The Others Yüksek tansiyon ‘bunama’ nedeni!

Yüksek tansiyon ‘bunama’ nedeni!

14.07.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kaynak Selekler, Londra kaynaklı araştırma çevirisine dayalı habere, bilimsel kesinlik içermediği gerekçesiyle itiraz ediyor

Yüksek tansiyon ‘bunama’ nedeni

Milliyet, 9 Temmuz 2008 tarihli sayısında ‘Yüksek tansiyon bunama nedeni’ başlıklı bir habere yer verdi.
Haberde İngiltere’de ‘London Imperial College’ tarafından yapılan iki araştırmaya göre, yüksek tansiyon ile ileri derecede bunama arasında ilişki kurulduğu belirtiliyordu. Orta yaşlardan itibaren kan basıncının kontrol altında tutulmasının demans (ileri derecede bunama) riskini önemli oranda azaltacağının savunulduğu haber şöyle:
“Lancet Nöroloji dergisinde yayımlanan araştırma raporuna göre, tansiyon ilaçları kullananlarda demans riskinin yüzde 13 oranında azaldığı saptandı. 

Uzman gözüyle irdeliyor
Yüksek tansiyonun niçin demans riskini artırdığı tam olarak bilinmiyor. Ancak çoğu bilim adamı, yüksek tansiyonun beyindeki kan akışının azalmasına yol açtığını, bu nedenle de beyin dokusunun yeterli oksijen alamayarak zarar gördüğünü düşünüyor.
Fakat bu ‘vascular demans’ denilen türden bunama için geçerli olabilecek bir izah olarak görülüyor. Buna karşılık alzheimer hastalığı ile beyindeki kan akışı miktarı arasında somut bir bağlantı kurulamıyor. Yine de uzmanların çoğu, yüksek tansiyonun alzheimer’ın ortaya çıkmasında önemli bir rolünün olduğuna inanıyor.”
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kaynak Selekler, Milliyet Okur Temsilcisi’ne gönderdiği bilgi notunda uzman gözüyle haberi irdeliyor:
1- Hipertansiyon demans ilişkisi veya arteriyel hipertansiyonun demans/alzheimer için bir risk faktörü olduğuna dair çalışmalar 10 yılı aşkın süredir yayınlanıyor. Literatürde onlarca yazı var. Bu konuda ilk yayınlardan ‘Rotterdam Study’ 1997’de, ‘Syst-Eur Trial’ 1998’de, ‘Honolulu-Asia Aging Study’ 2000’de yayınlandı. Bu yayınlardan birçoğunda bu ilişki saptanırken, bazı yayınlarda da aksi bulgular, yani bir ilişki olmadığına dair bulgular yayınlandı. 

Yeni gibi sunuluyor
Haber, sanki bu yeni bir buluş/görüş gibi sunuluyor. Basında bu tür konularda uzman danışmanlar olmadığı için, İnternet’ten tercüme edip sayfalara koyuyorlar. Önü-arkası onları ilgilendirmiyor.
2- Bu vesile ile Lancet Neurology’ye baktım. Yazılar halen basılmamış, baskı sırası bekliyor. Gazetede her ne kadar iki çalışmadan söz ediliyorsa da ikincisi editoryal yazı! 
3- Ayrıca çalışma sadece Londra’da yapılmış değil, çok merkezli-uluslu bir çalışma. Katılan ülkeler: Fransa, Finlandiya, Çin, Romanya ve İngiltere’den iki merkez daha.
4- Çalışmada hipertansiyon/demans ilişkisi araştırılmamış bile. Asıl amaç 80 yaşından büyük hipertansif kişilerde, anti-hipertansif tedavinin demansı önleyip önlemediği. Çalışma, tedavi grubunda stroke ve total mortalitenin azaldığının gözlenmesi üzerine erkenden sonlandırılıyor.
Hipertansiyon tedavisinin demansı önleyici etkisi olmadığı saptanıyor ve bu, erken sonlandırmaya bağlanıyor. Ama diğer çalışmaların da eklendiği meta-analizde antihipertansif tedavinin önleyici etkisi olduğu kaydediliyor. 

Azalmaya dair bilgi yok
Bu çalışmada hipertansiyon tedavisi ile demans insidensinde yüzde 13 azalma elde edildiğine dair bir kayıt da yok. Nasıl olsun ki, tedavi demansı zaten önlememiş.
Kıssadan hisse: Bir gazete haberinde kaç tane hata, yanlış bilgi. Konuyu bildiğimiz için bunları biz fark edebiliyoruz. Ya bilmediğimiz veya eksik bildiğimiz konularda yapılan hatalar? Bilindiği gibi gazeteciliğin temel prensiplerinden biri de doğru haber vermek.”

Haberin Devamı

OMBUDSMAN’IN GÖRÜŞÜ: İnsan sağlığını ilgilendiren haberler okur için ‘hayati’ bir önem taşır. Tıptaki gelişmelere, verilere, dış kaynaklı araştırma ve çevirilere yer verilirken uzmanlara başvurulmasının önemine daha önce de değinmiş, Milliyet’in sağlık haberleriyle ilgili hassasiyetini yine bu sayfada okurlarımızla paylaşmıştık.
İnsanların yaşamını doğrudan etkileyecek haberlerde güvenilir verilere dayanmak gerekiyor. Bilim çevrelerinin sağlıkla ilgili gelişmelere kuşkucu yaklaşımını da dikkate alırsak kesin yargı içeren, ‘Yüksek tansiyon bunama nedeni’ gibi başlık ve haberleri yinelemekten kaçınmak gerekiyor.
Okurumuzun da dediği gibi eksik, hatalı bilgiler konunun uzmanının gözünden kaçmıyor ama okurun doğru bilgilendirilme hakkı elinden alınıyor. Bu tür çeviriler sağlık alanında yetişmiş uzman muhabirlere bırakılmalı.
Hacettepe’de öğretim üyesi olan sayın Selekler’e, bilimsel kesinliği tartışmalı kimi bulguların gazetelerde haber olmasından daha vahim bir durumun, ‘kök hücre tedavisi’ gibi deneysel kimi yöntemleri hastalarına ‘yaşama umudu’ diye sunup o insanların birkaç ay içinde hayata veda ettiklerinin farkında olmayan meslektaşlarının kariyer tutkusu olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hatalı haberleri düzeltmek mümkün ama kaybettiklerinizi geri döndürmek mümkün değil.