Haberin Devamı

Dün gece Kadıköy’de oynanan maç, 30’daki ağır kırmızı kartla bitti. Ama o penaltıya kadar Mersin’in yarı finalin ilk 120 dakikasındaki haline bakın, en baştan beri zaten bitikler. Üstelik Mersin bu ligin saygıdeğer takımlarından bir tanesi, sıralamanın yedincisi. Peki iki ay önce fırtına gibi esen Mersin şimdi neden bitik? Neden ilk maç da dahil yarı finalde sahada yok gibilerdi? Bence ülke futbolunun gelişimiyle direkt ilgili bir mesele bu.

Mersin’in şu anda ligde 35 puanı var. Düşme hattıyla mesafesi tam 15 puan. Kalan 8 haftada bu 15 puanlık farkın kapanması imkansız gibi. Avrupa Ligi sınırı 44 puanda ve Mersin’in üstünde hem Bursa, hem Başakşehir, hem Trabzon var. Yani Avrupa da hayal. İşte tam da bu yüzden Mersin sahada yok zaten. Daha Nisan’ın başında tatile çıkmışlar. Ligde hedef kalmayınca tükenmişler, kupada da sahada yoklar. Ligde bitime koskoca 8 hafta olmasına rağmen Mersin gibi, Gençlerbirliği’nin de, Konya’nın da Antep’in de bu hallerini izleyeceğiz çok. Oysa Türkiye’de hiç olmazsa bir play-out düzeneği olsa, 13-14-15’inciler alt ligin 4-5-6’sıyla play-out oynasa, daha şimdiden Süper Lig’de bu kadar çok hedefsiz takım olmayacaktı...Avrupa’ya ligden sadece 4 takım gönderebilen, yalnızca 3 takımın düştüğü, 18 basamağın 11’inin manasız olduğu turnuvalar play-off veya play-out’a muhtaçtır. Bunu acilen kabul etmek lazım.

***

Fenerbahçe’yse bu yıl kupadan en iyi faydalanan takımlardan biri. Son haftaların kahramanı Sow, kötü günlerini kupada Rize’de atlattı aslında. Yine son dönemin gözdelerinden Webo’yla Mehmet Topuz kupa sayesinde hayata bağlandılar. Mert, Selçuk böyle canlı kalıyorlar. Uygar da kupanın ekstrası... Galatasaray da kupa sayesinde Bruma’yı, Yasin’i, Koray’ı, Hamit’i canlı tuttu bu sene. Ve bence Beşiktaş’ın kulübeden gelen neredeyse hiçbir adamından verim alamamasının altında kupayı ciddiye almamaları var. Yani sanılanın aksine, kupa bir mesuliyet değil bir fırsat oldu bu yıl. Fenerbahçe, Galatasaray, Bursa ve Sivas da ligdeki başarılarının birazını kupada var olmalarına borçlular bence.