The Others Tek kişilik işletme

Tek kişilik işletme

19.08.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

İşten çıkarıldıysanız ya da yeni mezunsanız ve iş arıyorsanız, gerçekçi çıkış yollarından biri, kendinizi küçük bir işletmeye dönüştürmekten geçiyor

Tek kişilik işletme

Tek kişilik işletme

İşten çıkarıldıysanız ya da yeni mezunsanız ve iş arıyorsanız, gerçekçi çıkış yollarından biri, kendinizi küçük bir işletmeye dönüştürmekten geçiyor

Tek kişilik işletme
MELİH ARAT

Ekonomik kriz, milyonlarca insanın yaşamını altüst etti. Haziran’da 600 bin olarak telaffuz edilen işten çıkarma rakamının, Ağustos 2001 ortalarında 1 milyona ulaştığı söyleniyor. İşten çıkarılan bu insanlar, doğal olarak iş arıyorlar; ama bu sayıda yeni açılan iş sahası olmadığı için birçoğu daha uzun bir süre iş bulamayacaklar. İşten çıkarılan insanların ellerindeki gerçekçi çıkış yollarından biri, iş aramayı bırakıp kendilerini küçük bir işletmeye dönüştürmek. Ancak hayatı boyunca başkasının yanında çalışmış birisi için, kendini küçük bir işletmeye dönüştürmek neredeyse mümkün değil. Böyle bir kültür ve alışkanlığa sahip değiller.

Çalışan: Çamaşır makinesinin kapağı
İşletmeler, 1990’dan sonra canlı bir organizasyona benzetilseler de, temel kurgu olarak hep bir makine modelindedir. Parçaları olan, parçaları bir araya gelince çalışan bir makine. İşletmelerdeki 'kadro' olgusu, makinedeki bir parçanın yerini ve işlevini; 'süreç' olgusu ise makinedeki bir parça grubunun mekanizmasını tanımlar. Çok sempatik olmayan bir benzetmeyle, örneğin bir üretim pozisyonu, bir çamaşır makinesinin motoru ya da bir depo pozisyonu bir çamaşır makinesinin kapağı gibidir. Böyle bir motor çıkarılıp atılırsa, bu motor içine girip çalışabileceği başka bir çamaşır makinesi arar. Eğer uygun bir çamaşır makinesi bulunamazsa o motor atıl kalır. Bazı parçalar, biraz daha şanslıdır; örneğin bir otomobil lastiğini çıkarıp atarsanız, o lastik kendine başka bir otomobil bulabilir. Örneğin, bir sekreter işten çıkarılırsa, çalışabileceği başka bir kurum bulabilir kendine. Ne var ki, kural olarak belirli bir kadro için ne kadar çok uygun pozisyon varsa, o kadar da çok rakip vardır.
Birçok kadro ve pozisyonda çalışan insanlar, o kadronun profesyoneline dönüşürler; sonuçları itibariyle bu durum ne çalışan için, ne de işletme için iyi bir şeydir. Bir kadronun profesyoneli olmak demek, bir makinenin uzmanlaşmış ve başka bir makinede çalışamaz parçasına dönüşmek demektir. Şirketlerin aslında ihtiyaç duyduğu eleman türü, belirli bir makinenin uzmanlaşmış parçası değildir; rekabet ortamı yaratıcı, esnek, yaptığı işi bir işletme gibi görebilen insanları talep ediyor. Ne var ki, tüm şirketler rekabet ortamını bu şekilde yorumlamıyorlar; birçok şirket hiyerarşisi, yaratıcı ve üretken olmaya çalışan elemanlarına engel oluyor; onların hiyerarşik makinenin parçası olarak çalışmaya zorluyorlar. Bunun sonucunda şirketler, değişen ortamlara uyum sağlayamıyor ve ekonomik sıkıntılar başgösterince en kolay yol olarak çalışanları işten çıkararak maliyetleri düşürmeye çalışıyorlar.

Çalışanın bilançosu
Bir çalışanın işletmeye dönüşmesi, yaptığı işin gelir ve giderlerini hesap etmeye başlamasına bağlıdır. 'Şirketim için ne kadar liralık katma değer üretiyorum ve bu katma değerin üretilmesi için maaş dahil ne kadar gidere yol açıyorum?', 'Şirketin iç ve dış müşterilerinin beklentilerini aşabiliyor muyum?' gibi soruları soran bir çalışan şirket içinde küçük bir işletmeye dönmüş demektir. Böyle bir çalışan sürekli değişik iyileştirmeler yaparak şirket için yarattığı katma değeri yükseltebilir. Bu bakış açısını kazanmış, kendi yaptığı işi bir evrim içinde sürekli geliştiren bir çalışan işten ayrılsa bile, yeteneklerini bir kuruluşun içinde ya da dışında hizmet sunacak bir modelde işletmeye dönüştürebilir.

