Yine yazı var...

Bu hafta da mecburen yazıyorum. Mecburen diyorum çünkü "bir yaz, bir yazma" anlamsız oluyor. Yine reklam alamadık, TV malzemesi yaz dönemi kısır ve de bir arkadaş izinli olunca Memetcan'ı biraz rahatlatmak için mecburen yazıyorum. Karabatak gibi çıkmanın bir alemi yok. Bir de özellikle hafta sonu yazar kellesinden geçilmiyor. Çarşamba pazarı gibi. "Gel gel gel, kapruzaa gel" şeklinde. Amma "bıdı bıdı" yaptım...

"Canlandırmalı" aile tipi cinayet, gasp, hırsızlık programları var TV'lerde. Özellikle katilin maktulün üzerine çullandığı (tabii hanım olunca) sahneler pek bir ayrıntılı çekiliyor. Seyredeni olayın cinayet yönünden alıp, fantezi yönüne götürüyor. Taciz ile karışık olanı, içinde mutlaka "gece açık pencereden onu içeri alır ve saatlerce sevişirlerdi" cümlesinin bir şekilde geçtiği soba dumanı kokan mahalle hikâyeleri... Kanal D'nin "Aranıyor"u ise son dönemde izlediğim en "kara mizah" canlandırmalı üçüncü sayfa programlarından biri oldu. Melisa ve Lara ile birlikte izledik. Konya'da kadınların ve küçük yaşta çocukların kalçalarına şırınga batıran sapık haberi bu programda en çarpıcı olanıydı. Sapık, bir bisikletle avını takip ediyor, güzel sözler (!) söyleyerek hatırını soruyor. Kaldırıma yanaşıp yaya olarak takip ediyor. Elinde bir şırınga beliriyor ve zoort diye kalçadan giriyor. Canlandırmayı genç bir çocuk yapmış. Sözde sapık şırıngayı sapladıktan sonra "Hooaaaa" diye bir ses çıkarıyor ve devamla; "Zehirli huoooaaa" diye böğürüyor. Şimdi bu gerçekten böyle mi oluyor yoksa "canlandırma" fantezisi mi? Bu "huooaaa" sesi ise değişik efektlerden geçirilerek olabildiğince "ürkütücü" bir hale sokulmak istenmiş. Bir süre sonra sinir bozucu oluyor ve izleyen (yani biz mesela) fena halde gülmeye başlıyor. Zaten sapık rolündeki çocuk da oldukça sevimli bir sapık! Bu sapık ile ilgili bir psikiyatrdan görüş alınmış. Bence bir de bu programların canlandırmalarını bir psikiyatr ile oturup seyretmek lazım. Bu arada sapığın "Zehirlii huaaaa" dediği sıvı ile ilgili hâlâ bir cevap gelmemiş. Sıvı, Ankara Hıfzısıhha (bunun adı değiştirilsin, öldürüyor) Enstitüsü'ne gönderilmiş ama ne menem bir şey olduğu yolunda bir cevap gelmemiş. Canım belki yararlı bir şeydir. Kobay niyetine işte!

Şu meşhur Amerikan kolasının Beyoğlu'nda çekilmiş bir reklamı var. Hayli "turistik" bir havada yapılmış. Çiçekler, kokoreççiler, güzel kızlar, tarihi binalar ve neşeli bir müzik... Beyoğlu'nun bir başka yüzü ve başka kola içenleri de var. Merak ediyorsanız size "www.flashberk.net"teki bu reklamın yorumunu tavsiye edebilirim. Geğirme, pezevenk, dönme ve popolara elle tacizin Beyoğlu'su mesela...