The Others Tolga ŞARDAN - ANKARA

Tolga ŞARDAN - ANKARA

27.02.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Milliyet, güvenlik birimleri tarafından MGK toplantısına sunulmak üzere hazırlanan "İrticai Faaliyetler" konusundaki raporu ele geçirdi

Tolga ŞARDAN - ANKARA

BAŞKENT'te tırmanan siyasi gerginlik nedeniyle gözler, 28 Şubat Cuma günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu'na çevrildi. Toplantının en önemli gündem maddesini irticai faaliyetler oluşturuyor.
Milliyet, Cuma günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısına sunulmak üzere güvenlik birimleri tarafından haftalardır hazırlanan, "İrticai Faaliyetler" konusundaki raporu ele geçirdi. Milli Güvenlik Kurulu'nda ele alınmak üzere Cumhurbaşkanlığı'na sunulan ve irticai faaliyetler ile bu faaliyetler karşısında alınması gereken önlemlere ilişkin önerileri içeren rapor, "demokratik laik Türkiye Cumhuriyeti'ni düşman ve hedef olarak gören, bu hareketlerin amacının Türkiye'de şer'i hükümlerle yönetilen bir İslam Devleti kurmak" olduğu saptamasını yapıyor.
Dünyada ve Türkiye'de radikal dini hareketlerin ortaya çıkışı ve gelişimini özetleyen raporda, daha sonra Türkiye'deki durum ele alınarak, ülkemizde faaliyet gösteren tarikatlar ve dini akımlar, terörist köktendinci gruplar ile bu gruplara destek veren kuruluşlara yer veriliyor. Bu bilgileri hukuki açıdan da değerlendiren raporda, daha sonra genel değerlendirme ve öneriler sunuluyor.

Raporda, radikal dini hareketler hakkında genel bilgi verildikten sonra, bu hareketlerin strateji ve amaçları ele alınıyor. Radikal dini hareketlerde genel olarak üç aşama bulunduğunun kaydedildiği raporda, birinci aşamanın tebliğ, ikinci aşamanın cemaat, üçüncü aşamanın da cihad olduğu vurgulanıyor. Tebliğ aşaması, `radikal dini hareketlerin bütün insanlığın islamı kabul etmesi, islami bir devlet ve yönetim kurulması ve yaşantının islami kurallar çerçevesinde düzenlenmesi ve bu yönde mücadele edilmesi için insanlara davetiye çıkarılması' olarak tanımlanıyor. Cemaat aşaması tebliğe uygun topluluk oluşturulması olarak niteleniyor. Üçüncü aşama olan cihad aşamasında ise islam devleti kurulması için silahlı mücadeleye çağrı yapıldığı kaydediliyor. Raporda, Türkiye açısından şu değerlendirme yapılıyor:
"Bu türlü hareketlerin genel amacının, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde şer'i hükümler ile yönetilen bir İslam devleti kurmak olduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle amaç, İslam devleti için silahlı mücadeleye çağrı olarak açıklanabilir."

Raporun "Türkiye'deki durum"la ilgili bölümünde tarikatlar ve dini akımlar hakkında şu bilgiler veriliyor:
"Bir dönem itibariyle tekke, zaviye ve dergahlar çevresinde faaliyet gösteren, tarikatlar, tarikatların amacı olan dinin özünü yaşamaya yönelik tebliğ ve ibadet niteliğini kaybederek, çıkarcı birtakım çevrelerce menfaat temini için kullanılan bir müessese haline getirilmişler ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılmışlardır. Günümüzde de, bunların devamı olduğu iddiasında olan Kadirilik (Haydar Baş Grubu, Galip Hasan Kuşcuoğlu Grubu) Nakşibendilik (İskender Paşa, Erenköy, İsmail Ağa cemaatleriyle, Adıyaman Menzil Grubu), Rufailik tarikatlarının faaliyet gösterdikleri bilinmektedir.
Dini akımlar ise klasik denebilecek bu metodu benimsemeyerek daha çağdaş teşkilatlanma yoluna gitmişler ve kanunların öngördüğü çerçevede dernek, vakıf, Kuran kursu, öğrenci yurtları, üniversiteye hazırlık dersaneleri ve özel kolejler gibi kurumlara önem vererek, bu sayede daha geniş bir kitleye hitap etme amacı gütmüşlerdir. Bu çerçevede dini konuları daha modern bir söylemle ele alan dini akımlar genç ve öğrenim düzeyi yüksek kesimlere hitap etmektedirler. Bilindiği üzere dini akım olarak, ülkemizde faaliyet gösteren birçok hareket vardır. Nurculuk, Süleymancılık, Işıkçılık bunların önemlilerindendir."
Raporda, terörist köktendinci gruplarla ilgili olarak da, şu bilgiler yer alıyor:
"Etkin faaliyet gösteren Hizbullah ve İBDA - C, "İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi" örgütlerinin terörist örgütlerde bulundukları, Hizbullah'ın, Menzil, Vahdet, İlim kitabevleri çevresinde yapılandığı İBDA - C örgütünün ise Taraf dergisi ile sesini duyurduğu bilinmektedir. Bu örgütlerin mensuplarının oldukça soğukkanlı, yaptığından pişmanlık duymayan, kendilerini örgütleri ve şehadet yoluna adamış insanlar oldukları görülmektedir. Bu insanlar polise yakalanmamak için girdikleri çatışma sonrasında veya gözaltında İslam inancında yeri olmamasına rağmen, intihar dahi edebilmektedirler. Bu örgütler demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti'ni düşman olarak görmekte ve hedef almaktadır."

Raporda, köktendinci terörist gruplara destek veren sivil toplum kuruluşları da şöyle sıralanıyor:
"Sivil toplum kuruluşlarından bazılarının dini akımlara destek verdikleri ve finans kaynağı oluşturdukları bilinmektedir. Bunlar arasında özellikle vakıf niteliğinde olan Milli Gençlik Vakfı, İrfan Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı, Selam Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Ensar Kültür ve Eğitim Vakfı, Sahabe Eğitim ve Kültür Vakfı gibi kuruluşlar sayılabilir. Ayrıca, aşırı dinci akımların propaganda faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere, Akıncı Yolu, Akademya, Siyah Bayrak, Sebat, Taraf gibi dergi niteliğindeki mevkuteleri çıkardıkları da bilinmektedir."

Raporun genel değerlendirme bölümünde irticai faaliyetlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve demokratik laik rejimi yıkmaya dönük olduğu vurgulandıktan sonra bu faaliyetlere karşı alınması gerekli önlemler konusunda da şu önerilere yer veriliyor:
"Güvenlik birimlerinin Türkiye için hassas olan İran, Almanya, Irak, Suriye gibi ülkelerde, `güvenlik ateşeliği' sistemi oluşturması, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın özerk bir kamu tüzel kişiliği olarak yapılandırılması ve toplumun her kesimini temsil edecek şekilde personel politikası izlemesi, Vakıfların denetim altına alınması, mülki amirlerin demokrasinin fazilet ve erdemine inanmış Cumhuriyet ve laikliği özümsemiş kişilerden atanması, TRT ve RTÜK'ün işbirliği yaparak laiklik konusunda halkı aydınlatması, laikliğin dinsizlik olarak algılanmasının yanlış olduğunun basın ve yayın başta olmak üzere kitle iletişim araçlarıyla halka anlatılması, devrim kanunlarında `tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanun'un işler hale getirilmesi, bu kanuna muhalefet yapanlara yasal işlem uygulanması, devlet memurlarının laiklik ve irticai faaliyetler konusunda hizmet içi eğitim programlarıyla aydınlatılması."