Suriye politikasında Türkiye’ye savaş açanlar ve arkadan vuranlar

Milliyet Kıbrıs yazarı Prof. Dr. Osman Köse'nin yazısı...
Polis Akademisi / Ankara

Suriye’de devam eden iç savaş, bu ülkeden sonra en çok da Türkiye’yi etkilemiştir ve etkilemeye devam etmektedir.
Elbette yakılan, yıkılan, yüzbinlerce insanı ölen, yaralanan, milyonlarcası göç revan yollara düşerek mülteci olan ve parçalanmanın eşiğine gelen ülke Suriye’dir.
Fakat komşu ülke olması ve hegemonik güçlerin Ortadoğu’da hayata geçirmeye çalıştıkları planın içinde bulunması sebebiyle ikinci derecede en çok etkilenen ülke de Türkiye’dir.
Nitekim 14. gününe giren “Fırat Kalkanı” operasyonu ile Türkiye; Cerablus ve Menbiç de dahil Fırat nehrinin batı yakasında yer edinmeye çalışan ABD ve batı destekli PYD/YPG/PKK ve DAEŞ gibi terör unsurlarını bölgeden temizlemeyi, güvenliğini sağlama haklılığıyla ve tarihin de kendisine verdiği bu sorumlulukla yapmaktadır.
Türkiye’nin Suriye’ye yönelik izlemeye çalıştığı politika başından beri açık ve net olarak bilinmektedir.
Suriye’nin parçalanmaması, Esad rejiminin gitmesi, DAEŞ ve PYD gibi terör örgütlerine cephe alınması ve meşru güç olarak da Özgür Suriye Ordusu’na destek verilmesidir.
Görünürde bu politika ABD başta olmak üzere dünyada söz sahibi devletler tarafından desteklenmektedir. Fakat gerçekte ise Türkiye, Suriye politikasında yalnız bırakılmıştır.
Türkiye’nin stratejik müttefiki ve dostu olan Amerika:
Terör örgütü olan PYD’ye açıkça siyasi destek vermekte, silah ve mühimmat sağlamakta, istihbarat ve lojistik imkânlar sunmaktadır.

Suriye’de çözüme odaklı değil, kaosa endeksli bir politika izlemektedir.
Türkiye’yi hem PYD ve hem de DAEŞ terörüne karşı yalnız bırakmaktadır.
PYD’ye verdiği silahlar ve sağladığı istihbari bilgilerle, dolaylı olarak Türkiye’nin 30 yıldır uğraştığı PKK terörüne destek vermektedir. PKK terörü bu nedenle son dönemlerde tırmanmaya geçmiştir.
Amerika’dan başka Türkiye’nin sözde batılı dostları olan Almanya, Fransa, İngiltere, Avusturya ve diğerleri de Suriye, PYD ve PKK üzerinden Türkiye’ye karşı cephe almış durumdalar.
İçerde de Türkiye’yi zayıflatmaya çalışan, uğraştıran, Suriye politikasında arkadan vurmaya gayret eden ve ayak bağı olan Truva atarı bulunmaktadır.
PKK, bu konuda yıllardır yürüttüğü silahlı eylemle Suriye’de örgütlediği PYD’ye destek vermektedir.
PKK’nın siyasi uzantısı olarak kendini gösteren HDP ve uzantıları olan örgütler ve teşkilatlar da her fırsatta Türkiye’nin aleyhinde hareket etmektedirler.

Bunun yanında devletin ve milletin imkan ve ihtimamından azami istifade ile büyüyen ve sonunda bir terör örgütü haline gelen FETÖ / Paralel yapı ise Suriye politikasında Türkiye’ye en büyük ihaneti yapanlardandır:
Adli ve askeri devlet organlarına sızan FETÖ elemanlarının savcı, hâkim, asker ve polis yetkisi ile Türkmenlere giden yardımların önünü keserek, Türkiye’yi terör örgütlerine silah götürüyor diye dünyaya ilan etmesi,
Devletin mahrem bilgilerini başka ülkelere gizlice transfer etmesi,
Rus savaş uçağını kendine bağlı örgüt mensuplarınca düşürmeleri ve Türkiye’yi Rusya ile karşı karşıya getirmeleri. Bu şekilde Türkiye’yi tamamen yalnız bırakma hedeflenmiştir.
Doğu ve Güneydoğudaki askeri birliklerde bu örgüte mensup rütbeli askerlerin yetkili olmasıyla PKK ile mücadelede başarısız bir tablo ortaya çıkararak, Suriye’deki gelişmelere zaman ayıracak mecali kalmayacak bir Türkiye’nin hedeflenmesi.
İşte gerek dışardan ve gerek içerden büyük bir kıskaç altında kalan Türkiye, Suriye politikasında yalnız kalmıştır.
Rusya ile ilişkilerin düzelmesi ve tekrar uçak krizi öncesi ayarlarına geri dönülmesi Türkiye’nin önünü açmıştır.
Bu nedenle “Fırat Kalkanı” harekâtı Suriye politikasında ABD ve batının planlarına bir meydan okumadır.
PKK’ya vurulan ağır darbeler ve 15 Temmuz’da FETÖ örgütü yapılanmasının çökertilmesi ile Türkiye’nin bölgede cereyan eden olaylara daha fazla vakit ayıracağı muhakkaktır.

Suriye’nin Türkiye tarafında 911 km olan sınır ve etrafı PYD ve DAEŞ gibi terör örgütlerinden tamamen temizlenecektir.
Türkiye’nin de aktif gayretleriyle “bölünmemiş Suriye’de” iç savaşın bitmesi ve barış yakındır.
Türkiye’yi arkadan vuranlar da, savaş açanlar da mağlup olmuştur. Hayal ettikleri bölge projeleri yer ile yeksan olmaya mahkûmdur.
15 Temmuz darbe girişimini ortadan kaldıran ve “Fırat kalkanı” harekatı ile egemen güçlere ve karanlık emellere meydan okuyan Türkiye, hem Suriye’de ve hem de mazlum dünyada ezilenlere moral vermiş ve ümit kaynağı olmuştur.