The Others Terörün umutsuz çırpınışı

Terörün umutsuz çırpınışı

11.03.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Terörün umutsuz çırpınışı

Terörün umutsuz çırpınışı


Bakırköy'ün merkezinde bir takside patlayan saatli bomba bir kişinin ölümüne, 8 kişinin de yaralanmasına neden oldu. Saldırıyı TİKKO üstlendi.

Ümran AVCI, Efe ERDEM - İSTANBUL


BAKIRKÖY'de günün her saati kalabalık olan İstanbul Caddesi, dün cehennemi yaşadı. Carousel Alışveriş Merkezi'nin hemen yakınında bir taksinin ön koltuğunun altına konulan bombanın patlamasıyla cadde savaş alanına döndü. Taksinin sürücüsü Ufuk Akdoğan (30) parçalanarak öldü, ikisi ağır sekiz kişi yaralandı. Çok sayıda araç ve işyerinin maddi hasara uğradığı patlamanın ardından saldırıyı yasadışı TİKKO örgütü üstlendi.
İstanbul Caddesi'nde Bakırköy Merkez Sağlık Ocağı önünde duran 34 TEH 85 plakalı taksinin ön koltuğunun altına konulan saatli bomba dün 13.15'te patladı. Patlamanın etkisiyle etrafa saçılan metal ve cam parçaları sekiz kişinin yaralanmasına neden oldu; çevredeki ev, işyeri ve otomobillerin camları kırıldı. Patlamayla alev alev yanan otomobildeki yangın, yanındaki minibüsle iki otomobile sıçradı. Olay yerine ulaşan itfaiye ekipleri yangını söndürdü.
Beyin travması geçiren, vücutları ağır derecede yanan yaralılardan Yasemin Yıldırım ve Abdullah Başer, İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Diğer yaralılar Yaşar Kaygusuz, kardeşi Mustafa Kaygusuz, Önder Mutlubulut, Feridun Eryurt, Cengiz Devrim ve İlköğretim Okulu öğrencisi Veysel Beran (12) ise çevre hastanelere kaldırıldı. Bomba uzmanları patlamanın meydana geldiği bölgeyi trafiğe kapatarak inceleme yaptı.
Patlamada ölen sürücü Ufuk Akdoğan'ın Beykoz'dan sabah nişanlısını Bakırköy'e getirdiği, daha sonra aynı semtte müşteri aldığı belirlendi. Görgü tanıkları, taksideki patlamanın araçtan müşteriler indikten sonra gerçekleştiğini ifade etti.
Olaydan sonra basın kuruluşlarını arayan kimliği belirsiz bir kişi, saldırıyı yasadışı TKP/ML TİKKO (Türkiye Komünist Parti / Markist Leninist Türkiye İşçi Köylü Komünist Ordusu) örgütü adına üstlendi. TİKKO, Çankırı Valisi Ayhan Çevik'e de bombalı saldırı düzenlemişti.
İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'le olay yerine gelen İstanbul Valisi Erol Çakır, patlamanın taksinin sol ön koltuğunda meydana geldiğini belirterek, "Üzgünüz. Failleri er geç yakalanacak. İstanbul halkı terör teşebbüslerine karşı dikkatli ve uyanık olmalı. Güvenlik güçleriyle işbirliği yapmalı" dedi.

