‘YEMİN KRİZİ’

Kürt siyasetini yakından izleyen deneyimli muhabir arkadaşımız Namık Durukan’ın, ‘Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’ndan seçilen 3 milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel’in TBMM’deki yemin töreninde metni tam olarak okumayacaklarına ilişkin kulis haberi sert tepki gördü. Haber, 1991 seçimleri sonrasındaki Leyla Zana olayını çağrıştırıyordu.

‘Görüşlerine başvurulmadı’
3 milletvekilinin itiraz ettikleri ifadelerin, “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma”, “Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma” ve “Büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim” olduğu öne sürülmüştü.
Özlem Dalkıran eleştiriyor: “Haberde ‘yemin etmeyecekleri öğrenildi’ denmesine rağmen, adı geçen üç kişinin görüşlerine başvurulmadığı anlaşılıyor. Pasif cümle kurarak ve nereden öğrenildiği de belirtilmeyerek en basit gazetecilik kuralları hiçe sayılmış olan bu haber gerginlik yaratmaktan başka bir amaç taşımıyor. Kürkçü ve Demirtaş’ın Bianet’te yer alan açıklamalarına bakıldığında böyle bir tartışmanın bile yapılmadığı aşikâr. BDP’ye yönelik genel bir düşmanca tutumun görüldüğü, “bölücülük” suçlamalarının gırla gittiği, 15 Haziran sonrası ateşkes devam edecek mi gerginliği arasında böyle bir haberin yapılması doğru değildir. Sükûnete, akılcılığa ve barışçı bir haber diline ihtiyacımız olan şu kritik dönem, haber editörlerinin daha özenli çalışmasını gerektiriyor. Haberin ek beyanatlarla düzeltilmeye çalışılmasından ziyade, haberin siteden kaldırılması daha doğru olacaktır.”

Açıklama yaptılar
Milliyet’te çıkan haberden sonra gerek parti yönetimi adına BDP’nin eski Eş Genel Başkanı ve Hakkâri milletvekili Selahattin Demirtaş, gerekse Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel söz konusu haberin gerçeği yansıtmadığını açıkladılar.

OMBUDSMAN’IN GÖRÜŞÜ
Eleştiriler haklı. Durukan gibi çok deneyimli bir muhabirin 3 milletvekili ‘yemin metnine uymayacaklar’ diye kendini bağlamadan önce haberin tarafı olan bu üyelere görüşlerini mutlaka sorması gerekirdi. Milliyet ilkeleri açısından sorunlu bir habercilik yapılmıştır. Yazı İşleri de, Kürkçü, Tüzel ve Önder’e mutlaka ulaşılmasını ve ‘yemin’le ilgili söylentilerin gerçeğine inilmesini istemeliydi. Kaldı ki Leyla Zana, 1991 seçimlerindekine benzer bir durumun yaşanmayacağını açıklamıştı. Milletvekillerinin metin üzerinde tereddütleri olsa bile Anayasa’nın 81. maddesindeki ‘ant içme’ bağlayıcıdır. Ancak bu hatayı Milliyet’in Kürt sorununun çözümüne yaklaşımındaki barışçı tutumunu göz ardı edip bir provokasyon olarak nitelemek de haksızlıktır.