Gündem Tutuklamaların meşru amacı var

Tutuklamaların meşru amacı var

01.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Darbe girişimi sırasında TÜRKSAT yerleşkesine gittikleri gerekçesiyle tutuklanan 4 kişinin başvurusunu reddeden AYM, ret gerekçesini açıkladı ve 11 aylık tutukluluk süresinin ‘makul’ olduğunu bildirdi

Tutuklamaların  meşru amacı var

Anayasa Mahkemesi, darbecilerce işgal edilen TÜRKSAT yerleşkesine gittikleri iddiasıyla tutuklanan dört kişinin bireysel başvurusunu ret gerekçesini açıkladı. Kararda, FETÖ/PDY’nin terör örgütü, ByLock’un da örgütün haberleşme programı olduğunun altı çizilerek, başvurucuların tutuklanmalarının meşru bir amacı olduğu, tutuklanma gerekçelerinin keyfi olmadığı, 11 aydır tutuklu kalmalarının makul olduğu sonucuna varıldığı kaydedildi. “Darbe teşebbüsü kararlı bir direnişle kısa sürede engellenmemiş olsaydı, millet demokratik açıdan ölecek, devlet ortadan kalkacaktı” denilen kararda, OHAL’in anayasa, AİHM ve Avrupa Konseyi kararlarına uygun olduğu da belirtildi.
82 sayfalık Anayasa Mahkemesi kararında, başvurucuların tutuklanmasına ve OHAL ilan edilmesine sebebiyet veren olayların meydana geliş şekline ilişkin geniş bilgilere yer verildi.
161 bin 785 soruşturma
Kararda yer alan Adalet Bakanlığı verilerine göre 13 Haziran itibariyle 161 bin 785 kişi hakkında FETÖ’den soruşturma yürütülüyor ve 47 bin 136’sının adli kontrol, 13 bin 497’si tedbir uygulanmadan serbest bırakıldı, 30 bin 597 kişi hakkında ise yakalama, gözaltı gibi adli bir işlem yapılmadı. Karardaki verilere göre FETÖ’den 50 bin 436 kişi tutuklandı. Tutuklanan 8 bin 849 kişi bir süre sonra tahliye edildi.
Kararda, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iki sanık hakkında darbe teşebbüsüyle bağlantılı 5 Ocak 2017 tarihli mahkumiyet kararıyla, FETÖ’nün silahlı terör örgütü olduğu sonucuna varıldığı belirtildi.
İnceleme yetkisi var
Kararda, OHAL sürecinde temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılamayacağına dair bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla başvuruları mahkemenin inceleme yetkisinin bulunduğu belirtildi.
AYM kararında “Egemenliğin sahibi olan millet ve demokratik anayasal düzenin tüm unsurları, darbe teşebbüsünü kararlı bir direnişle kısa sürede engellememiş olsalardı ya bir grup zorbanın mutlak egemenliğini kabul edecekler ve onun hiçbir demokratik denetimine tabi olmayan iradesine boyun eğecekler ya da direnmeye devam edeceklerdi. Birinci ihtimal bir milletin demokratik açıdan ölümü anlamına gelecekti. İkinci ihtimal olan çatışmaların uzaması ve yaygınlaşması, devlet otoritesinin hatta devletin tamamen ortadan kalkması riskinin yakın, ciddi ve açık bir tehdit olarak ortaya çıkmasına neden olacaktı” denildi.
Dayanaktan yoksun
Kararda Adalet Bakanlığı’ndan alınan görüşte başvurucuların tutuklanmalarına ilişkin sürecin keyfi olmadığını, iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olduğunu bildirdiği kaydedildi.
Başvurucuların OHAL ilanından üç gün sonra tutuklandığı, tutuklanmalarına dayanak suçlamaların OHAL ilanını gerekli kılan olaylarla doğrudan ilgili olduğu belirtilen kararda, “Başvurucuların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik tutuklama suretiyle yapılan müdahalenin Anayasa ve Kanun’un öngördüğü anlamda meşru bir amacının bulunduğu anlaşılmaktadır” denildi. Başvurucuların darbecilerce işgal edilen TÜRKSAT’a gitmekle suçlandıkları hatırlatılan kararda, “Başvurucu Güneş’in ‘içeriden çağrıldıklarını’ söylemesi ve cep telefonundaki kayıtları silmeye çalışması üzerine yakalanmışlardır. Buradaki ‘içeriden çağrılma’ ifadesinin TÜRKSAT’ı işgal eden askerler tarafından çağrılma olarak anlaşıldığı görülmektedir” ifadesine yer verildi.
Kararda, başvuruculardan Güneş ve Yavuz’un ByLock kullanıcısı olduğu, bu tespitin suçun işlendiğine dair “kuvvetli belirti” olarak kabul edildiği, bu durumun anılan programın özellikleri itibarıyla temelsiz ve keyfi bir tutum olarak değerlendirilemeyeceği belirtildi.
‘Yeterli ve makul’
Anayasa Mahkemesi kararında, darbe teşebbüsü sırasında yaşanan ağır olayların oluşturduğu korku iklimi dikkate alındığında, soruşturma konusu olaylara ilişkin delillerin sağlıklı bir şekilde toplanabilmesi ve soruşturmaların güvenlik içinde yürütülebilmesi için tutuklama dışındaki koruma tedbirlerinin yetersiz kalacağının söz konusu olabileceği de vurgulandı.
Başvurucuların tutukluluk süresinin yaklaşık 11 ay olduğu belirtilen kararda, sürenin yeterli ve makul olduğu sonucuna varıldığı kaydedildi.

102 bin 500 kişiye meslekten ihraç!

Anayasa Mahkemesi kararında, KHK’larla alınan tedbirlerle aralarında yüksek mahkeme üyelerinin de bulunduğu 4 binin üzerinde yargı mensubu ile 98 bin 500 kamu görevlisinin de meslekten ihraç edildiği belirtildi. Kararda, bu kapsamda TSK’nın general/amiral kadrosunun yarısına yakınının kamu görevinden çıkarıldığının görüldüğü, kamudan çıkarılanlar arasında sayısal bakımdan ilk sırada öğretmenlerin bulunduğu kaydedildi. Kararda, bin 400 kişinin tekrar mesleğe geri alındığı da kaydedildi.

ByLock, FETÖ’nün haberleşme programı

Başvurucular hakkında dava açıldığı belirtilen kararda, başvurucuların FETÖ bağlantısı bulunan Bank Asya’da hesaplarının bulunduğu, başvuruculardan Aydın Yavuz ve Burhan Güneş’in FETÖ/PDY üyelerinin kendi aralarındaki iletişimi sağladığı ByLock kullanıcısı olduğu kaydedildi. Kararda, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararına göre ByLock’un global bir uygulama görüntüsü altında münhasıran FETÖ/PDY mensuplarının kullanımına sunulan örgüt içi bir haberleşme programı olduğu ifade edildi.

Yazarlar