Ankara TÜRK EĞİTİM-SEN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ ANKETİNİN SONUÇLARINI AÇIKLADI

TÜRK EĞİTİM-SEN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ ANKETİNİN SONUÇLARINI AÇIKLADI

21.11.2015 - 09:53 | Son Güncellenme:

.

TÜRK EĞİTİM-SEN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ ANKETİNİN SONUÇLARINI AÇIKLADI

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türk Eğitim-Sen’in 24 Kasım Öğretmenler Günü anket sonuçlarına ilişkin, "Kredi kartına bağımlı hale gelen, banka kredilerine muhtaç edilen, borçlarını kapatmak için çektiği kredi karşılığı evini ipotek gösteren öğretmenler olduğu düşünüldüğünde, bizler nasıl eğitimin itici gücü, olmazsa olmazı öğretmenlerimizi mutlu ve huzurlu kılacağız" dedi.
Türk Eğitim-Sen her yıl olduğu gibi bu yıl da öğretmenlerin sosyo-ekonomik durumlarını, mesleki sorunlarını tespit edebilmek amacıyla bir anket çalışması gerçekleştirdi. Sendikanın internet sitesi turkeğitimsen.org.tr ve 6 bağımsız internet sitesinde daha yer alan anket çalışmasına toplam 21 bin 313 kişi katıldı. Türk Eğitim-Sen’den anket sonuçlarına ilişkin yapılan açıklamada, ankete katılanların yüzde 84.8’sinin erkek, yüzde 15.2’sinin kadın olduğu kaydedildi. Yüzde 12.1’inin bekâr, yüzde 87.9’unun evli olduğu kaydedilirken, yüzde 79.6’sının çocuğu olduğu, yüzde 20.4’ünün ise çocuğunun olmadığı bildirildi. Çocuğu olanların yüzde 26.8’inin 1, yüzde 51.2’sinin 2, yüzde 17.7’sinın 3, yüzde 4.3’ünün de 4 ve üzeri çocuğu olduğu ifade edildi. Yüzde 75.4’ü öğretmen, yüzde 12.7’si müdür yardımcısı, yüzde 11.1’i müdür, yüzde 0.8’i de müdür başyardımcısı. Ankete katılan öğretmenlerin aylık gelirlerinin yüzde 15.3’ü 2 bin 220-2 bin 500 TL, yüzde 50.9’u 2 bin 501-3 bin TL, yüzde 22.6’sı 3 bin 1-3 bin 500 TL, yüzde 11.2’si de 3 bin 501 TL ve üzerinde ücret aldığı bildirildi.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 79.2’Sİ SON 5 YIL İÇİNDE BANKADAN KREDİ ÇEKMİŞ
Ankete katılanların yüzde 79.3’ü son 5 yıl içinde bankadan kredi çektiğini, yüzde 20.7’si çekmediğini ifade ederken, son 5 yıl içinde bankadan kredi çektiğini belirtenlerin yüzde 53.6’sı bireysel, yüzde 32.3’ü konut, yüzde 8.9’u taşıt, yüzde 0.8’i eğitim kredisi çektiği bildirildi. Bu soruya diğer yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 4.4 oldu.
“Şu anda üzerinizde kaç banka kredisi var” sorusuna ankete katılanların yüzde 33.9’u 1, yüzde 22.8’i 2, yüzde 10.2’si 3, yüzde 4.9’u 4 ve üzeri, yüzde 28.2’si de hiç yok cevabını verdiği tespit edildi.
Ankete katılanların yüzde 44.4’ünün önümüzdeki günlerde banka kredisi çekmeyi planladığı ifade edildi.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 94’Ü KREDİ KARTI KULLANIYOR; YÜZDE 22.6’SININ AYLIK KART HARCAMASI BİN 1 -BİN 500 TL ARASINDA
“Kredi kartı kullanıyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 16.4’ü ara ara, yüzde 77.6’sı her zaman, yüzde 6’sının ‘kullanmıyorum’ cevabı verdiği görüldü.
