Futbol UEFA infaz timi

UEFA infaz timi

08.12.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Avrupa’nın siyasetçisi, gazetecisi, insanı, Türkiye’ye bu kadar düşmanken, Avrupa’nın kuruluşu UEFA, Avrupa’nın hakemi seni niye sevsin? Bizim milli takımın, kulüp takımlarımızın, çok affedersiniz “avanta” bir penaltı, ofsayt gol, rakibe gösterilen 2-3 kırmızı kartla maç kazandığını hatırlayan var mı?

UEFA infaz timi

BİLAL MEŞE sordu DUAYEN cevapladı
ŞANSAL BÜYÜKA ile DOBRA DOBRA

Haberin Devamı

Avrupa’nın siyasetçisi, gazetecisi, insanı, Türkiye’ye bu kadar düşmanken, Avrupa’nın kuruluşu UEFA, Avrupa’nın hakemi seni niye sevsin? Bizim milli takımın, kulüp takımlarımızın, çok affedersiniz “avanta” bir penaltı, ofsayt gol, rakibe gösterilen 2-3 kırmızı kartla maç kazandığını hatırlayan var mı?

Beşiktaş adına, Türk futbolu adına Kiev’de hiç düşünmediğimiz, aklımıza asla gelmeyecek bir “kabus gecesi” yaşadık. Beşiktaş, İskoç hakem, kaçıp giden Şampiyonlar Ligi, kırmızı kartlar... İşe nereden nasıl bakmalıyız?

Sevgili Bilal, Beşiktaş kendi adına, Türk futbolu adına “Şampiyonlar Ligi’nde yenilmeden bir üst tura çıkan Türk takımı” olmak adına tarih yazmaya hazırlanırken, kalemini kırdılar. Aslında özellikle son yıllarda olanlar asla rastlantı değil... Geçen yıl Fenerbahçe’nin Braga maçında Ivan Bebek, bu yıl İstanbul’daki Dinamo maçında Alman hakem, Kiev’de

Haberin Devamı

“Çirkin İskoçyalı”...

Bu tespiti abartarak, milliyetçilik duygularıyla yapmıyorum... Futbolun gerçeklerini kriter alarak yapıyorum, karşımızda “UEFA İnfaz Timi” var. Avrupa’nın siyasetçisi, gazetecisi, insanı, Türkiye’ye bu kadar düşmanken, Avrupa’nın kuruluşu UEFA, Avrupa’nın hakemi seni niye sevsin? Bizim milli takımın, kulüp takımlarımızın, çok affedersiniz “avanta” bir penaltı, ofsayt gol, rakibe gösterilen 2-3 kırmızı kartla maç kazandığını hatırlayan var mı? Bütün bunlar rakibin değil, hep bizim başımıza geliyorsa, buna “futbolda olur böyle şeyler” demek mümkün mü? Kimse kusura bakmasın o kadar saf, o kadar da aptal değiliz.

Ne yapacağız peki?

Bilal, bir kuruntu olduğunu düşünmüyorum. Şenes Erzik, UEFA Başkan Vekili iken adı bile yetiyordu. UEFA’dan maç başı tonla para alan hakemler, düdüğü üflerken, şöyle bir durup düşünüyordu. Avrupa’da futbolun iki numaralı patronunun Türk olması, onlar için caydırıcı olabiliyordu. Unutma, insanlar güce tapar. Şenes Erzik, başkan vekilliğinden ayrılınca bir anlamda meydan boş kaldı. UEFA’da yeniden çok etkin, korkulan, çekinilen bir konuma gelmeliyiz. UEFA’nın ilk yönetim kurulu seçiminde - ki bu yıl yapılacak- geçen seçimde aday olup kılpayı kaybeden Servet Yardımcı’yı acilen o kurumun içine sokmalıyız. UEFA’daki skandalları hep birlikte görüyoruz. Gücün olmazsa senin alın terini, emeğini, umutlarını umursamazlar bile ...

