Suçlu ödeneksizlik

İstanbul DGM, dün ilginç tesadüflere sahne oldu. Susurluk Çetesi ve Çakıcı aynı gün yargılandı. İki dava da ertelendi. Gerekçe aynıydı: "Ödeneksizlik yüzünden sanıklar mahkemeye getirilemedi"

Çakıcı rica etti: Beni cezalandırın

       Çete lideri mahkeme heyetine, "Ben tombaladan çıkmadım. Bana ceza verin. Vereceğiniz her türlü cezaya razıyım" dedi

       "Çete oluşturmak ve liderliğini yapmak"tan yargılandığı davanın dünkü duruşmasında konuşmasına özür dileyerek başlayan Alaattin Çakıcı, mahkeme heyetine "Ben tombaladan çıkmış Alaattin değilim. Tabii ki ceza alacağım. Eğer bana ceza vermezseniz basın sizi topa tutar" dedi.
       İstanbul 6 No'lu DGM'deki dünkü duruşmaya tutuklu sanıklar Çakıcı, Mükerrem Selçuk, Faruk Bayram Özaslan, Sinan Zembil ve Mustafa Bingöl katıldı. Çakıcı'nın işlerini organize ettiği öne sürülen tutuklu sanık Adnan Çiçek, ödenek yokluğu nedeniyle duruşmaya getirilmedi.
       Duruşma boyunca diğer sanıklara hiç bakmayan, arada sırada savunmalara gülen Çakıcı, "Kamu vicdanının ve mahkemenizin töhmet altında kalmaması için vereceğiniz her türlü cezaya razıyım. Ceza almazsam basın sizi topa tutar" sözleri üzerine Yargıç Sedat Karagül, "Bizi kurtarmak için mi cezaya razı oluyorsun?" dedi. Çakıcı soruyu "Evet" diye yanıtladı.
       Mahkeme heyetine teşekkür eden Çakıcı, "Yıllardır sürekli gündeme getiriliyorum. Her olayda ismim anılıyor. Basın mensuplarına da teşekkür ederim, buraya her geldiğimizde geldiniz, çok yoruluyorsunuz" dedi.
       Çakıcı'nın hayat hikayesini anlatan avukat Mustafa Gül, "Müvekkilimin amcasının oğlu ve babası, kahvehane baskınlarında sol örgütler tarafından öldürüldü, kardeşi aynı örgütlerce silahla yaralandı, Çakıcı da kendini korumak için silah taşımak zorunda kaldı. Adı adam yaralama olaylarına karıştı" diye konuştu.

Geçmişine bakın

       Avukat Muhittin Yüzüak ise, "Müvekkilimin vatanına, milletine ve şerefine düşkün bir vatandaş olduğunu göz önünde bulundurarak ve geçmişine bakılarak tahliyesine karar verilmesini talep ediyorum" dedi.
       Çeteye yardım etmekten yargılanan ve gıyabi tutuklu olarak yargılanırken yakalanan Mükerrem Selçuk, duruşmada ilk kez verdiği ifadede şunları söyledi:
       "Sosyal demokrat bir insanım, politik yönüm olduğu için Faruk Bayram Özarslan'ın eşinin tayin işleriyle ilgileniyordum. Bunun dışında kimseyle bir ilişkim olmadı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi istiyorum."
       Selçuk, Karagül'ün, "Siyasiler hep böyle tayin işleriyle mi ilgilenir" sorusuna "Evet, genelde yardımcı oluruz" yanıtını verdi. Mahkeme heyeti, ödeneksizlik yüzünden duruşmaya getirilemeyen Çiçek'in son savunmasının alınması için duruşmayı erteledi.

"Kahraman Susurluk"

       Polis - mafya - siyaset ilişkisinin açığa çıktığı Susurluk davası sanıkları, "kahraman" ilan edildi

       Susurluk çetesinin yargılandığı, davanın dünkü duruşmasına iki yıl aradan sonra katılan MİT görevlisi Korkut Eken'in avukatı Önder Barlas, "Terör örgütünü bitiren, ancak bugün çeteci diye yargılanan özel timciler gerçek kahramanlardır" dedi.
       İstanbul 6 No'lu DGM'deki dünkü duruşmaya, Eken, öldürülen kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal'ın iş ortakları Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan, özel timciler Enver Ulu, Mustafa Altınok, Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça ile Sedat Bucak'ın şoförü Abdulgani Kızılkaya katıldı. Duruşmada, "bronşit" raporu gönderen Ayhan Çarkın, Bursa'da kaza geçiren Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin ve ödeneksizlik nedeniyle Eskişehir Cezaevi'nden getirilemeyen uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz yer almadı.
       Eken, iddianamedeki suçları kubul etmediğini belirterek, üç sayfalık yazılı savunmasını mahkeme heyetine sundu. Barlas da, Abdullah Öcalan'ın "1994 - 1995'te bizi bitirdiler" sözüne değinerek, "Müvekkilim yıllardır yasadışı güçlere karşı savaşıyor. Emekli bir askerin yargılanması hoş değil. Ben de bizzat içinde yaşadığım için biliyorum" diye savunma yaptı. Barlas, terörle mücadele eden asker - sivil sentezine yöneltilen "kontrgerilla" suçlamasının, yasadışı güçlerce bile yapılmadığını iddia etti.
       Diğer sanıklar savunmalarını yazılı olarak mahkemeye verirken, heyet, Şahin ve Öz'ün esas hakkındaki savunmalarını vermeleri için duruşmayı son kez erteledi.

