Televole gecesi...

Televole gecesi...
Yalan Dünya konuşuldu "Teke Teköte bu hafta. Sabah gazetesinin manşeti. O gün manşette bu haber yer alırken arka sayfada ne vardı acaba? Bir yavru... Yalan dünya misali!

Arto, "Ben eğlence dünyasındayım, kuralları budur" dedi. Bu tarz kulüplere çok "ciddi" yazarların ve de medya çalışanlarının da geldiğini söyledi. Biz de insanız öyle değil mi? Haydi eller havaya...

Can Tanrıyar bir programın sadece dört ya da beş dakikasında "Yalan Dünya" diye sözü edilen yaşantıya yer verdiklerini söyledi. Haftaya saat tutacağım.

MİT Müsteşarı’nın magazin programlarındaki yaşantının insanı komünist yapacağı sözleri de tartışıldı. Can Tanrıyar "Böyle şey olmaz" dedi. Ve kendisinin de ayrıca "kömünist olmadığının" altını çizdi. Tersi olsaydı şaşardık. Hani adamın köpeği ısırması gibi bir durum olurdu çünkü.

Bana göre gecenin yıldızı Erenköy Kız Lisesi öğretmeni hanımdı. Ses tonu ve mimikleri ile şov programları için biçilmiş kaftan. Televole’leri eleştiren bir giriş yaptı. Sonra konuyu Deniz Akkaya’nın meşhur (bu haftanın unutulmaz görüntüsü) uzun boylu bir adam ile dans görüntülerine getirdi. Hocam buna da çok kızmış. Ama kızdığı konu, neden bu kadar uzatılıp, insanların merakta bırakılması... Adamın boyunun uzunluğunu bile ezberlemiş hocam. Durumu güzel özetlemiş oldunuz. Hem kızıyoruz hem de merak ediyoruz... Ne oluyorsa bu meraktan oluyor!

Deniz Akkaya da katıldı geceye. Vallahi haklı... Gazetenin kapısına gidip de "Ne olur beni gazeteci yapın" mı demiş? Bizim medyanın güzel hatun görünce yağları eriyen yönetici ve yazı işleri takımı götürmüş teklifi. Gazeteci takımında yakışıklı adam azdır. Yazarlarımıza bakın, yazı işlerine bakın... Vallahi çoğumuz yamuk yumuk. Şöyle Deniz Akkaya gazeteye gelse, toplantı salonuna girse, bir iki yazar abi ve amcayı ziyaret etse... Deniz Akkaya ablam, sen yeter ki yaz, biz de seni seyredelim icabında. Bir gün ben de sizi ziyaretime beklerim!