Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TSK’nın “yeniden yapılan-dırılması” eksenli bir yazı daha...
....................
Açıklamaları, tartışmaları TV ekranlarından, gazete sayfalarından izliyorum.
Bölük pörçük, kendi içinde bütünlüğü olmayan ifadeler kafaları daha da karıştırıyor.
Başta ABD olmak üzere Batı ülkelerindeki “ordu yapılanmalarından” kes yapıştırlar tuzaklarla dolu olabilir.
Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklıkla dile getirdiği gibi, yeni yapılanmada aksaklıkları gideren düzenlemeler yapılacağı anlaşılıyor.
Olağanüstü şu durumda “çok hızlı” karar ve uygulama ihtiyacı nedeniyle TSK yeniden yapılandırıldı.
Ama...
Başbakan Yıldırım’ın işaret ettiği ilerideki düzenlemelere gidilirken daha bilimsel, teorisi sağlam bir model ortaya konulmalı.
......................
Şöyle ki...
Önce “Hangi amaçlı ordu?” sorusu sorulmalı.
Bu sorunun cevabına göre TSK o amaca en uygun planlamayla yeniden yapılandırılmalıdır.
Şöyle bir örnek vereyim:
Soru: 1- TSK’nın makro rolü “KÜRESEL SAVAŞÇI” mı olmalı?
Yani... Yer kürenin her yerinde savunma ve taarruz savaşı yapabilen büyük bir ordu mu? (Bu modele örnek “ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa”dır.)
2- TSK’nın makro rolü “BÖLGESEL SAVAŞÇI ORDU” mu olmalı?
Yani... Yer kürenin bir bölgesinde taarruz ve savunma savaşı yapabilen ordu... (Örnek: “Hindistan, İtalya, İspanya.”)
3- TSK’nın makro rolü “SAVUNMA ORDUSU” mu olmalı?
Yani... Ülkelerini yalnızca dış tehditlere savunmak maksadıyla oluşturulmuş, taarruz yetenekleri kısıtlı ordular. (Örnek: “Japonya, Avusturalya, Tayvan, Güney Kore, Kuveyt.”)
4- TSK’nın makro rolü “BARIŞ GÜCÜ ORDUSU” mu olmalı?
Yani... Barış destek operasyonlarında uzmanlaşan ve bunu küresel anlamda görünürlük için en önemli rol olarak gören ordular. (Örnek: “Kanada, İsveç, Arjantin, Bangladeş, Moğolistan.”)
5- TSK’nın makro rolü “YURTİÇİ KORUMA ORDUSU” mu olmalı?
Yani... Ordu iç güvenliğe yoğunlaşır. Geçici kolluk kuvvetliğine de uzanan rollerle ilgilenir. (Örnek: “Peru, Botsvana, Meksika, Gürcistan , Brezilya.”)
6- TSK’nın makro rolü “POLİS ORDUSU” mu olmalı?
Yani... Diğer kolluk kuvvetlerinin zayıflığı ya da siyasi nedenlerle, ordu kendi ülkesinde “ana güvenlik teşkilatı” görevini üstlenir. (Örnek: “Endonezya, Honduras, Arnavutluk, Togo, Bolivya, Kuzey Kore.”)
........................
TSK bu kadar kategorik bir ayırım içinde olamaz.
1 ve 4’üncü makro modellerin dışında diğer 4 maddenin akılcı bir harmanı olarak yeniden yapılanmalıdır.
........................
Ancak...
Sorular bitmedi.
İçe dönük sorular da var.
TSK öncelikle “laikliğin” mi, “milletin çoğunluğunun siyasi iradesinin mi”, yoksa “katılımcı çoğulcu demokrasinin” mi koruyucusu olmalıdır?
TSK “İslam’ın ordusu” mu, “dindar bir ordu” mu, “dine saygılı ama pasif laik bir ordu” mu, “dine mesafeli sert laik bir ordu” mu, yoksa “dinden tamamen soyutlanmış” bir ordu mu olmalıdır?
TSK “yüzü Batı’ya dönük, Batı güvenlik sisteminin bir parçası olan” bir ordu mu, yoksa “daha bağlantısız hatta yüzü Doğu’ya dönük Avrasyacı” bir ordu mu olmalıdır?
Bu bağlamda TSK için NATO “pranga” mıdır, yoksa “çapa” mı?
Ve bunun gibi birkaç soru daha...
Tüm bu sorulara göre “Nasıl bir orduya ihtiyacımız var?” sorusuna sağlam, gerçekçi bir model oluşturulur ve yeni sistem buna göre kurulur.
Yoksa...
ABD’de şöyle, Almanya’da böyle, İngiltere’de şöyle şöyle diye bakıp oradan buradan toplamayla olmamalı.
Bir de TSK’nın tarihi, ortak değerleri, ruhu vardır.
Son yıllarda cemaat ve diğer sızmalarla gelir geçer insan kaynakları virüslenmişse bile yüzlerce yıllık Osmanlı ve Atatürk’ün kurucusu olduğu Cumhuriyet’in gurur veren tarihi, ruhu, ortak değerleri yok edilemez.
“Yeniden yapılanma” sürecinde en önemli ve ağırlıklı özellik olarak dikkate alınmalıdır.
Cephede komutanın Mehmetçiğe, “Size ölmenizi emrediyorum” 3 kelimesinin içi ancak bu moral değerlerle dolabilir.
.....................
Yukarıdaki satırlar eski bir subay olan, Türkiye’deki “TSK’nın yeniden yapılandırılması” konusunda doktorası bulunan, ABD’nin askeri eğitim kurumlarında da bulunmuş değerli öğretim üyesi Metin Gürcan’ın satırlarından da yararlanarak yazılmıştır. (Gürcan T24 internet gazetesinde de yazıyor.)