Fransa Milli Takımı’nın eski teknik direktörü Domenech, 2006 Dünya Kupası’nın ilk maçındaki berbat başlangıcın ardından basın toplantısında final oynayacaklarını iddia etmişti. Bir muhabir de alaycı biçimde bunu nasıl bildiğini sorduğunda cevabı enteresandı: “Siz bir filmin ilk 10 dakikasını izlediğinizde o filmin sonunu tahmin edebildiğini iddia etmiyor musunuz? İşte ben de bir turnuvanın ilk 3-4 gününü izlediğimde sonunu bilebilirim. Benim işim de bu”

Gerçekten de final oynadılar. Final yolunda Domenech’in mi Zidane’ın mı daha fazla payı olduğu tartışılır tabii ki. Ama 2006 Fransa’sında yadsınamayacak şöyle bir gerçek var: Turnuvaya çok düşük viteste başlayıp, her geçen maç vitesi artırdılar. Yüksek başlayıp sonra düşmediler. En yüksek vitese 30 günün en sonunda çıktılar. Bu Brezilya Milli Takımı’nın da bugüne kadarki 5 maçta en iyi performansı Kolombiya performansı olunca, aklıma ister istemez Domenech’in Fransa’sı geldi... Turnuvaya beşinci viteste başlayıp eleme turlarında Kolombiya gibi ikiye düşerseniz veda edersiniz. Ama turnuvaya ikinci viteste başlayıp çeyrek finalde beşe çıkıyorsanız daha doğru bir strateji gibi gözüküyor.

Haberin Devamı

Fena yanıldım

Doğrusu 7’nci dakikada Thiago golü atıp Brezilya 1-0 öne geçtiğinde dahi ilk 4 maçta turnuvanın en iyi topunu oynayan Kolombiya’nın yarı finale çıkacağını umut ediyordum. Zira Brezilya, Şili önünde bir duran topla öne geçtikten sonra sarı formalı Yunanistan’a dönüşmüş, Cesar’ın ve şansının yardımıyla çeyrek finale gelmişti. Ama beni yanılttılar, Kolombiya önünde bir duran topla öne geçtikten sonra vites küçültmediler. Neredeyse 70 dakika saldırdılar ve çılgınca savaştılar. Grup maçlarının en zayıf halkası Hulk bile 3 top kesti, 3 pozisyona girdi, iki kez Ospina’yı geçemedi. Bence dünyanın en iyi savunma ikilisi, gelecek yıl Şampiyonlar Ligi’nin de ayarlarını değiştirebilecek iki adam Luiz-Thiago da günlerinde olunca, Brezilya’ya yarı finali onlar hediye ettiler.