuklarını, eşlerini göremiyorlar. Bu insanlar ideolojik amaç için değil, vatani görevlerini yaptıkları için orada bulunuyorlar ve normal bir hayat yaşamak istiyorlar. Teröre karşı yürütülen savaş, orduda değişimlere yol açmış. Ast üst ilişkilerinde müthiş bir demokratikleşme gördüm. İnsan hakları konusunda duyarlılık hakikaten yayılmaya başlamış. Türk ordusu artık resmi geçit için talim yapan bir ordu olmaktan çıkmış.
* Bedri Baykam (Ressam - yazar): Ordu ikna yolunu arıyor. İnsanları sen Kürtsün, sen Lazsın diye ayırmak, ırkçılıktan başka bir şey değildir. Atatürk'ün söylediği `Ne mutlu Türküm diyene' ırkçı bir söylem değildir. Aksine evrensel bir yaklaşımdır.