Danışmanlık değil, hizmetini istiyoruz
Birçok deneyimli ve uzman profesyonel, bir şekilde işsiz kaldığında danışmanlık yapmayı düşünüyor. Ancak Türkiye’de danışman olarak tutunmak ve iş yapmak gerçekten zor. Üstelik danışmanlık için ehliyeti olmayanlar danışmanlık yapmaya kalktığında, danışmanlık sektörü de zarar görüyor. Şirketler de danışmanlık almaya çok daha hevesli değiller. Kendini danışman olarak satmaktan çok daha kolay olanı, adına danışmanlık demediğiniz ama ismini koyduğunuz bir hizmeti satmaktır. Örneğin, seyrek olarak ihracat yapan bir şirket düşünelim. Bu şirkete ihracat danışmanı olmak değil de, ihracat yapacağı zamanlarda, ihracat işlemlerini yapma hizmetini satmak daha gerçekleşebilir bir durumdur.
Türkiye’de işletmelerin çoğu, çalışanlarını hiyerarşi makinesinin bir parçası olarak görmeye alışmış. Çalışanlar, kendilerini, bir makinenin bağımlı parçası olarak görmeye alışmış. Eğitim sistemi, öğrencilere 'iş kuracaksınız' değil, bir şirkette iş gören olacaksınız demeye alışmış. Bu üç kötü alışkanlık değişmezse, hükümetler, bakanlar, şirketler ve elemanlar değişir.
NTVMSNBC İnsan Kaynakları köşe yazarı İdil Akidil’e göre, değiştirilmenin bir başka boyutu daha var: 'Şirketlerin bir kısmı da ihtiyacı olmasa da, işten çıkarılanların başvurularını dikkatle inceliyorlar. Şu anda başta finans sektörü olmak üzere çok yetenekli ve iyi eğitimli birçok insan iş arıyor. Şirket yönetimleri de, ’şu anda iş arayanlar arasından mevcut çalışanlarımızdan daha iyisini bulursak değiştirelim’ diye kafalarından geçiriyorlar. Üstelik birçok insan, başka zaman razı olmayacağı ücretlere çalışmaya da razı. İşten çıkarılan yetenekli insanlar, iş ilanı vermeyen şirketlere bile, ben sizin için bu işi daha iyi yaparım diye başvurmaya devam etmeliler.'

NELER YAPMALISINIZ
• Hangi yeteneğiniz ya da birikiminiz bir şirkete hizmet olarak teklif edilebilir, belirleyin.
• Bu hizmeti, herkesin anlayabileceği, hiçbir yanlış anlaşılmaya imkan vermeyecek kadar basit, çok açık ve net tanımlayın.
• Bilgi birikiminiz ya da yeteneğinizin birleşiminden oluşan bu net hizmet önerisine bir fiyat belirleyin. Oluşturacağınız fiyat, mutlaka profesyonel bir çalışanın maaşından düşük olmalıdır.
• Oluşturduğunuz ürün ya da hizmeti, önceden beri tanıdığınız herkese duyurun. İnternetten e-posta yolunu ve olabilecek her türlü duyuru imkanını kullanın.
• Gerekiyorsa, bir kartvizit bastırıp potansiyel müşterileri yüzyüze ziyarete gidin.
• ilk müşterinizi bulduktan sonra bu hizmeti fatura etmenin bir yolunu bulun; serbest meslek makbuzu vb.


NELER YAPMAMALISINIZ
• Sakın danışmanlık yapmaya kalkmayın; siz belirli bir uygulamanın hizmetini satıyorsunuz. İnsanlar tanımlanmış bir hizmeti satın alma kararını, danışmanlık alma kararından daha kolay veriyorlar.
• Gereksiz hiçbir maliyete katlanmayın. Ofis tutmayın, kendi evinizde bir oda döşemeyin. Siz bir işletme değil, bir nevi home-ofis’te çalışan, esnek çalışma saatleri olan bir çalışansınız, sizi ziyarete gelmeyeceklerdir.
• İşin türüne göre teknoloji ihtiyacı değişecektir; gereksiz hiçbir teknolojiyi almak için para harcamayın, borçlanmayın. Unutmayın hala işsizsiniz.