“Kredi kartı kullanıyorsanız aylık kart harcamanız ne kadar?” sorusuna ankete katılanların yüzde 3.6’sı 100-300 TL, yüzde 8.2’si 301-600 TL, yüzde 9.4’ü 601-800 TL, yüzde 12.2’si 801-bin TL, yüzde 22.6’sı 1.001-bin 500 TL, yüzde 21.1’i bin 501-2 bin TL, yüzde 11,1’i 2 bin 1-2 bin 500 TL, yüzde 11.8’i de 2 bin 501 TL’den fazla olduğunu söyledi.
Ankete katılanların yüzde 59’u kredi kartı borcunu düzenlik olarak ve tamamını ödeyebildiğini, yüzde 41’i ise ödeyemediğini kaydetti.
YÜZDE 86.6’SININ ALIM GÜCÜNDE SON BİR YILDA AZALMA
Ankete katılanların yüzde 86.6’sı son bir yıl içinde alım gücünde azalma olduğunu, yüzde 13.4’ü ise azalma olmadığını ifade etti.
Alım gücünde azalma olduğunu belirtenlere “alım gücünüzdeki azalmayı oransal olarak nasıl ifade edersiniz” diye soruldu ve buna göre yüzde 5.2’si “yüzde 10’dan az”, yüzde 35.9’u “yüzde 10-20”, yüzde 30’u “yüzde 21-30”, yüzde 16.7’si “yüzde 31-40”, yüzde 7.2’si “yüzde 41-50”, yüzde 5’i de “yüzde 51’den fazla” cevabını verdiği tespit edildi.
ÖĞRETMENLERİN EN BÜYÜK LÜKSÜ TATİLE GİTMEK/SEYAHAT ETMEK
“En büyük lüksünüz nedir?” sorusuna ankete katılanların yüzde 28.4’ü tatile gitmek/seyahat etmek, yüzde 27’si dışarıda yemek yemek, yüzde 18.9’u alışveriş yapmak (giyim, kişisel bakım v.b.), yüzde 5.4’ü hobilerimle uğraşmak, yüzde 2.7’si sinemaya/tiyatroya/konsere gitmek, yüzde 2’si spor salonuna gitmek derken; yüzde 15.6’sı diğer seçeneğini işaretlediği görüldü.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 27.3’Ü EK İŞ YAPIYOR
Ankete katılanların yüzde 27.3’ü ek iş yaptığını, yüzde 72.7’si ek iş yapmadığını ifade ederken, ek iş yapanlara ne kadar zamandır ek iş yaptıklarını sorulması üzerine yüzde 8.9’u son 6 ay, yüzde 8.2’si 6 ay-1 yıl, yüzde 14.5’i 1-2 yıl, yüzde 17.2’si 2-4 yıl, yüzde 12.5’i 4-6 yıl, yüzde 6.6’sı 6-8 yıl, yüzde 10.7’si 8-10 yıl, yüzde 21.4’ü de 10 yıldan uzun süredir cevabını verdiği kaydedildi.
Ek iş yapanlara hangi işlerde çalıştıkları sorulduğunda ise yüzde 32.8’i özel ders verdiğini, yüzde 21.3’ü çiftçilik yaptığını, yüzde 8.3’ü boya-badana, tamirat işleri yaptığını, yüzde 6.8’i ticaretle uğraştığını, yüzde 1.2’si taksicilik yaptığını, yüzde 1.2’si garsonluk yaptığını, yüzde 0.6’sı gece bekçiliği yaptığını, yüzde 0.4’ü aşçılık yaptığını belirtirken; yüzde 27.4’ü bu soruya diğer cevabını verdiği ifade edildi.
GIDA HARCAMALARI BİR ÖNCEKİ YILA GÖRE ARTTI
“Aylık gıda harcamanız ne kadar” sorusuna ankete katılanların yüzde 8.1’i 200-400 TL, yüzde 20.6’sı 401-600 TL, yüzde 23.4’ü 601-800 TL, yüzde 23.6’sı 801-1.000 TL, yüzde 16.4’ü 1.001-bin 500 TL, yüzde 5.5’i bin 501-2 bin TL, yüzde 2.4’ü de 2 bin 1 TL ve üzeri olduğunu belirtti.
