TV izlememe haftası

TV izlememe haftası
Hesaplamışlar, günde ortalama 3 saat 28 dakika (bizde dört saate yakındır) yılda 1,5 aydan fazla ve yaşamımızın yaklaşık 10 yılını TV karşısında geçiriyoruz. Sanırım bu, bizde 14 yılı buluyor.

Bu hafta "Uluslararası TV izlemememe Haftası" ilan edilmiş ve pazar günü başlamış.

Haftanın ilan edilmesine Kanadalı Adbusters Media Foundation adlı bir kuruluş ön ayak oluyor. Bir haftalık TV izlememe programı çıkarmışlar...

Buna göre; pazartesi oyunlar oynanacak. Salı günü evde krep yapılacak ve mum ışığında yenilecek. Çarşamba günü ev ahalisinin her biri komik bir hikâye anlatacak. Perşembe günü okuma ve fotoğraf albümlerine bakma gecesi, cuma günü sinemaya gidilebilir ya da şöminenin karşısında keyif yapılabilir. Cumartesi gecesi 18.00 civarında kültür merkezindeki konsere gidilebilir. Pazar günü deniz kıyısında yürüyüş, arkadaşlarla yemek, akşam pestil şekilde eve dönüş.

Biz de TV izlemesek nasıl bir hafta geçer? Pazartesi, erkekler mahallenin kahvesinde okey, çocuklar ve hanımlar evde tombala oynayabilir. Salı, çiğ köfte yapılabilir, ya da mantı veya çiğ börek gecesi düzenlenebilir. Çarşamba, komik hikâye anlatacak durumumuz olmadığı için uyarlamada sıkıntı çektiğim bir gün. Perşembe, mısır patlatıp laz fıkrası anlatma gecesi düzenlenebilir. Cuma, mahalleden mutlaka biri evlenir. Kimin evleneceği gündüz araştırılıp akşam düğüne gidilebilir. Beyler sotada bira, hanımlarla çocuklar kuru pasta ve limonata içebilir. Cumartesi, kültür merkezi filan olmadığı için bu gün de biraz sorunlu. Mahallede sinema da yok. Hava güzelse kapı önüne çıkılıp ay çekirdeği çıtlatıp, dedikodu yapılabilir. Pazar, otluk bir yer bulunup yorgan döşek alınarak buralara serilinir. Keseye göre sucuk ekmek, köfte ekmek yapılır. İki ağaç arasına ipten salıncak teşkil edilerek çocuklar sallanılabilir. Akşam da pestil gibi eve dönülür... Bize de uyuyor yaa aslında. Değil mi? Haydi deneyelim mi?