Haberin Devamı

Bu maç oynanmazdı

Bir de seyirci olayları var
İşin bir başka skandalı, bir başka rezaleti de seyirci olaylarında... Maç öncesi dövülen Beşiktaş taraftarlarının görüntülerine baktım, gözlerime inanamadım. Kafası gözü patlayanlar, her yeri moraranlar, Türkiye’ye geri dönsün diye tekerlekli sandalyeler ile havalimanına getirilenler... Ne oluyoruz arkadaş, Kiev’e savaşmaya mı gittik? Nerede UEFA, nerede resmi yetkililer, nerede güvenlik önlemleri...

İddia ediyorum, bu olayların onda biri İstanbul’da olsa UEFA, “can güvenliği yok” diye bu maçı oynatmaz, üstüne bir de bizi “hükmen yenik” sayardı. UEFA’nın yeni başkanı Türk dostu, seçilmesinde de bizim Futbol Federasyonu’nun çok ciddi katkısı oldu. Biz kendi ligimizde birbirimizi yemekten ortak menfaatlerimizi hiç düşünmüyoruz. Büyük kulüplerin yerinde olsam, federasyon başkanını da alır, UEFA Başkanı’na ziyarete gider ve “bu rezaletler daha ne kadar sürecek?” diye uyarır, önlem almasını isterdim. İşe yarar yaramaz, ortaya bir çaba koymamız lazım...

Haberin Devamı

Biraz da kendimize baksak, özeleştiri yapacak bir durum var mı?

Elbette var Bilal... Grupta yenilgi almadan Kiev’e gitmişsin, daha maçın başı, yediğin ilk golde savunmada tam 4 adamla bir Yarmolenko’yu tutamıyorsun. Hafif bir dokunsan, adam zaten çizgide, topla birlikte dışarı çıkacak. Ama biz sadece refakat ediyoruz ve golü yiyoruz. Penaltı golü öncesi, tamam Beck‘e faul var. Beck tepeüstü düşerken rakibini görmüyor bile... Yeni kurala göre kırmızı son derece ağır, hepsi tamam... Ama savunmada o boşluk bırakılır mı? bir uzun topla Gonzales‘in defansın arkasına sarkmasına izin verilir mi? Nerede stoperlerin, nerede ön liberoların... Üçüncü golde, savunmadan çıkarken öyle top kaptırılır mı? Maç haksız bir penaltı, haksız bir kırmızı kartla ikinci golde bitti ama Beşiktaş savunmasının Benfica maçı da dahil, dağınıklığını görmezden gelemeyiz. Zaten kırmızı kart ve ikinci golden sonra futbol adına konuşulacak bir şey yok.

Haberin Devamı

Kontrol kayboluyor

Bu arada üç de cezalı var.

Benim üzüldüklerimden biri de bu... Şampiyonlar Ligi’nden elendin ama UEFA Avrupa Ligi’nde yolun uzun... Burada da önemli bir kupa, önemli bir gelir ve değeri çok yüksek bir kupa var. Üstelik Beşiktaş’ın kaliteli kadrosunun bu yeni yolda uzun bir yürüyüşe çıkmasını ve yolun sonuna kadar gitmesini hepimiz bekliyoruz. Bizim takımların haksızlığa isyanı büyük oluyor. Kontrolü kaybediyoruz. Geçen yıl Braga karşısında Fenerbahçe, bu yıl Dinamo Kiev karşısında Beşiktaş... Adriano, Aboubakar bu kadar tecrübeli oyuncular... Hele Aboubakar’ın gördüğü o sorumsuzluk örneği kırmızı kart... Kardeşim, halen yarışın içindesin. Sadece makas değiştirdin. Çökmeye, yıkılmaya gerek yok. Takımı sorumsuz biçimde eksik bırakmaya hiç gerek yok...

