TV düşüşte...

TV düşüşte...
İzlenme oranlarında düşüş var. Pazar günü birinci olan programın izlenme oranı yüzde 10.10. İkinci program yüzde 9.80... TV'deki kriz izleyiciyi de vurdu... İzleyici daha çok kanala dağılıyor. Buna sebep onların sahipleneceği fazla bir seçenek yok. "Çok izlenen kanallar" film gösteriyor. Eğer izleyici yabancı dil biliyorsa şimdi yabancı kanallar bile ciddi bir izlenme oranı yakaladı görüşündeyim. Yani yerli kanallarda tiryakisi olduğu bir yerli dizi, bir şov programı yoksa ve yabancı dil biliyorsa tercihini burada kullanıyor... Ya da daha önce pek rağbet etmediği diğer yerli kanallara gidiyor. Onun için de en çok izlenme oranı bu kadar düşük çıkabiliyor...

CNBC-E'de oynayan alt yazılı yabancı filmlerde bir sorun yaşanıyor. Kanalın logosu cümlenin üstüne geliyor... Acaba film oynarken logoyu yukarı taşımanın imkanı yok mu?

TRT 3, tenis maçlarını yayınlıyor. Ama maç bitmiyor. Çünkü bu kanalın süresi doluyor ve İstiklal Marşı çalınmaya başlıyor. Maçın sonu ise izleyicinin hayal gücüne bırakılıyor...

Deniz Akkaya artık harbiden gazeteci olmaya karar vermiş. Mankenliği filan da bırakıyor. Bu işe muhabirlikten başlaması gerekiyor. Önce fotoğraf çekmesini öğrenmeli. Sonra adliye, polis vs. muhabirlikte staj görmesi lazım. "Ö"öle boyanıp iki soru sormakla gazeteci olunmaz" desem de bal gibi olunuyor. Koyunun olmadığı yerde keçinin Abdurrahman Çelebi olduğu gibi.

Sayın Derviş her gün TV'ye çıkmalı. Hani rahmetli Adile Naşit vardı... Küçüklerin Adile teyzesi. Her akşam "Ali, Mehmet, Ayşe, hadi yatağa" diye masallar anlatırdı. Çocuklar da dinledikten sonra mışıl mışıl uyurdu. "Dolar iyi, bugün biraz daha büyüdük çocuklar. Faizleri geriye çektik çocuklar. İşçi, çiftçi, memur, hadi iş başına. Vatandaş, gönül rahatlığıyla dolaş sokakta. İşten çıkarılanların üçünü daha işe aldık bugün çocuklar"... Yani büyüklere masallar...