Kültür Sanat Türk edebiyatının serüveni

Türk edebiyatının serüveni

16.01.2010 - 20:44 | Son Güncellenme:

Ayşe Böhürler’in, günümüz Türk edebiyatına yön veren isimlerle yaptığı röportajlarının yer aldığı “Yazmazsam Ölürdüm” adlı kitabı onların Türk edebiyatına ve kendilerine bakışını özetliyor.

Türk edebiyatının serüveni

Gazeteci ve televizyoncu Ayşe Böhürler, bir köşe yazarı olmasının yanı sıra belgesel filmler de hazırlıyor. Bugüne dek dört belgesele imza atmış Böhürler. Bunlardan üçü ağırlıklı olarak kadın sorunlarıyla ilgili ancak biri var ki diğerlerinden çok farklı. “Orhun Yazıtlarından Nobel’e Türk Edebiyatı”, Böhürler ve ekibi tarafından, 2008 yılında onur konuğunun Türkiye olduğu Frankfurt Kitap Fuarı’nda gösterilmek üzere hazırlanmış. Belgeselde, başlangıcından günümüze Türk edebiyatı, ünlü yazar ve şairlerin değerlendirmeleriyle anlatılmış. İşte “Yazmasaydım Ölürdüm”, bu belgeselin çekimlerinde yazarlarla yapılan röportajları içeriyor.
30 yazar ile 200 saati bulan röportajların neticesinde oluşturulan kitap, gerçekten de değerli bir çalışma. Röportajların, yoğun ve titiz bir çalışma sonucu hazırlandığı hayli belli. Üstelik şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz ki aynı zamanda dikkat çekici bir politik kimliğe de sahip olan Böhürler, ortaya tarafsız, objektif bir yapıda, yalnızca Türk edebiyatını yansıtan bir eser çıkarmayı başarıyor. Türk edebiyatı içinde durak noktalarını oluşturan, yeniliklere imza atmış önemli isimleri objektif bir bakışla değerlendirip seçiyor.
Ortak noktaları edebiyat olan, hemen her kesim ve düşünce yapısını temsil eden, Türkiye’nin önde gelen şair, yazar, eleştirmen ve edebiyat tarihçisini bir araya getiren Böhürler, röportajlar esnasında özellikle iki şey üzerinde duruyor; onların Türk edebiyat tarihine bakışları, yazarlık serüvenleri ve Türk edebiyat tarihi içinde kendilerini konumlandırışları. Bazı şair ve yazarlar ise kendilerini anlatmanın yanı sıra akademisyenleri kıskandıracak bir düzeyde edebiyat tarihimizi yorumluyor. Böylece edebiyatımız da her bir yazarımızın görüş açısından farklı yönleriyle ortaya çıkıyor. Anlatılan tarih aynı olsa da bambaşka açılardan ele alınarak derinleşiyor, okuyucu için ufuk açıcı farklı renkler seriyor ortaya.

Yanlış yazılan yazar isimleri
Adını, Sait Faik’in meşhur sözünden alan kitap pek çok açıdan övgüyü hak eden bir çalışma ama eksikleri de yok değil. Örneğin, kitapta röportajı yapılan her bir kişinin yalnızca cevaplarına, sorular aradan çıkarılarak direkt yer veriliyor. Bu belki okuyucuyla aracısız bir sohbet duygusu yaratmak açısından hoş bir yol ama kimi yerlerde konunun nereden nasıl başladığı havada kalabiliyor. İki paragraf arasında karşınıza çıkan bir süreklilik eksikliği ya da boşluk duygusu okurken sizi irkiltebiliyor. Bazen de elinizde olmadan aradaki eksik soruyu kafanızdan tekrarlarken bulabiliyorsunuz kendinizi.
Kimi yerde laf bolluğu ve gereksiz tekrarlar yorucu olabiliyor. Sanki bu laf kalabalığının biraz sadeleştirilmeye, anlatımın yeni baştan elden geçirilmeye ihtiyacı var gibi. Son bir söz de kimi yazarların isimlerinde yapılan hatalarla ilgili. Dan Brown, Dan Brawn; Thomas Mann, Thomas Man; Shakespeare, Shakspeare ve Füruzan, Firuzan olarak geçiyor.
Ancak tüm bu eleştiriler bir yana “Yazmasam Ölürdüm”, atlanmaması gereken, çok emek harcandığı belli bir çalışma. Hem Türk edebiyatıyla hem de yazar, şair ve eleştirmenle neredeyse birebir düzeyde gerçekleşen bir karşılaşma, samimi bir tanışma niteliğinde. Adeta, “Yazmazsam ölürdüm!” diyenlerden “Okumazsam ölürdüm!” diyenler için oluşturulmuş bir
köprü...


Şafak’tan Türkali’ye 30 yazar
Böhürler kitabında Ahmet Altan, Ahmet Ümit, Alev Alatlı, Aslı Erdoğan, Ayfer Tunç, Ayşe Kulin, Bejan Matur, Buket Uzuner, Cihan Aktaş, Doğan Hızlan, Ebubekir Eroğlu, Elif Şafak, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, Feyza Hepçilingirler, Hilmi Yavuz, Hüsrev Hatemi, İskender Pala, Jale Parla, Mehmet Güreli, Metin Üstündağ, Murathan Mungan, Nedim Gürsel, Prof. Dr. Orhan Okay, Oya Baydar, Ömer Erdem, Rasim Özdenören, Sadık Yalsızuçanlar, Sadık Yemni, Sema Kaygusuz, Semih Gümüş, Sevinç Çokum, Vedat Türkali, Vivet Kanetti ve Yavuz Bülent Bakiler ile yaptığı röportajlara yer veriyor.