UEFA infaz timi

F.Bahçe’de söz savunmada
Önce Galatasaray, sonra Beşiktaş maçları oynandı, kaleci Volkan iki maçı da yere yatmadan bitirdi. Fenerbahçe büyük maçları iyi oynuyor. Ancak defansif anlamdaki başarısını, ligin en fazla gol atan takımlarından biri olmasına rağmen hücum zenginliğinde gösteremiyor
Fenerbahçe’de hücum oyuncuları sürekli rotasyonda... Bu uzun vadede takıma yarar mı sağlar, yoksa zarar verir? Emenike lige iyi başladı, ama şimdi ortada yok!
Sevgili Bilal, ben Fenerbahçe’nin defansif anlayışını, rakibe basışını, mücadele gücünün yüksekliğini beğeniyorum. Kendi sahasında arka arkaya önce Galatasaray, sonra Beşiktaş maçlarını oynadı, kaleci Volkan iki maçı da yere yatmadan bitirdi. Ayrıca Kadıköy’de Galatasaray’a 18, Beşiktaş’a 12 yıldır kaybetmeyişini kuru bir istatistik olarak değerlendiremeyiz. Fenerbahçe büyük maçları iyi oynuyor. Ancak defansif anlamdaki başarısını, ligin en fazla gol atan takımlarından biri olmasına rağmen hücum zenginliğinde gösteremiyor. Van Persie, Sow, Emenike, halen yeterli noktada değiller. Kesin olan şu: Fenerbahçe’de söz savunmada...
Gökhan Gönül’den sonra Şener Özbayraklı o boşluğu dolduruyor mu sizce? Kulüp tarafından çok seviliyor ve son derece iyi bir profesyonel...
Şener Özbayraklı daha Bursaspor’da oynarken milli takıma kadar yükselmiş bir savunma oyuncusu... Fenerbahçe Yönetimi, Gökhan Gönül’ün gidişine yeteri kadar engel olmaya çalışmadıysa, burada Şener Özbayraklı’ya duyulan güvenin de önemli bir yeri var... Şener bu ülkenin önemli bir savunma oyuncusu... Ayrıca sportif kişiliği ile ilgili, adamlığı ile ilgili herkes çok güzel şeyler söylüyor.
Gökhan Gönül’e gösterilen tepkilere ne diyorsunuz? Dokuz yıl hizmet etti, bu sürece altı kupa sığdırdı, haksızlık değil mi?
n Gökhan Gönül’e edilen küfürlere gerçekten üzüldüm. Fenerbahçe seyircisi Gökhan’ın gidişini kabullenemiyor olabilir ama en azından geride kalan 9 yılın hatırına bu kadar ağır küfürler etmemeliydi. Protesto, ‘hadi tamam’ diyelim, ama bu kadar ağır küfürler kimseye yakışmadı. Ayrıca benim bildiğim kadarıyla Gökhan Gönül’ün kalması konusunda Fenerbahçe Yönetimi de çok hevesli davranmadı.
Özbek çizmeleri giymeli!
Galatasaray için kârlı bir hafta oldu. Size bu takım “Bu yarışta ben de varım” mesajını güçlü bir şekilde verdi mi?
Sevgili Bilal, Galatasaray’ın bu futbolunun şampiyonluğa yetmeyeceğini kendi yöneticileri bile görüyor. Galibiyete rağmen Florya’da toplantılar yapılıyor, “Takım nasıl daha iyi olur?” diye tartışılıyor. Puan farkı çok fazla olmamasına rağmen, bu futbolun şampiyonluğa yetmeyeceğine ben de inanıyorum.
Riekerink mesajı almış mıdır?
Galatasaray’da hocanın sürekli tartışılıyor olması da gerçek anlamda rahatsız edici bir durum yaratıyor. Hatta takımı olumsuz yönde etkilediğini düşünüyorum. Ama bakıyorum Riekerink de çoğu zaman eleştiriyi hak ediyor. Kasımpaşa maçında üç oyuncu değişiklik hakkını kullanmak için 90. dakika beklenir mi? Rakip bir eksik oynamasına rağmen dalga dalga gelirken niye değişiklik yapıp önlem almıyorsun da zaman geçirmek için son 3-5 dakikada üç değişiklik birden yapıyorsun? Sonra adam başı ödemeler var. Bir dakika oynayan binlerce euro para alıyor... Nereden tutsan elinde kalıyor.
