20.02.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
AA
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Silivri’de görülen davanın dünkü duruşmasında olay tarihinde albay olan Ala, tugayda yaşananları anlattı.
Ala, firari olarak aranan Uzay Şahin ve arkadaşlarının planlı hareket ettiğini ifade ederek, “15 Temmuz sabahı mesaiye başladım. Yeni atışlar yapıldığını, birlik araçlarının çıkartıldığını öğrendim. Daha önce gündüz saatlerinde böyle bir şey olmamıştı. Silah kayboldu bilgisi geldi, tüm silahların sayımlarını yaptırdım. Servislerin iptal emri geldi. Bu gayet doğaldı. Ancak tümen karargahı, mesaiyi terk etmiş. Biz bunları hazırlık olarak görmedik, aklımızın ucundan geçmedi” dedi.
‘Terör eylemi denildi’
İstanbul’un her yerinden terör eylemleri olacağı mesajı gelmesi üzerine emniyet tedbiri aldıklarını dile getiren Ala, silahın bulunmasından sonra mesainin biteceğinin söylendiğini aktardı. Ala, sonrasında evine gittiğinde televizyonu seyredince her yerde kendi tugayının tanklarını gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:
“Dışarı çıkıp telefon görüşmelerine başladım. Herkesle görüşmüşüm. Silahımla beklemeye başladım. Kışlaya giriş-çıkış yapılmaması emri verdim. 13 defa ameliyat geçirdim. Her şeyi hatırlayamayabilirim. Bir otobüsle silahlı sivillerin kışlaya girmek istediği söylendi. Otobüsün lambaları içeridekilerin kim olduğu belli olmasın diye kapatılmış. Menderes Sema’ya ‘Devlete karşı darbe girişiminde bulunuyorsunuz, teslim olun’ dedim. Bana ‘Sen kimsin ulan. Biz içeri gireceğiz’ dedi. Baştabya Kışlası’nı aradım, otobüsün içeri alınmamasını emrettim. Boş binaların kenarlarından, mermiler geliyordu. Bir kurşun sol dizimden girdi, sol parmağım koptu.”