İstanbul 'Trump Dönemi Abd' Masaya Yatırıldı

'Trump Dönemi Abd' Masaya Yatırıldı

22.12.2016 - 11:30 | Son Güncellenme:

.

Trump Dönemi Abd Masaya Yatırıldı

ABD’nin yeni seçilen başkanı Donald Trump’ın nasıl bir yol izleyeceği, İstanbul Aydın Üniversitesi’nde (İAÜ) tartışıldı. Gerçekleştirilen konferansta Trump sonrası dünyada anti-liberal görüşlerin yükseleceği öngörüldü.
İAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Nazım İrem, Trump’ın şimdilik Orta Doğu’da içgüdüleriyle hareket ettiğini söyledi.
2016 yılına damgasını vuran ve beklenmedik bir şekilde Donald Trump’ın Beyaz Saray’a seçilmesiyle noktalanan ABD seçimleri ve olası sonuçları, Trump’ın izlemesi muhtemel politikalar ve dünyaya getirip götürecekleri, İAÜ’de düzenlenen “Trump Dönemi Amerikası; Değişen Dengelerin Türkiye’ye ve Dünyaya Yansımaları” başlıklı bir panelde tartışıldı.
“ABD ekonomisi kısa vadede adrenalin zerk edilmiş gibi olur”
Panelin açılış konuşmasını yapan ve “10 yıl önce küreselleşme kavramını yere göğe koyamayanlar bugün aynı kavramı yaşanan sorunların suçlusu olarak görüyorlar” diyen İAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Nazım İrem, Trump’ın seçim sürecinde gündem oluşturan söylemlerine değinerek, “Trump bu söylediklerinin ne kadarını gerçekleştirebilecek? Söz gelimi ABD’li Müslümanların, göçmenlerin durumu ne olacak? Meksika sınırına duvar örebilecek mi? ABD menşeli fakat yatırımlarını yurt dışına taşımış olan yüksek teknoloji firmalarını geri getirebilecek mi? Bunları zaman gösterecek. Eğer Trump bu çabalarında başarılı olursa ABD vatandaşları ekonomilerine adrenalin zerk edilmiş gibi hissedecekler. Ancak söylediğimiz bu firmaların ABD’ye dönmesi son derece masraflı olacağı için ekonomide açığı büyütebilir. Bu durum ticari ve ekonomik bir savaşa kadar gidebilir. Bu savaşta taraflardan biri ABD biri ise Çin olacak olursa tüm dünya bundan olumsuz etkilenir. Trans-Pasifik’i şimdiden ölmüş sayabiliriz. Öte yandan, Trump etkisi Avrupa’da İslamofobi ve Türkofobi gibi kavramları, yabancı düşmanlığını körükleyebilir. Orta Doğu’da ise Trump şimdilik içgüdüleriyle hareket ediyor. Terörle mücadeleyi Rusya’ya havale etmiş gibi görünüyor. Sorun, Trump’ın açıklıktan ne kadar vazgeçeceğinden çok, bu politikadan ne kadar zararla geri döneceğinde” dedi.
“ABD her seçimi sarsıntılı geçirir”
Moderatörlüğünü İAÜ iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Deniz Yükseker’in yaptığı panelde ise konuşmacı olarak İAÜ iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nadir Devlet, İAÜ Ortadoğu ve Kafkasya Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kamil Veli Nerimanoğlu ve 24 TV’den gazeteci Selim Atalay yer aldı.
ABD’nin her başkanlık seçiminde sıkıntılı ve sarsıntılı dönemler yaşadığına işaret eden Prof. Dr. Nerimanoğlu, Trump’ın seçim sürecindeki sert söylemlerinden uygulamada vazgeçeceğini ileri sürdü. “Trump bir devlet adamı değil, bir işadamı. Bu nedenle seçim sürecinde kaşıdığı yabancı düşmanlığı ve anti-liberal yaklaşımlardan vazgeçeceğini düşünüyorum. Zira bu tavır ABD’ye ne kadar müttefik kaybettirirse, Çin ve Rusya’nın başını çektiği Şanghay İşbirliği Örgütü’ne de o oranda müttefik kazandırır. ABD zaten Şanghay Beşlisi’nin AB’ye ve kendisine alternatif olarak gösterilmesinden rahatsız durumda” diye konuştu.