Ne yapmalı peki?
n İster fantazi kabul edin, ister gerçek... Başkan Dursun Özbek çizmeleri giymeli... Bursa maçı öncesi Florya’ya el koydu, takım motor takmış gibi oynadı. Kasımpaşa maçına bakıyorsun “bitse de gitsek” der gibiler. Demek ki, başkanın her hafta bir ayar çekmesinde yarar var.
UEFA infaz timi
Alın size Arda
Bu İspanyolların da bizden farkı yok. Barcelona, Real Madrid’ten son dakika golü yedi ya, herkes temize çıktı, gol öncesi “Niye faul yaptın?” diye bütün fatura Arda’ya kesildi. “Hadi Arda faulü yaptı, savunma Ramos’a o kafayı niye vurdurdu?” diye bir Allah’ın kulu sormadı. Bir de ardından “satın bu Arda’yı” diye kampanya... Ama Barcelona‘nın hocası Luis Henrique’ye helal olsun. Sonraki ilk maçta, yani Şampiyonlar Ligi’ndeki Mönchengladbach karşılaşmasında Arda’yı ilk on birde başlattı. Alın size Arda... Dört golün üçünü attı, diğerine asist yaptı. Arda‘ya “futbolcu değil” diyenler şimdi ne yapıyor merak ediyorum.
UEFA infaz timi
Kayseri’ye yazık
Hakem hataları elbette oluyor da, son iki maçında yani Alanya ve Trabzonspor maçlarında Kayserispor’un başına gelenler “pişmiş tavuğun” başına gelmedi. Bu son iki maçta abartısız tam beş penaltısı verilmedi Kayserispor’un... Bunca yıldır futbolun içindeyim, bu kadarını ilk kez görüyorum. Ne oldu peki? Kayserispor tehlike bölgesine demir attı, hocası Hakan Kutlu istifa etti. Sonuçta hakeme bir şey olmuyor ama takımlar ve hocalar paramparça oluyor.
Olacağı budur
Kokartlısı, kokartsızı hakemler sürekli hatalar yapıyorlar. Görüyoruz ki, hakemlerimiz şu ana kadar müthiş performans düşüklüğü içindeler. Bunu neye bağlıyorsunuz? MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’na önerileriniz?
Bilal, hakemler kötü değil, çok kötü... Standartları yok, kendilerine güvenleri yok. Ama hakemlerin bu kadar fazla konuşulduğu bir ülkede bundan daha iyi olma şansları yok. Her maçı hakem üstünden konuşuyoruz. Başkanlar, yönetimler, hocalar, futbolcular, kendimizi katarak söylüyorum medya, bu kadar çok hakem konuşursan olacağı budur. Hakem konuşulur, kararında... Biz hakemle yatıyoruz , hakemle kalkıyoruz. Kaleye isabetli tek şutun atılmadığı bir maçta bile başrolü hakeme veriyorsak, kimse kusura bakmazın bu işin düzelme şansı yok.

Yanal işi kimseye bırakmasın

Trabzonspor haftalar sonra kazandı ve kendine geldi. Düzlüğe çıkabilmesi için bir seri yakalaması şart. Önünde Adanaspor, Başakşehir ve Fenerbahçe maçları var. Sizce ilk yarıyı kaç puanla tamamlar?
Trabzonspor’un bu galibiyete, her galibiyetten daha fazla ihtiyacı vardı. Kayseri’den eli boş dönse başkanından hocasına kadar çok ciddi sarsılabilirdi. Kayseri’de ilk yarıda iyi oynadı, ikinci devrede kötü... Zaten maç sonrası Ersun Yanal’ın galibiyete rağmen, istediği oyunun olmayışından duyduğu memnuniyetsizlik yüzünden okunuyordu. Trabzonspor için hep söylüyorum, tek çare, ocak ayında iki golcü başta olmak üzere takıma önemli ve gerçekçi takviyeler yapabilmesi... Bu konuda Ersun Hoca’nın işi kimseye bırakmadan son derece titiz bir çalışma yapması gerekiyor.

UEFA infaz timi