“Son bir yıl içinde yaptığınız gıda harcamalarınızı ondan önceki bir yıl ile mukayese ettiğinizde, herhangi bir değişim oldu mu” sorusuna yüzde 70.3’ü arttı, yüzde 18.5’i azaldı, yüzde 11.2’si değişmedi cevabı verildi.
“Borçlarınızı kapatmak için çektiğiniz kredi karşılığı kendi evinizi ya da ailenizin evini ipotek gösterdiniz mi” sorusuna yüzde 25.7’si evet, yüzde 74.3’ü hayır cevabı verildiği tespit edildi.
ÖĞRETMENLER ALIŞVERİŞ YAPARKEN FİYAT ARAŞTIRMASI YAPIYOR
“Alışveriş yaparken fiyat araştırması yapıyorum. Uygun etiketli ürünleri tercih ediyorum” ifadesi sizin alışveriş davranışınızı anlatıyor mu” sorusuna yüzde 93.5’i evet, yüzde 6.5’i hayır cevabı verildi.
“Çocuklarınızın eğitimine ya da kendi kişisel gelişiminize/eğitiminize yaptığınız harcamanın ailenizin toplam geliri içindeki payını nasıl ifade edersiniz” sorusuna ankete katılanların yüzde 48.3’ü az, yüzde 13.8’i fazla, yüzde 37.9’u orta cevabını verdi.
“Zor günlerimde kullanmak üzere yatırım/tasarruf yapıyorum” ifadesine katılıyor musunuz” sorusuna yüzde 19.2’si kesinlikle katılıyorum, yüzde 50.4’ü kesinlikle katılmıyorum, yüzde 30.4’ü de kısmen katılıyorum denildi.
Ankete katılanların yüzde 88.7’si ek gösterge 3600’e yükseltilse ve öğretmenlere yıpranma payı verilse emekliliği hak ettiğinde emekli olacağını ifade ediyor.
ANKETE KATILANLAR ZAM ORANLARININ MEMURLARIN EKONOMİK KAYIPLARINI TELAFİ ETMEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR
“Toplu sözleşmede 2016 yılı için yüzde 6+5, 2017 yılı için ise yüzde 3+4 oranında zam yapılması ekonomik kayıplarınızı telafi edecek mi” sorusuna ankete katılanların yüzde 89.7’si hayır, yüzde 10.3’ü evet cevabını verdi.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 74.6’SI TOPLU SÖZLEŞMEYİ HAYAL KIRIKLIĞI OLARAK NİTELENDİRİYOR
Bu yıl yapılan toplu sözleşmeyi ankete katılanların yüzde 74.6’sı hayal kırıklığı, yüzde 16.6’sı idare eder, yüzde 6.6’sı memnuniyet verici, yüzde 2.2’si de diğer cevabını verdiği görüldü.
ANKETE KATILAN ÖĞRETMENLER, ENFLASYON FARKI HESAPLAMA YÖNTEMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ VE BU ŞEKİLDE MEMURUN ZARARA UĞRATILMASI NEDENİYLE YETKİLİ SENDİKA BAŞKANININ İSTİFA ETMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYOR
“2013 yılında imzalanan toplu sözleşmede belirlenen enflasyon farkı hesaplama yönteminin 2015 yılında değiştirildiğini ve tüm memur ve emeklilerin aylık yüzde 1.8’lik kayba uğradığından haberdar mısınız” sorusuna ankete katılanların yüzde 75.2’si evet, yüzde 24.8’i hayır cevabını verdi.
“Yetkili konfederasyon tarafından değiştirilen 2015 yılı enflasyon hesaplama yöntemi, alınan maaşa göre memurun aylık 40 ila 160 TL arasında zararına sebep olmaktadır. Bu maddeyi imzalayan konfederasyon başkanı nasıl davranmalıdır” sorusuna ankete katılanların yüzde 62.8’i istifa etmelidir, yüzde 27.8’i tüm memur ve emeklilerden özür dilemelidir, yüzde 9.4’ü de görevine devam etmelidir cevabını verdiği kaydedildi.
