Sporda bazı maçları galipler kazanır, bazılarını mağlupler kaybeder... Dün akşam Beyoğlu’nda oynanan maç da “Beşiktaş kazandı”dan çok, “Kasımpaşa kaybetti” diyebileceğimiz türden bir müsabaka idi bence.

Dünkü maç 90 dakika oynandı, ama aslında müsabakanın fişi 52’de çekilmişti. O dakikada Beşiktaş savunmasının sağından atılan uzun bir topa ofsayttaki Demba Ba gelip müdahale etti, tamam... Ama Ryan Donk ortada bayrak yokken/düdük yokken neden durdu, neden topu bırakıp Barış’ın da dengesini bozdu anlamak mümkün değil. Hakemler berbat hatalar yapabilirler, yüz yıldır yapıyorlar, yüzyıllar boyunca da yapacaklar. Ama bir futbolcunun hakem düdük çalmadan durması, oyunu bırakması ne kadar profesyonelcedir, kararını siz verin. Üstelik bu oyuncu, daha bir ay önce Konya karşısında bir rakibi yerde yatarken herkes durduğunda devam edip golü atan adamsa, daha da absürtleşiyor durum...

Haberin Devamı

Aslında Kasımpaşa’nın problemi de biraz bu pozisyonda gizli: Önder Özen’in bu takımda halletmesi gereken ilk sorun, kaybolan ciddiyeti tekrar tesis etmek. Kasımpaşa sadece forma rengiyle değil sporcu profiliyle de fena halde M.City’yi andırıyor. Asiller takımı gibi Kasımpaşa! Dünya yansa umrunda olmayacak izlenimi veren bazı oyuncular sürekli ilk 11’de sahaya çıkıyorlar. Oysa bu bir takım oyunu, ciddiyet oyunu, açık kapatma oyunu, ayakta kalma oyunu, acı oyunu, gam oyunu. Gamsız sporcuya yer çok az bu oyunda.

Beşiktaş’a da maçı kazandıran duygu, Kasımpaşa’nın sahip olmadığı o duygu aslında: Evet, Sivok, Atiba, Olcay dünyanın en yetenekli sporcuları değiller. En kalitelileri de değiller. Ama sıraları geldiğinde sahaya yüzde yüzlerini koyuyorlar. Yarım yıl futboldan uzak kalan Sivok’un dönüşü ders niteliğinde. Olcay’ın iki ve üçüncü gollerdeki katkısı, ne kadar iyi bir takım oyuncusu olduğunun göstergesi. Günay, Atiba, Motta, Pektemek bulundukları yere gülerek değil, acı çekerek, tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş adamlar. Dün de acı çektiler, dün de kazıdılar. Kazıyarak kazandılar bu maçı da.

Bu bir acı oyunu. Bu oyunda sonucu genelde acı çeken alır, vazgeçen değil. Umursayan alır, bırakıp seyreden değil.

Haberin Devamı