The Others SSK'da ameliyat toto

SSK'da ameliyat toto

27.06.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

SSK'da ameliyat toto

SSKda ameliyat toto


Nazım Alpman



Öldüren şefkat

Eski Doğu Bloku ülkelerindeki komünist partisi merkez binaları "haşmetindeki" Samatya SSK'ya akşam alacası çöküyor. Normal mesai bitmiş, poliklinikler kapanmış, personel evlerine gitmiş, hastanenin gündüz kalabalığı artık yok.
Acil Servis ve Genel Cerrahi'nin nöbetçi ekibi geceyi kaç ameliyatla kapatacakları üzerine "toto" oynuyorlar. Eğer beş ameliyatın altında kalırlarsa bu gece "rahat" geçmiş olacak.
Acil Servis'in Ortopedi Servisi doktor, hemşire ve hastabakıcılarıyla birlikteyiz. Dr. Fatih Uğur, akşamın ilk raporunu veriyor:
"Sabah 07.00'de geldik. Normal mesai bittikten sonra gece nöbetine kalıyoruz. Ertesi sabah yine normal mesaimize devam edeceğiz. Gece nöbeti dinlenmesi yoktur."
Acil Servis'tekiler o gece hangi tür vakaların geleceğini havaya bakarak anlıyorlar. Örneğin hava yağmurluysa, birazdan trafik kazalarına bağlı yaralanmalar gelecektir. Eğer sıcak bir günse ve bir de haftasonuysa alkol yüzünden meydana gelmiş, bıçaklı yaralanmalarla uğraşacaklardır. Cumartesi ve pazar günleri sahil yolunda piknik yapanlar da karşıdan karşıya geçerken otomobillerin altında kalarak Samatya'ya geliyorlarmış.
Hemşire Günnur Atabey, "Bugün düşme ve trafik kazaları çoktu" diyor:
"Akşamüstü çok yağış vardı!"

Eyvah sular kesildi

Acil Servis'in kontrol odalarında yatan hastaların arasında dolaşıyoruz. 1. Cerrahi Servisi'nden Dr. Atakan Özkan, Dr. Zeki Eren, Dr. Ahmet Dağmızrak, Anestezist Kasım Anık ilk müdahaleleri yapılan hastaları kontrol ediyorlar. Durumu ciddileşen olursa ameliyata alacaklar. Servisteki bütün yataklar dolu.
Bu sırada üst kattan bir haber geliyor. Nöbetçi ekibin şefi Dr. Seher Şirin onları ameliyathanede bekliyor. Hamile bir kadının apandisti patlamış, ekip hemen fırlıyor. Biz de arkalarından...
Ekibi acı bir sürpriz bekliyor: Hastanenin suları kesildi! Ekip böylesi "sıradan" mağduriyetlere karşı şerbetli. Hemen hasta yakınına şişe suyu sipariş ediliyor. Doktorlar operasyondan önce temizliği bu sularla yapıp, ameliyata giriyorlar.
Sanki savaş filmi izliyoruz. Ameliyat giysilerini kuşanıp Yalçın Çınar'la birlikte biz de içeri giriyoruz. Bu geceki beşinci ameliyat beklenenden uzun sürüyor. Birbuçuk saat sonra hastaya son dikişleri atıp, servisteki yatağına yolluyorlar.

Akşam yemeği 01.00'de

Gece yarısını beş ameliyatla geçen ekip, sırada bekleyen olmadığı için saat 01.00'de "akşam" yemeğine oturabiliyor. Soğuk omlet, zeytin, peynir ve çaydan oluşan mönüde Dr. Şirin'in bir hastası tarafından getirilmiş pasta da var. Yemek yarılanıyor ki, hastabakıcı Şahmerdan "müjdeyi" veriyor:
"Okmeydanı'nın yolladığı hasta geldi!"
"Su yok dedik onlara, niye bize yolluyorlar ki?"
Dr. Atakan Özkan, telefona sarılıp ameliyathanesi müsait olan bir hastane arıyor. Çapa, Cerrahpaşa ve Vakfı Gureba'dan olumlu bir yanıt gelmiyor. Hasta kadının eşi kapıda doktorları fırçalıyor:
"Karım ölecek, niye ameliyat etmiyorsunuz?"
Bu arada bir "iyi" bir de "kötü" haber geliyor:
"Su tankeri geldi, fakat yola park eden araçlar yüzünden hastaneye giremiyor."
Dr. Seher Şirin, ameliyat için şişe suyu siparişi veriyor. Gecenin altıncı operasyonu iki saati geçecek ağır bir ameliyat olacak.

Hastanede gece hayatı

Samatya SSK'nın güvenlik ekibi yok. Bu yüzden hastane gecenin her saati "serbest ziyaret bölgesi" konumunda bulunuyor. Hemşire Nurgül Özkan, "Delirmek üzereyim" diyerek yanımıza geliyor:
"İki tane sarhoş, kroner bakım hastasını ziyarete gelmişler. Ellerinde de bira kutuları... Hastanın mümkün olduğu kadar az efor sarfetmesi lazım, adamlar geceyarısı içip içip damlıyorlar!"
Nurgül hemşire onları zorla dışarı çıkartırken şarhoşlar izahat veriyorlar:
"Biz sevgi amaçlı geldik ama!?."
"Sevginiz batsın, öldüreceksiniz arkadaşınızı!"

Ziyaret faciası

Samatya'da sabah oluyor. Hastanenin önü mahşer yeri gibi... 07.30'da gelen doktorlar yarım saat sonra hasta kontrolüne çıkıyorlar. Sağlık turu 09.30'da tamamlanıyor. Servislerin kapıları "akıncı ruhu" ile gelen ziyaretçiler tarafından zorlanıyor. Başhekim Yardımcısı ve 1. Cerrahi Servisi Şefi Doç. Dr. Aslan Kaygusuz, bize yeni temizlenmiş koridor ve koğuşları gösteriyor:
"Bakın yarım saat sonra buraları leş gibi olacak. Bir hastaya en az 10 ziyaretçi geliyor. Üstelik pikniğe gider gibi yiyecek, içeceklerle geliyorlar. Ben bu şartlarda nasıl steril ortam sağlayacağım?"
Dr. Kaygusuz Samatya'ya günde yaklaşık 25 bin kişinin geldiğini, ancak tesiste hala özel güvenlik biriminin, kadro verilmediği için oluşturulamadığını söylüyor. Geçen hafta bir hasta yakınının santral memuresinin çenesini kırdığını anlatıyor.
Saat 10.00 oluyor, kapılar açılıyor. Bazı ziyaretçiler hastaların üzerlerine çıkarak "şevkatlerini" gösteriyorlar! Ameliyata gidenler, ameliyattan çıkanlar koridorlardaki "Eminönü kalabalığı" içinden geçmek zorunda kalıyorlar.
Dr. Kaygusuz, ziyaretçilerdeki bilgi eksikliğini şöyle açıklıyor:
"Bunlar mikrobu fil zannediyorlar. Bu meret görünmez ki! Ama anlatamıyoruz işte."
Biz gecenin yorgunluğuyla hastaneden ayrılırken, nöbetçi ekip de "normal mesai" için kolları sıvıyor. Eve gidiş, işbaşındaki 36. saati tamamladıktan sonra...