The Others Soruşturma üç koldan

Soruşturma üç koldan

25.10.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Soruşturma üç koldan

Soruşturma üç koldan


Kışlalı suikastının aydınlatılması için İçişleri ve Adalet bakanlıklarıyla birlikte MİT, jandarma ve emniyetten oluşturulan özel bir grupta devreye sokuldu


       Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın evinin önünde bombalı saldırı sonucunda öldürülmesiyle ilgili soruşturma devam ediyor. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın koordinasyonunda İçişleri ve Adalet Bakanlığı ile hükümet arasında yürütülen çalışmaların yanı sıra, Ankara Valisi Yahya Gür'ün başkanlığında yeni bir kurul oluşturuldu.
       Bu kurula Ankara Emniyet Müdür Vekili Kemal İskender ve İl Jandarma Komutanı Kemal Beyalan katılıyor. Değerlendirmelerin yapıldığı bu iki kurul dışında bir de özel çalışma grubu oluşturuldu. Bu kurulda ise Jandarma, MİT ve emniyetten icracı birimlerinden görevli katılıyor.
       Soruşturma kapsamında dün yürütülen çalışmalarda, görgü tanıklarının altı şüpheli üzerinde verdikleri eşkallerin netleştirilmesine çalışıldı. Kışlalı'nın evinin çevresinde görülen altı şüpheli hakkında bilgilerin birbirini tutmaması üzerine görgü tanıklarının yeniden ifadesine başvuruldu. Milliyet'e bilgi veren bir kaynak, "Eşkal belirlenmesi son derece zor bir iş, belirlenen eşkallerde bazı eksik noktalar var. Yeniden değerlendiriliyor. Robot resimlere kesinlik kazandırılmaya çalışılıyor. Eldeki her bilgi komisyonda değerlendiriliyor" dedi.
       Robot resimlerin çalışma grubunca iki gün içinde kamuoyuna duyurulacağı bildirilirken Ankara İl Jandarma Komutanı Albay Kemal Beyalan "Zamanı gelince haberdar edileceksiniz" demekle yetindi.
       Soruşturmada asıl çalışmayı Jandarma, MİT ve emniyetten oluşturulan teknik ekip yürütüyor. İrticai terör uzmanlarından oluşan ekip, sürekli Kışlalı'nın komşuları ve görgü tanıklarının ifadelerine başvuruyor, yeniden görüşüp, soru işaretlerini gidermeye çalışıyor.
       Ekip, gün içinde üç kez toplantı yaparken, MİT ve emniyetteki uzmanların çalışmalara yön verdikleri öğrenildi. Patlayıcı maddeden yola çıkılarak varılacak terör örgütü yönünde kesin bilgi elde edilemeyince, istihbarat çalışmalarına ağırlık verildi.
       Jandarma ve emniyet, şüpheli görülen bazı kişilerin ifadelerini alıyor, ancak şu ana kadar "sanık" sıfatıyla herhangi bir gözaltı işlemi yapılmadı. Ankara Emniyet Müdürvekili Kemal İskender, "Şu anda gözaltında kimse yok" dedi.
       Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde istihbarat ve terör şubelerinde oluşturulan özel ekip, beş ayrı konuda çalışma yapmaya başladı. Özel ekip, öncelikle eşkal belirlenmesi ve teknik konuların yanı sıra, Kışlalı'nın kendisi ve yakın çevresindeki kişiler, telefon görüşmeleri, gelen ihbarlar ve yasadışı örgütler konusunda ağırlıklı araştırma yapıyor.
       Araştırmalarda, olaydan önce Kışlalı'nın evine şüpheli bir telefon gelmediği ve daha önce aracının üzerinde "çöp türü" şüpheli paket bulunmadığı açıklığa kavuştu.
       Emniyet Genel Müdür Vekili Doç. Dr. Turan Genç, "Belli bir ideoloji üzerinde durmuyoruz. Her türlü ideolojiyi araştırıyoruz" dedi. Genç, "Sonucun iyi olacağını ümit ediyorum. Olay ortaya çıkmak zorundadır. İnşallah çözeceğiz" dedi.

Kışlalı'nın son paneli

Bombalı suikast sonucu ölen Kışlalı, ölümünden önce 22 Eylül'de Artvin'de Atatürkçü Düşünce Derneği'nin düzenlediği katıldığı son panelinde bazı kesimler tarafından hedef gösterildiğini dile getirmişti. Kışlalı, bu konuşmasından 29 gün sonra arabasına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdi.

Akit'ten yine saygısızlık

       Binlerce insanın kenetlendiği Ahmet Taner Kışlalı'nın cenazesi, sağ basında "Bu son olsun" ortak manşetiyle yer alırken, Akit gazetesi her zamanki tutumuyla, "Yine şeriata sövgü" başlığını kullandı. Akit, cenazeye katılanlar için "güruh", ifadeseni kullanırken, "Kahrolsun şeriat, mollalar İran'a diye böğüren kalabalık" sözlerine yer verdi.
       Kışlalı'nın Atatürk ilkelerine bağlılık gösterisine dönüşen son yolculuğu, ulusal gazetelerin tamamında geniş şekilde yer aldı. Akit gazetesi ise, Kışlalı'nın ardından duyulan üzüntüyü dile getiren gazetelerin aksine, cenazenin şeriata sövgü senaryosuna dönüştürüldüğünü yazdı. Cenaze töreni, gazetede, şu ifadelerle yer aldı:
       "Altı yıl önceki Uğur Mumcu senaryosu, dün yine sergilendi. Binlerce kişi, Ahmet Taner Kışlalı'yı uğurlamak adı altında yine şeriata söven sloganlar attılar. Hem de şer'i bir törende. Yol boyunca, 'Türkiye laiktir, laik kalacak', sloganının hemen arkasından, 'Kahrolsun şeriat, Mollalar İran'a' diye böğüren kalabalık, altı yıl önceki filmi aynen tekrarladılar."
       Akit, ayrıca, Cumhuriyet Gazetesi'ni, Kışlalı suikastini, ranta çevirmekle suçladı. Gazetede, Cumhuriyet'in tirajının arttığı belirtilirken, "Vefat ve diğer ilanlar, gazetenin gelirini bir hayli arttırdı" denildi. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya'nın, kendisine gelen bir ihbar üzerine, güvenlik güçlerine ismini bildirdiği ve gözaltına alınan İbrahim Hasip Mengi'nin serbest bırakılmasına ise, "Müfteri Hikmet, yalancının mumu bir günde söndü" şeklinde yer verildi.

Bu son olsun

       İslami basın, cenaze törenini, "Bu son olsun" ortak manşetiyle duyurdu. Milli Gazete, Zaman gazeteleri, "Bu son olsun", Yeni Şafak, "Bitsin bu ihanet" manşetlerini kullandı. Zaman, "Kışlalı'nın cenazesine katılan binlerce insan teröre lanet okudu", Milli Gazete, "Ülkemizin geçmişinin ve geleceğinin karanlıkta kalmaması için, bu menfur cinayetin failleri acilen bulunmalı" ifadelerine yer verdi. Milli Gazete, başkent kulislerinde, Kışlalı'nın, ordunun, Cumhurbaşkanı adayı olduğunun konuşulduğunu iddia etti.