Eken'in demokrasisi!

       Duruşmadan sonra bir açıklama yapan Eken de şunları söyledi:
       "PKK siyasallaşsın denilen bir ülkede hiçbir tepki gösterilmemesi endişe vericidir. Avrupa Birliği'nin Diyarbakır'dan geçtiği bir ülkede yaşıyoruz. 'Demokrasi Türkler'in de Kürtler'in de hakkıdır' demek, ülkenin geleceği için son derece zararlıdır. Devam eden bu davayı, konunun uzmanı Fikri Sağlar'a sorun. O size anlatır."

İŞTE KAHRAMANLAR (!)

Korkut Eken: MİT görevlisi, emekli yarbay. "Çete kurmak" ve "Suçluyu ve suç delillerini saklamak" iddiasıyla 12 yıla kadar ağır hapis istemiyle yargılanıyor.

       Ali Fevzi Bir: Topal'ın eski iş ortağı. "Çeteye üye olmak", "Suçluyu ve suç delillerini saklamak" suçundan sekiz yıla kadar hapis cezasıyla, Topal'ın öldürülmesi davasından da idam istemiyle yargılanıyor.

       Sami Hoştan: Topal'ın eski ortağı. "Çete üye olmak", "Suçluyu ve suç dellilerini saklamak" suçundan sekiz yıla kadar hapis, Topal'ın öldürülmesi davasından ise idamla yargılanıyor. Ayrıca uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasından hakkında 66 yıla kadar hapis isteniyor.

       Ercan Ersoy: Özel tim polisi. "Çeteye üye olmak", "Suçluyu ve suç delillerini saklamak" suçlarından sekiz yıla kadar hapis istemiyle, Topal davasında da "Tammüden adam öldürmek" iddiasıyla idamla yargılanıyor.

       Mustafa Altınok: Özel tim polisi. "Çeteye üye olmak", "Suçluyu ve suç dellilerini saklamak" suçundan sekiz yıla kadar hapis, Topal davasından ise "Tammüden adam öldürmek" iddiasıyla idamla yargılanıyor.

       Oğuz Yorulmaz: Özel tim polisi. "Çeteye üye olmak", "Suçluyu ve suç delilerini saklamak suçundan sekiz yıla kadar hapis, Topal cinayetinden de "Tammüden adam öldürmek" iddiasıyla idamla yargılanıyor.

       Ziya Bandırmalıoğlu: Özel tim polisi. "Çeteye üye olmak", "Suçluyu ve suç delillerini saklamak" iddiasıyla sekiz yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor.

       Ayhan Akça: Özel tim polisi. "Çeteye üye olmak", "Suçluyu ve suç delillerini saklamak" iddiasıyla sekiz yıla kadar hapis, Dilek Örnek davasında "Teşekkül halinde uyuşturucu ticareti yapmak" suçundan da 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor.

       Enver Ulu: Özel tim polisi. "Çeteye üye olmak", "Suçluyu ve suç delillerini" saklamak iddiasıyla sekiz yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor.

       Abdulgani Kızılkaya: Sedak Bucak'ın söförü. "Çeteye üye olmak" ile "Suçluyu ve suç delillerini saklamak" iddiasıyla sekiz yıla kadar ağır hapis cezasıyla yargılanıyor.

       Ayhan Çarkın: Özel tim polisi. "Çeteye üye olmak", "Suçluyu ve Suç delillerini saklamak" iddiasıyla sekiz yıla kadar hapis, Topal cinayetinden idam ve Erdek'te arazi ihalesine fesat karıştırmak suçundan dört yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.

       Yaşar Öz: "Çeteye üye olmak", "Suçluyu ve suç delillerini saklamak" iddiasıyla sekiz yıla kadar, "Teşşekkül halinde uyuşturucu ticareti yapmak" suçundan da 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor.

       Haluk Kırcı: Yedi TİP'li öğrencinin öldürülmesinden hükümlü. "Çete üyesi olmak" suçundan altı yıla kadar hapis, Topal cinayeti davasından da idam istemiyle yargılanıyor.

       İbrahim Şahin: Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili. "Çete kurmak", "Suçluyu ve suç delilerini saklamak" iddiasıyla 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.