Trump’ı Rus hacker’lar mı seçtirdi?
Sözlerine ABD’nin mevcut Başkanı Barack Obama’nın da dillendirdiği “Rus hacker’lar ABD seçim sistemine girerek seçimi Trump’ın lehine sonuçlandırdı” iddiasını hatırlatarak “Bu iddia, bizzat Başkan’ın da bahsettiği bir iddia olması hasebiyle konuşulabilir bir sav, ancak ben bunun ciddiye alınır bir yanı olduğunu düşünmüyorum” dedi. Trump’ın özellikle ekonomi alanında başarılı olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Devlet, “Zira kendisi siyaset ve devlet yönetimi alanında tecrübesi olmasa da, ekonomi alanında son derece tecrübeli bir insan. Bu nedenle Trump’ın ABD’de ekonomiye ciddi katkılarının olacağını düşünüyorum. ABD’nin politik çizgisinde ise ani ve dramatik bir değişim gözlenmeyecektir. Ufak çaplı değişiklikler olabilir ancak sert söylemlerinden dönmesi kuvvetle muhtemeldir” ifadelerini kullandı.
“Son dönemde yaşananlar 2008 krizinden doğdu”
Son olarak söz alan ve seçim sürecinde ABD eski Başkanlarından Bill Clinton’ın “Trump beyaz öfkeli adamı sandığa çekip oy kullandırmayı başardı” sözlerine atıfta bulunan 24 TV’den gazeteci Selim Atalay ise Demokrat Parti’nin ön seçimlerde kaybeden aday adayı Bernie Sanders’a dikkat çekti. Uzun yıllar Washington’da görev yapan Atalay, “Sanders, Clinton’un ‘beyaz öfkeli adam’ dediği kesimlerin asıl temsilcisiydi. Bir bakıma Demokratların Trump’ı da diyebiliriz. Eğer Demokrat Parti’de ön seçimi Clinton değil de Sanders kazansaydı sonuç çok farklı olabilirdi. Bu beyaz adamların neden öfkeli olduğuna gelince; ABD’de işler 2008’den beri iyi gitmiyor. 2008’de yaşanan küresel krizin etkileri hala sürüyor. Bu 2008 krizinden mağdur olanlar da kendilerine bir alternatif aradılar. Bu alternatifi Obama’da bulduklarını düşündüler, ama yanıldılar. Baktılar ki radikal bir değişiklik gerekiyor, onlar da en radikalini seçtiler. Bu dönemde yaşanan bütün olaylar 2008 krizinin bir sonucudur. AB’deki Euro krizi, Arap Baharı, ‘Occupy Wall Street’ (Wall Street’i İşgal Et) eylemleri, tamamı 2008 krizinin etkilerinden kaynaklanan eylemler. Trump’ın seçilmesi de 2008 krizinin etkilerinden biridir” açıklamasını yaptı.
Diğer oturumda neler konuşuldu?
Panelin öğleden sonra gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü İAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Filiz Katman’ın gerçekleştirdiği oturumunda ise İAÜ Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, Marmara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Behlül Özkan, İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi ve gazeteci Dr. Bora Bayraktar ve Hürriyet Daily News’ten gazeteci Selin Nasi yer aldı. Panelistler, “Değişen Güçlerin Ekonomiye Küresel Yansımaları”, “Aşırı Sağın ABD Sürümü: Trump”, “Türkiye - Amerika İlişkileri Işığında Ortadoğu Denklemi” ve “Süreklilik ve Değişim Açısından Trump Dönemi Amerikan Dış Politikası” konu başlıkları altında görüşlerini bildirdiler.