2015-2016’da Avrupa kupalarında yeni bir döneme girildiğine değinmiştik birkaç kez. Futbol tarihinde ilk kez Kupa 2’nin mükâfatı Kupa 1 oluyor; bu yılın Avrupa Ligi şampiyonu, gelecek yıl Şampiyonlar Ligi gruplarına direkt giriyor. Örneğin Dnipro bu formunu yalnızca 4 maç daha sürdürüp Avrupa Ligi kupasını alırsa, gelecek yıl Devler Ligi’nde 3 Ukrayna temsilcisi olabilir.

Ayrıca UEFA sıralamasında biz dahil 12 elit ülkenin yerel kupa şampiyonu, Avrupa Ligi gruplarına doğrudan dahil olacak bu yıl. Bu sezonu ilk 12 içinde tamamlamayı garantiledik, yani Türkiye Kupası 2016 şampiyonu da doğrudan Avrupa Ligi gruplarına katılacak. Yalnız 3 Haziran’da Türkiye Kupası’nı kazanan ekip aynı zamanda ligde ilk ikiye girdiyse, kupa finalistinin böyle bir hakkı olmayacak. Süper Lig üçüncüsü, Avrupa Ligi gruplarını hak eden taraf sayılacak.

Haberin Devamı

Taze bir jest

Bizim gibi kıtanın ikinci halkasını oluşturan ülkeler için doğrudan bir Avrupa Ligi bileti, taze bir jest gibi gözüküyor. Lâkin sıralamanın 10, 11 ve 12’ncileri bu biletin bedelini bir başka hakkın tarih olmasıyla ödüyor: Artık Avrupa kupalarına 6 takımla gitmemiz hayal gibi. Çünkü yeni katılım modeliyle bir ülkenin Avrupa’da 6 takımla temsili için ilk 6’ya tırmanması gerek. Türk futbolunun Dünya üçüncülüğüne giden o parlak döneminde bile en fazla yedinciliğe çıkabildiği göz önüne alınırsa, kısa vadede 6 takım hayali kurmak çok mantıklı gözükmüyor sanki.

UEFA’nın 2015-16 sezonuyla birlikte turnuvalarında yaptığı en önemli değişikliklerden biri de, mâli düzenlemeler... Yeni sponsor anlaşmalarıyla UEFA’nın ödeme havuzu yüzde 40 oranında büyüyünce, Devler Ligi gruplarına katılma ödülü de 12 milyon euroya çıktı. Avrupa devlerinin muhtemel kazançlarıysa akıl almaz: Bir İngiliz kulübü gelecek yıl Şampiyonlar Ligi şampiyonu olursa kasasına en az 97 milyon euro girecek. Bu, içinde bulunduğumuz yılın ödülünün yaklaşık yüzde 50 fazlası demek.

Ayrıca Kupa 2 de artık Kupa 1’in altında ekonomik olarak daha az eziliyor: Geçtiğimiz sezon Avrupa Ligi’nde dağıtılan her 1 Lira için, Şampiyonlar Ligi’nde 4,3 Lira tedavüle sokulurken; bu yıl bu insafsız oran 3,3’e geriliyor! UEFA, ikinci kupasının birinci kupasının altında tükenmemesi için hamleler yapıyor bu yıl.

Haberin Devamı

Tüm bu değişiklikler içinde beni en fazla mutlu edense, küçük bir detay: Artık Şampiyonlar Ligi’nde bir galibiyetin bedeli, bir beraberliğin bedelinin 3 katı! 2014-15 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi, gruplarda bir galibiyete 1, bir beraberliğe yarım milyon euro ödedi. Gelecek sezonsa beraberliğin değeri yarım milyon euro olarak kalırken, galibiyet artık 1,5 milyon euro ediyor. Bu, uluslararası futbol adına önemli bir gelişme. Zira futbol, neredeyse çeyrek yüzyıl önce puan aritmetiğinde beraberliği, galibiyetin üçte biri olarak tanımlamış bir oyun. Beraberliğin 2015-16 sezonu itibariyle ekonomik tabloda da nihayet hakkı olan yere düşmesi, galibiyetin üçte birine gerilemesi, “yenemiyorsan yenilme”cileri, “iyi mücadele ettik”çileri daha fazla futbol oynamaya teşvik edecek bir gelişme.

Haberin Devamı

TFF de lanetlemeli

Bu sütunun üç-beş dikkatli takipçisi hatırlayabilir: Beraberliğe galibiyetin üçte biri ödül verilmesi önerisini, 25 Ekim 2012’de “Güneş’i tutan adam” isimli makalede yapmışım.

Şu anda UEFA, yeni gelir dağıtım modelinde beraberliği galibiyetin üçte birine indirgediğine göre, TFF’nin de artık bence yeni ihaleyle birlikte böyle bir adım atması gerek. Halen galibiyete 1,1 milyon, beraberliğe 550 bin TL ödeyen havuz, yeni düzenlemeyle birlikte bu pariteyi 1/3’e eşitlemeli. Beraberliğe 1 kuruş ödeniyorsa, galibiyete 3 kuruş ödenmeli. 3 puanlı sistemin doğası zaten bunu gerektiriyor. Bu oyun, birinci dakikadan beraberlik hedefleyen mantaliteden sıyrılmaya çalışmalı. Bu oyun, dürüstçe kazanmayı arzulayanları onore etmeli. Bu oyun oynanmalı, oynatılmalı, oynatmama zihniyetinden kurtulmalı. Kabul edelim, Avrupa’nın en sert savunma liglerinden biri olan Süper Lig’in bu tarz teşviklere çok ihtiyacı var.