Daha güzel bir ülke

Süper Lig’de ilk 10 hafta tamamlandı, sezonun bir çeyreği aşıldı. Hemen her sezon olduğu gibi fanatik kulüp yöneticileri gündem kalitesini aşağıya çekmeye çalışsa da, güzel şeyler de oldu bu on haftada.

En güzel hoca: Cihat Arslan

İsviçre kökenli futbol analiz şirketi Cies, önceki hafta 5 büyük lig için bir kulüp verimlilik raporu yayınladı. Raporda her bir kulübün ekonomik değeriyle lig sıralaması kıyaslandı ve en verimli/en verimsiz kulüpler çıktı ortaya. Maliyet itibariyle Premier Lig’in en pahalı 3’üncü takımı olan Chelsea, sıralamada 15’inci durumda olduğu için verimlilik puanı -12 oldu mesela. Fransa’nın 19’uncu bütçesine kurulan Angers ise, ligde üçüncü sırada olduğu için +16 puanla verimlilik zirvesini kaptı.

Süper Lig için 2015-16 verimlilik analizi yapıldığında şöyle bir tablo çıkıyor oraya: Maliyet listesinin 17’ncisi Akhisar, puan tablosunun 4’üncüsü olduğu için, Cihat Hoca’nın ekibinin verimlilik puanı +13... Artı 9 puanlı Konyaspor, en verimli ikinci ekip. Ligin en verimsiz takımıysa, maliyet tablosunda 10, puanlamada 18’inci olan Eskişehir... Eksi 8 verimlilik puanlı Eskişehir’i -5 puanla Trabzonspor, Gençlerbirliği, Sivasspor ve Osmanlıspor izliyorlar.

Ligin ilk 10 haftası itibariyle hem oynattığı olumlu futbol, hem yapıcı maç sonu analizleriyle Cihat Arslan’ı kürsüye çıkarmak çok zor olmadı bizim için.

En güzel fotoğraf: Terim ve gurbetçiler

Cies’in önceki hafta yayınladığı bir başka rapor da dikkat çekiciydi doğrusu. Onda da 5 büyük ligin en iyi oyuncuları, pozisyon pozisyon analiz edilmişti. Örneğin bugüne kadar Premier Lig’in en iyi stoperi Arsenal’li Koscielny, en iyi U21 stoperi de Newcastle’lı Mbemba seçilmiş. Bu raporlarda bizim için dikkat çekici olan detaysa, bolca Türk asıllı futbolcunun zirvede yer alması... Premier Lig’in en iyi ofansif orta sahası Mesut, en iyi U21 defansif orta sahası ise Emre Can mesela şu ana kadar... Bunlar zaten Alman milli futbolcular dediğinizi duyar gibiyim; ama Bundesliga’da bir Türk milli zirvede: İlk 11 maç itibariyle 1. Bundesliga’nın en iyi U21 ofansif orta sahası Hakan Çalhanoğlu. Dortmund’lu İlkay Gündoğan da Bundesliga’nın en iyi defansif orta sahası konumunda.

Türk-Alman oyuncuların Avrupa’nın iki büyük ligine böyle damga vurduğu bir sezonda Terim’i neredeyse her hafta Avrupa tribünlerinde ya da bizim çocuklarla yemekte görmek mutluluk verici. Çünkü bu listelereYunus Mallı’nın, Süleyman Koç’un, Aytaç Sulu’nun girmesi de çok uzak ihtimaller değil.

En güzel oyuncu: Badou N’Diaye

Süper Lig’de ilk 10 haftanın bence en dikkat çekici oyuncusu. Osmanlıspor’da ofansif orta saha rolünde oynuyor, ama son dönemde bu ülkede iki ceza sahası arasını bu kadar sık ve verimli gidip gelen bir on numara gördüğümü hatırlamıyorum. Sadece skor aramıyor, sezgileriyle çok da top kazanıyor. Norveç Ligi’nden Bodo Glimt’ten gelen Senegalli merkez oyuncu, böyle giderse yaz transfer döneminin gözdelerinden olabilir.

En güzel uygulama: Sprey

Güney Amerika’dan tüm dünyaya yayılan frikik spreyinin neredeyse en verimli kullanımını Süper Lig’de izlemekten gurur duydum son haftalarda. Fırat Aydınus’un spreyi iki parçalı çizmesi, süper bir fikir. Zira futbolcular çok tedirgindi topun spreye değme ihtimalinden. Bülent Yıldırım’ın da ilk kez Hıncal Uluç’un önerdiği ve bence de çok mantıklı olan “önce spreyi sık, sonra barajı çağır” uygulamasını yapması dikkat çekici. Evet hakemlerimiz formsuz, ama güzel şeyler de oluyor o cephede bazen.

En güzel hareket: Kardeşlik bir ömür

Kulüp başkanları kendilerine özgü ilkel metotlarla futbol kamuoyunu germeye devam etseler de, onların dışında hiç kimsenin bu tuzağa düşmüyor oluşu sevindirici. Acınası haldeki bazı kulüp başkanları dışında herkes dost, herkes sportmen, herkes çağdaş. İlk 10 hafta itibariyle bununla ne kadar gurur duysak az.

FB-GS derbisi öncesi yaratılan havaya bakın, bir de derbide sporcuların asil duruşlarına, dostluklarına. Volkan’ın sakatlanan Sneijder’ın yanına gidişi. Maç öncesi Caner-Selçuk ve Pereira-Hamzaoğlu kareleri. Olcan’ın Eskişehirspor maçındaki aut itirafı. Fenerbahçe Başkanı’nın dostluk karşıtı demecine rağmen Kadıköy tribünlerindeki “Maç 90 dakika, kardeşlik bir ömür” pankartı. Trabzonspor Başkanı’nın yasa tanımaz hareketlerine Trabzon kamuoyunun güçlü tepkisi. Hepiniz harikasınız.

Hep söylüyorum: Bu ülkede futbolun paydaşları, bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı. Sporcular, hakemler, antrenörler, hatta tribünler bile 21’inci yüzyılda artık. Akıllılar, medeniler. Sadece bir-iki halka, ısrarla bütün bir zinciri karanlık çağa çekmeye çalışıyor. Bazı kulüp yöneticileri ve provokatif medya unsurlarını da bu zincirden koparabilirsek, daha güzel günler bekliyor ülke futbolunu.

Bu Kasım’da daha güzel bir ülke umuduyla. Mutlu haftalar...