Ankete katılanların yüzde 34’ü herhangi bir psikolojik rahatsızlık yaşadığını ifade ediyor. Bunun nedenine ilişkin ise yüzde 54.8’i ekonomik sorunlar, yüzde 23.2’si mesleki sorunlar, yüzde 9’u ailevi sorunlar, yüzde 6’sı sağlık sorunları cevabı verilirken, yüzde 7’si de diğer seçeneğini işaretlediği kaydedildi. Psikolojik rahatsızlık yaşayanların yüzde 36.6’sı ilaç tedavisi gördüğünü belirtti.
Ankete katılanların yüzde 56.4’ü öğretmenlik mesleğinden istifa etmeyi düşündüğü zamanlar olduğunu ifade etti. Öğretmenlik mesleğinden istifa etmeyi düşündüğü zamanlar olduğunu belirtenlere bunun nedenleri sorulduğu zaman ise yüzde 45.5’i siyasi baskı, adam kayırmacılık, yandaş uygulamalar cevabı verirken; yüzde 23.5’i ekonomik olarak tatmin edici olmaması, yüzde 13.2’si öğrencilerin/velilerin olumsuz tutum ve davranışları, yüzde 6.1’i özlük haklardaki yetersizlikler, yüzde 3.5’i idarecilerle yaşadığım sorunlar, yüzde 2.4’ü tayin talebimin karşılanmaması ve bu nedenle ailemle ayrı yaşamak zorunda kalmam, yüzde 0.6’sı sınıf mevcudunun fazla olması, yüzde 0.4’ü ders yükünün fazlalığı, yüzde 0.4’ü meslektaşlarımla yaşadığım sorunlar derken; yüzde 4.4’ü diğer seçeneğini işaretledikleri tespit edildi.
ANKETE KATILANLARIN 86.4’Ü MESLEK HASTALIĞINA YAKALANDI
Öğretmenlerin meslek hastalığına yakalanıp, yakalanmadıklarının sorulması üzerine, ankete katılanların yüzde 32’si ses kısıklığı, ses tellerinde ödem gibi, yüzde 14’ü bel/boyun fıtığı, yüzde 9.7’si omuz ve ayak ağrıları, yüzde 8.9’u alerji, solunum yolu hastalıkları, yüzde 7.6’sı mide rahatsızlıkları, yüzde 6.7’si varis, yüzde 2.6’sı duruş bozukluğu derken; yüzde 13.6’sı ise meslek hastalığına yakalanmadığını belirtmiş, yüzde 4.9’u da diğer seçeneğini işaretlediği bildirildi.
ANKETE KATILANLARA GÖRE DEVLET OKULLARININ EN BÜYÜK SORUNLARI TORPİLLİ YAPILAN YÖNETİCİ ATAMALARI VE SİYASİ/İDEOLOJİK YAPILANMA
Ankete katılanlara “devlet okullarının en büyük sorunu nedir?” sorusunu yöneltiğinde yüzde 35.7’si torpilli yapılan yönetici atamaları ve ayrımcılık, yüzde 21.6’sı siyasi/ideolojik yapılanma, yüzde 21’i okullara ayrılan ödeneklerin yetersizliği, yüzde 6.2’si öğretmen ve derslik açığı, yüzde 5.3’ü okullarda hizmetli personelin yetersizliği, okulların hijyenik olmaması, yüzde 3’ü güvenliğin sağlanamaması, yüzde 7.2’si de diğer seçeneğinin işaretlendiği görüldü.
Ankete katılanlara televizyonda en çok hangi programları izledikleri sorusuna ise yüzde 67.5’i haber-tartışma, yüzde 12.9’u belgesel, yüzde 6.2’si dizi, yüzde 4.4’ü film, yüzde 2.6’sı müzik-eğlence, yüzde 6.4’ü de diğer seçenek cevabını verdi.
Ankete katılanların yüzde 46.1’i haberleri televizyondan, yüzde 52.8’i internetten, yüzde 0.1’i radyodan takip ettiğini ifade ederken, bu soruya diğer cevabı verenlerin oranının yüzde 1 olduğu görüldü.