Yaralı öğrenci: Çok korktum

PATLAMADA şarapnel parçalarıyla yaralanan Muhittin Üstündağ İlköğretim Okulu öğrencisi Veysel Beran (12) tedaviye alınırken, olayın şokunu üzerinden atamadı. Okuldan çıktıktan eve giderken büyük bir patlama olduğunu belirten Beran, "Ne olduğunu anlayamadan kendimi bir eczanenin içinde buldum. Sonra ambulansla hastaneye getirdiler. Çok korktum. Ne olduğunu tam hatırlayamıyorum" dedi.
Sırtından yaralanan Maliye memuru Cengiz Devrim da patlamayla oluşan alevler nedeniyle yandığını ifade ederek, "Olay arkamda meydana geldiği için nasıl olduğunu göremedim. Sığınacak güvenli bir yer aradım. Ne olduğunu anlayamadan kendimi yerde buldum" diye konuştu.
Hafif yaralı Önder Mutlubulut, minibüse binerken patlamanın meydana geldiğini, olay yerinden kaçarak uzaklaşmaya çalıştığını kaydetti.
Erzurum'dan 20 yıl önce gelerek İstanbul Sarıgazi'ye yerleşen Mustafa Kaygusuz ve yaklaşık bir yıl önce yanına getirdiği kardeşi Yaşar Kaygusuz da patlamada yaralananlar arasındaydı.
İstanbul Caddesi'nde inşaat ustası olarak çalıştıklarını belirten Mustafa Kaygusuz, "Öğle yemeğinden dönüyorduk. Birden bir patlama oldu. Ben yere düştüm ve yerdeki cam parçaları elime battı. Kardeşimse yaralandı" dedi. Patlamanın şokuyla ilk olarak bomba olduğunu anlayamadığını dile getiren Kaygusuz, daha sonra olayın ciddiyetini kavradığını bildirdi. Yüzünden ve kolundan yaralanan Yaşar Kaygusuz konuşamazken, ağabeyi Mustafa Kaygusuz, "Eşi Erzurum'da kendisi de para kazanabilsin diye benim yanımda yaşıyordu" ifadesini kullandı. Mustafa Kaygusuz ve eşi Nuriye Kaygusuz, yaralanan Yaşar Kaygusuz'un yanından bir an bile ayrılmıyor.


Görgü tanıkları: Alevler lav gibiydi

GÖRGÜ tanıklarından Ersoy Gündüz, patlamayla alevlerin binaların boyuna yükseldiğini vurgulayarak, "Birinci patlamadan sonra ikinci bir patlama meydana geldi. Yerde parçalanmış bir ceset olduğunu gördüm" dedi.
Emlakçı Metin Dokur, olayı "Patlamayla birlikte alevler lav gibi oldu. Herkes sağa sola kaçmaya başladı. Büyük panik yaşandı" diye anlattı. Olayın meydana geldiği cadde üzerindeki emlakçılık yapan arkadaşının yanına giden Metin Dokur, şunları söyledi:
"Korkunç bir patlama ve beraberinde lav şeklinde alev yumağı oluştu. Bütün camlar gürültünün etkisiyle kırıldı. Bağıranların sesi, yardım isteyenlerin sesiyle birbirine karıştı. Ortalık bir anda cehenneme döndü."

Ağustos'ta evlenecekti

BOMBA konulan takside can veren Ufuk Akdoğan'ı terör, evlilik hazırlıkları yaptığı bir dönemde yakaladı. Akdoğan'ı yakınlarından son gören, Ağustos ayında dünyaevine girmeye hazırlandığı nişanlısı Armağan Doğan oldu.
Geçimini taksicilikle kazanan bir ailenin iki çocuğundan biri olan Ufuk Akdoğan, hayatının baharında teröre kurban gitti. 30 yaşındaki Akdoğan, kalp hastası olan babasına ait takside uzun süredir bir başka şoförle dönüşümlü olarak müşteri kovalıyordu.
Ailesi, yaşı 30'u bulan Akdoğan'ın bir an önce evlenmesini istiyordu. O da gönlünü kaptırdığı Armağan Doğan'la nişanlanmıştı. Mutlu bir gelecek hayali kuran Ufuk Akdoğan, düğün hazırlıklarına başlamış, muhtemel düğün tarihi olarak da Ağustos ayını belirlemişti.
Akdoğan, her gün olduğu gibi dün sabah da "taksiye" çıkmış, kötü kaderinden habersiz ekmek kavgasına girişmişti. İlk iş olarak nişanlısı Armağan'ı Bakırköy'e işe bıraktı. Bu, nişanlısının da Ufuk Akdoğan'ı son görüşü oldu.
Daha sonra kendilerine müşteri süsü vererek taksiye binen katiller, koltuğun altına bıraktıkları bombayla hiçbir günahı olmayan Ufuk Akdoğan'ın hayatına son verdi.
Ufuk Akdoğan'ın öldüğünü haber alan ailesi, Bakırköy Devlet Hastanesi'ne koştu. Önce, nişanlısı Armağan, kızkardeşi Ebru ve arkadaşları hastaneye geldi. Burada ölüm haberini alan Akdoğan'ın yakınları gözyaşlarına boğuldu.
Akdoğan'ın kardeşi Ebru, teröre lanet yağdırarak "Neden o kadar insan içinde benim ağabeyim? Tek kardeşimdi. Allah belalarını versin. Mahvettiler bizi.. Bu yapılır mı, insanlık mı?" diye ağladı.
Akdoğan'ın nişanlısı Armağan da sürekli gözyaşı döktü. Kalp hastası olan baba Haluk Akdoğan, hastanede fenalaşarak yere yığıldı. Baba Akdoğan iğne yapılarak sakinleştirilebildi.

