The Others Tecavüz söylentisi

Tecavüz söylentisi

16.04.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tecavüz söylentisi

Tecavüz söylentisi


Susurluk adının bir kez daha manşetle taşınmasına neden olan gelişme, 11 yaşındaki bir kızın cesedinin Recep İpek adlı bir kişiye ait evin bodrumunda bulunmasıydı.
Kasabadaki şiddet olayları ve etnik nefret boyutları dolayısıyla Türkiye’yi sarsan bu olaya Milliyet de geniş yer ayırdı. 9 Nisan tarihli Milliyet’te ön sayfadan Susurluk Ayaklandı, iç sayfada ise Tecavüz Ayaklanması başlıkları altında aktarılan ayrıntılar arasında maktulün tecavüze uğradığı iddialarına de yer verilmişti. Haberin spotunda "Bir kız çocuğunun tecavüze uğrayıp öldürülmesinin ardından Susurluk ayaklandı" denmişti.
10 Nisan tarihli Milliyet’te gelişmelerin devamına ilişkin ayrıntılar vardı. Bu kez başlık Tecavüz Yalan Ölüm Gerçek başlığı kullanılmıştı. Haberin temel unsuru, tecavüz iddialarını yalanlayan otopsi sonuçlarıydı.
Gelen eleştirilerin iki boyutu var.
Birini Cevat Emul dile getirmiş. "Otopsi sonucu belli. Henüz kanıtlanmamış bir eylemi yapılmış gibi sunmak doğru mu? Halkın galeyanında payınız olduğunu düşünmüyor musunuz?"
Benzer görüşlere Alper Atak yer veriyor, "9 Nisan tarihli haberinizi okuyunca tüylerim diken diken oldu. Öyle ki o şahıs yanlışlıkla karşıma çıksaydı hiçbir şey sormadan saldırıp onu boğazlayabilirdim. Ama sonradan öğrendim ki, daha onun yapıp yapmadığı bile belli değil. Tecavüz de yok. Bu derece toplumun kin ve nefret duygularını uyandırabilecek bir haberde, otopsi sonuçlarını bile beklemeden söylentileri gerçekmiş gibi göstermek meslek ahlakına uygun mudur? O şahsın insan hakları da çignenmiş olmuyor mu?"
Bir başka okur da "bu haberler yüzünden nereli olduğum hakkında yalan söylemek zorunda kalıyorum" diye yazmış.
Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz, yanıtında, "ilk gelen haberlerde küçük kızın tecavüze uğradığı ve öldürüldüğü iddiaları vardı. Halkı galeyana getiren, bu söylentinin ilçede duyulması, yayılmasıdır. Haberde de bu söylentilerin ilçede nelere yol açtığı işleniyor. Buradaki gazeteye yönelik suçlama haklı değil."
Yorum: Haber metninde gerçekten de asılsız bir söylentinin, "fısıltı gazetesinin" ilçeyi ne hale getirdiği anlatılmış. Tek yanlış, eleştiriye konu olan spottaki ifade. "..tecavüze uğradığı söylentisi üzerine.." denseydi, sorun kalmayacaktı.Haber metni düzgün.
Mülkü saldırıya uğrayan İpek’in adının saklanması mümkün değil. Kimliğini saklamak zorunda kalan okuru anlıyorum, ama bunun sorumlusu Milliyet değil, söylentiyi çıkaranlar ve kışkırtanlar.






Yazarlar