Ankete katılanlara ne kadar sıklıkla kitap okudukları sorusunun yöneltilmesi üzerine yüzde 27.6’sı ayda bir, yüzde 17’si haftada bir, yüzde 10.3’ü iki haftada bir, yüzde 9.7’si yılda bir, yüzde 8.6’sı iki ayda bir, yüzde 7.4’ü üç ayda bir, yüzde 6.8’i altı ayda bir, yüzde 2.4’ü dört ayda bir derken; yüzde 10.2’si hiç kitap okumadığını belirttiği tespit edildi.
ADAY ÖĞRETMENLİK, YÖNETİCİ ATAMALARI
“Aday öğretmenliğin kaldırılmasında performans değerlendirmesi ve ayrıca yazılı ve sözlü sınav şartının getirilmesini doğru buluyor musunuz” sorusuna yüzde 85.5’i hayır cevabını verdiği, “Aday öğretmenlerin performans değerlendirmesinde 50’nin altında puan alması halinde 2. bir hak verilmeksizin, 1. yıl sonunda memuriyetine son verilmesini doğru buluyor musunuz” sorusuna ise ankete katılanların yüzde 91.1’inin yine hayır cevabı verdiği kaydedildi.
Bu soruya hayır cevabı verenlere nedenlerinin sorulması üzerine yüzde 41.9’u sözlü sınavla yapılan değerlendirmelerin objektif olmadığı için sağlıklı olmayacağını düşünüyorum, yüzde 36.9’u öğretmenler zaten başta KPSS olmak üzere mesleğe başlayıncaya kadar yeteri kadar sınavdan geçirilmektedir, yüzde 13.2’si öğretmenlerin bilgisinin KPSS’nin dışında başka sınavlarla da ölçülmesini yanlış buluyorum, yüzde 5.8’i öğretmen başarısını ve verimliliğini artıracağını düşünmüyorum, yüzde 2.2’si de diğer cevabını verdi.
“4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevine son verilmesinin ardından okulların sözlü sınav sonucuna göre görevlendirilen yöneticiler tarafından yönetilmesinin eğitim hayatımız için olumlu sonuçlar getirdiğini düşünüyor musunuz” sorusuna ankete katılanların yüzde 84.3’ü hayır cevabı verdi.
“Okul yöneticiliği için getirilen sistem ile liyakat sahibi olmayan, yandaş ve torpilli kişiler yönetici yapıldı” ifadesine katılıyor musunuz” sorusuna ankete katılanların yüzde 87.9’u evet cevabını verirken, “Danıştay İDDK’nın kararının ardından değişiklik yapılan Yönetici Atama Yönetmeliği’nde müdürlere getirilen sözlü sınav şartı devam etmektedir. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna ankete katılanların yüzde 85.1’i olumsuz buluyorum seçeneğini işaretlediği tespit edildi.
“Eğitimde gerek öğretmenlere, yöneticilere gerekse diğer çalışanlara siyasi baskı uygulandığını düşünüyor musunuz” sorusuna ankete katılanların yüzde 81.1’i evet seçeneğini işaretledi.
ÖĞRETMENLERE GÖRE TÜRKİYE’DE YAPILAN ÖĞRETMEN ATAMA SAYISI YETERSİZ VE ŞUBAT’TA 30 BİN ATAMA İHTİYACI KARŞILAMAYACAK
“Ülkemizde okullara yeterli sayıda öğretmen ataması yapıldığını düşünüyor musunuz” sorusuna ankete katılanların yüzde 73.7’si hayır cevabı verirken, “Ülkemizin öğretmen açığını giderecek ölçüde atama yapmak için kaynağının olduğuna inanıyor musunuz” sorusuna ankete katılanların yüzde 84.6’sı evet cevabını verdi.