"Failler er geç yakalanacak"

İstanbul Valisi Erol Çakır ve Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, Bakırköy'e gelerek incelemelerde bulundu. Çakır, faillerin er geç yakalanacağını vurgulayarak, "Diğer sabotaj olaylarında olduğu gibi. İstanbul'da huzur ve güvenliği bozma çalışmaları var. Terör örgütü başının yakalanmasından sonra bunun arttığı görülüyor. İstanbul halkına sesleniyorum; polisimize ve jandarmamıza güvenin, terör olaylarına karşı dikkatli, uyanık ve güvenlik güçleriyle işbirliği içinde olun" dedi.

İstanbul'daki kanlı eylemler

* 5 Kasım 1998'de İstanbul Adliyesi'ne konan bombanın patlamasıyla bir kişi yaralandı. Saldırıyı DHKP -C üstlendi.
* 10 Temmuz 1998'de Mısır Çarşısı'na konan bombanın patlamasıyla 7 kişi öldü, 110 kişide yaralandı. Saldırıyı PKK üstlendi.
* 3 Haziran 1998'de Sirkeci - Halkalı seferi yapan banliyö trenine konan bombanın patlaması sonucu bir kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
* 6 Aralık 1997'de Fener Rum Patrikhanesi'ne konulan bombanın patlamasıyla din adamı Nikolas Nectarius yaralandı ve maddi hasar meydana geldi. Saldırıyı İBDA -C üstlendi.
* 21 Nisan 1995'te bir çekiciye konan bombanın patlaması bir kişi hayatını kaybetti. Olayı PKK üstlendi.
* 1 Şubat 1995'te Haliç Köprüsü'nün ayaklarına bomba koymaya çalışırken, patlayıcıyı yanlış kullanan teröristler Gülşen Özdemir ve Mesut Ünsal parçalanarak öldü. Binlerce aracın geçiş yaptığı Haliç Köprüsü'nde facianın eşiğinden dönüldü.
* 25 Mart 1994'te Kapalıçarşı'ya konan bomba, biri ağır dört kişinin yaralanmasına neden oldu. 3 Nisan 1994'te yine Kapalıçarşı'ya konan bombanın patlamasıyla 2 turist öldü, 18 kişi de yaralandı. Saldırıyı PKK üstlendi.
* 12 Şubat 1994'te Tuzla tren istasyonunda bir çöp bidonuna konan bombanın patlaması sonucu beş yedek subay adayı öldü, 36'sı da yaralandı. Saldırıyı PKK üstlendi.
* 1994'ün son gününde The Marmara Oteli'nin cafesinde meydana gelen patlamada, yazar Onat Kutlar ve arkeolog Yasemin Cebenoyan hayatını kaybetti. Saldırıyı İBDA -C (İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi) üstlendi.
* 26 Ocak 1992'de Galeriya'ya konan bombanın patlamasıyla beş kişi yaralandı. Saldırıyı üstlenen olmadı.
* 20 Şubat 1992'de İstanbul Ticaret Odası'na konan bombanın patlaması sonucu bir kişi öldü, 17 kişi yaralandı. Saldırıyı PKK üstlendi.
* 26 Mart 1992'de Taksim Disco'ya konan bombanın patlamasıyla çevrede büyük panik yaşandı. Şans eseri ölen veya yaralanan olmadı.
* 24 Aralık 1991'de Bakırköy Çetinkaya Mağazası'na yapılan molotoflu saldırı da 12 kişi öldü, 12 kişi yaralandı. Saldırıyı PKK üstlendi.