Ankete katılanların yüzde 70.7’si Şubat’ta 30 bin atamanın yetersiz olacağını düşünüyor. Ankete katılanların yüzde 95.6’sı ücretli öğretmenliği olumsuz buluyor. Ücretli öğretmenliği olumlu bulmayanlara bunun nedenlerinin sorulması üzerine yüzde 39.9’u hiçbir meslek grubunda olmayan bu uygulama öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırıyor, yüzde 29.3’ü eğitimde kalite ve verim sağlanamıyor, yüzde 18’i iş garantisi yok ve çok düşük ücretlerle çalıştırılıyorlar, yüzde 6.9’u ücretli öğretmenlik adeta bir istihdam modeli haline geldi, yüzde 4.4’ü iki yıllık meslek yüksek okulu ve açık öğretim mezunları bile ücretli öğretmenlik yapıyor, yüzde 1.5’i de diğer seçeneğinin işaretlendiği görüldü.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 41.4’Ü ŞİDDETE MARUZ KALMIŞ
Ankete katılanların yüzde 41.4’ü öğrenci/veli şiddetine maruz kaldığını belirtti. Şiddete maruz kalan öğretmenlere hangi şiddet türüne maruz kaldıklarının sorulması üzerine yüzde 69.9’u sözlü, yüzde 19.2’si psikolojik, yüzde 10.6’sı fiziksel, yüzde 0.3’ü de cinsel şiddete maruz kaldığını ifade etti. Şiddete maruz kalan öğretmenlere darp raporu/psikolojik durum raporu v.b. alıp, almadıklarının sorulması üzerine yüzde 95.9’u hayır, yüzde 4.1’i evet cevabı verdi. Şiddete maruz kalanların yüzde 87.8’i şikayetçi olmadığını, yüzde 12.2’si şikayetçi olduğunu belirtiyor. Şikayetçi olmayanlara bunun nedenleri sorulduğunda ise yüzde 25.6’sı öğrenci/veli özür dilediği için şikâyetçi olmadım, yüzde 11.6’sı korktuğum için şikâyetçi olmadım, yüzde 12.2’si öğrencinin siciline işlemesini istemediğim için şikâyetçi olmadım derken; yüzde 50.6’sı diğer seçeneğini işaretlediği bildirildi.
Ankete katılanların yüzde 96.1’i Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere şiddet konusunda yeterli tedbiri almadığını düşünüyor.
ÖĞRETMENLER SİYASETÇİLERE GÜVENMİYOR
Ankete katılanların yüzde 92’si siyasetçilere güvenmediği görüldü. Bunun nedenlerine ilişkin soruya yüzde 40.9’u siyasetçileri dürüst bulmadığını, yüzde 29’u torpil, yandaşlık yaptıklarını, yüzde 10.2’si bazılarının yolsuzluk ya da suçlara bulaştığını düşündüklerini, yüzde 9.3’ü siyasetçilerin halktan kopuk olduğunu, yüzde 6.7’si siyasi baskı, siyasi tahakkümde bulunduklarını belirtirken; yüzde 3.9’u da diğer seçeneğini işaretledi.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 5.2’Sİ GÖÇMENLİK BAŞVURUSUNDA BULUNMUŞ
Ankete katılanların yüzde 85.6’sı geleceğine güvenle bakamadığını söylerken, “bugüne kadar göçmenlik için herhangi bir başvurunuz oldu mu” sorusuna ankete katılanların yüzde 5.2’si evet, yüzde 94.8’i hayır cevabı verdi. Göçmenlik başvurusunda bulunanlara bunun nedenlerinin sorulması üzerine yüzde 30.2’si ekonomik/sosyal olarak daha iyi imkanlara sahip olmak derken; yüzde 29’u çocuklarıma eğitim, sağlık, yaşam standartları v.b. yönlerden daha iyi bir gelecek sunmak için, yüzde 16.7’si insana değer verildiği için, yüzde 13.2’si demokratik haklar fazla olduğu için, yüzde 10.9’u diğer seçeneğini işaretlediği tespit edildi.
Ankete katılanların yüzde 87.4’ü herhangi bir sendikaya üye olduğunu belirtti. Sendikalı olanlara “sendikal tercihlerinizi neye göre belirliyorsunuz” sorusu yöneltildiğinde yüzde 48.9’u sendikal çalışmalara/kazanımlara derken; yüzde 31.3’ü siyasi/ideolojik görüşüme, yüzde 9.4’ü arkadaş etkisi, sosyal çevre yönlendirmesi, yüzde 4.3’ü menfaatlerime/çıkarlarıma, yüzde 6.1’i de diğer seçeneğini işaretlendi.
ANKETE KATILANLARA GÖRE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE DAİR EN BÜYÜK KORKULARI TOPLUMSAL KUTUPLAŞMA, TOPLUMSAL ÇATIŞMA VE BÖLÜNME
Ankete katılanlara “Türkiye’nin geleceğine dair en büyük korkunuz nedir” sorusu yöneltildiğinde yüzde 52.1’i toplumsal kutuplaşma ve bunun doğurabileceği toplumsal çatışma ve bölünme, yüzde 15.8’i terör olayları, yüzde 12.8’i adam kayırmacılık, kadrolaşma, yüzde 8’i ekonomik darboğaz ve işsizlik, yüzde 5.9’u eğitim ve sağlık politikalarında yaşanan sorunlar, yüzde 1.3’ü yolsuzluk, yüzde 1’i dış politikada çalkantı, yüzde 3.1’i de diğer seçeneğini işaretlediği kaydedildi.
ANKETE KATILANLARA GÖRE TERÖR EN ÇOK EKONOMİYİ ETKİLİYOR
Ankete katılanlara “Bir güvenlik sorunu olan terör ülkemizde en çok hangi alanı etkilemektedir” sorulması üzerine Yüzde 63.7’si ekonomi, yüzde 23.7’si eğitim, yüzde 0.9’u sağlık, yüzde 11.7’si diğer seçeneğini işaretledikleri görüldü.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 68.1’İ DEVLETİN TERÖRÜN YOĞUN YAŞANDIĞI YERLERDE EĞİTİM ÇALIŞANLARININ CAN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYAMADIĞINI DÜŞÜNÜYOR
“Terörün yoğun olarak yaşandığı bölgelerde devletimizin eğitim çalışanlarının can güvenliğini sağladığını düşünüyor musunuz” sorusuna ankete katılanların yüzde 68.1’i kesinlikle düşünmüyorum, yüzde 23.6’sı kısmen düşünüyorum, yüzde 8.3’ü de kesinlikle düşünüyorum cevabını verdi.
“BİZLER NASIL EĞİTİMİN İTİCİ GÜCÜ, OLMAZSA OLMAZI ÖĞRETMENLERİMİZİ MUTLU VE HUZURLU KILACAĞIZ”
Öğretmenler günü anket sonuçlarını değerlendiren Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye’de öğretmenlik mesleğinin ne kadar meşakkatli olduğunu, öğretmenlerin zor koşullarda, canla, başla görev yaptığını belirterek, tüm öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladı.
Öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve mesleki anlamda yığınla sorunu olduğuna dikkat çeken Koncuk, Milli Eğitim Bakanlığı’nın özellikle bazı sorunlar karşısındaki vurdumduymaz tavırlarının, çözüm yerine çözümsüzlükle sonuçlanan icraatlarının eğitim camiasında yılgınlığa neden olduğunu kaydetti. Eğitim camiasında son yıllarda yaşanan baskı, adam kayırma, kadrolaşma çalışmalarının öğretmenlerin verimini, başarısını etkilediğini kaydeden Koncuk, eğitimin dümeninde olan insanların Bakanlığın en alt birimden, en üst birimine kadar her yerde adaleti sağlaması, hakkaniyeti ön planda tutması ve eğitim çalışanları arasında ayrım yapmaması gerektiğini ifade etti.
Öğretmenlerin geçim derdinde olduğunu da sözlerine ekleyen Koncuk, şunları kaydetti:
“Kredi kartına bağımlı hale gelen, banka kredilerine muhtaç edilen, borçlarını kapatmak için çektiği kredi karşılığı evini ipotek gösteren öğretmenler olduğu düşünüldüğünde, bizler nasıl eğitimin itici gücü, olmazsa olmazı öğretmenlerimizi mutlu ve huzurlu kılacağız? Eğitimi nasıl daha ileri taşıyacağız? Kafasında geçim derdi olan öğretmenlerle mi dünya yarışında ipi göğüsleyeceğiz.”
Öğretmenlere yönelik şiddete de dikkat çeken Koncuk, “Kafa atılan, sopayla dövülen, gözünde yumrukla derslere giren öğretmenleri Bakanlık ne zaman görecek, ne zaman duyacak? “Öğretmene yönelik şiddeti önlemek için tedbirler ne zaman alınacak?” diye sordu.