Yabancı sınırının açılmasıyla ben de 11 yıllık gazetecilik hayatımın en güzel yazlarından birini geçiriyorum: Zevkle izlediğimiz, gollerini hafızalarımıza kazıdığımız, bir yerli oyuncu gibi tanıdığımız uluslararası starlar geldiler Türkiye’ye bu yıl. Gomez de onlardan biri ve “Güvenilir Mario”yu yazmak, bu yıl Türkiye’de izleyecek olmak büyük keyif.

Gomez, hepimizin mahallede gıptayla nefret arasında karışık duygular beslediği o şanslı çocuk... Uzun boylu, yakışıklı ve yetenekli. Her şeye çok kolay ve erken ulaşıyor. İspanyol baba ve Alman annenin mükemmel genlerinin karışımı ona 14 yaşında Alman Milli Takımı, 16 yaşında Stuttgart forması, 18 yaşında rüya gibi bir kız arkadaşı sahibi olma fırsatı veriyor. 18 yaşında 1. Bundesliga kapıları ona açılıyor, 21 yaşında A Milli, 22 yaşında şampiyon. Bundesliga’da da yılın futbolcusu olması sadece birkaç yılını alıyor.

Haberin Devamı

24 yaşında Almanya transfer rekorunu kırarak Bayern Münih’e geçmesi, kimseyi şaşırtmamıştı zaten. Çünkü 1,89’luk bir dev olmasına rağmen her iki ayağını da bu kadar iyi kullanan bir uzun oyuncu bulmak çok zor.

İki kritik golüyle onun farkını anlamak mümkün: 2007-08’de Stuttgart formasıyla Hertha Berlin’e attığı bir golde, Magnin’in soldan ortasına ancak sağ ayak içiyle yumuşak vurulabilir havada. Öyle yapıyor. Sonra 2011’de canlı takip ettiğimiz Türkiye-Almanya maçında tersi gerekiyor bu kez: Sağdan gelen uzun bir topu sağ ile stop, Servet’i terse yatırmak için sol sert şut. Hatırlayacaksınız, onu da mükemmel yapıyor. Wenger, Mario Gomez’i “doğru zamanda doğru yerde” olmasıyla tanımlamış. Ama onu tanımlayan çok önemli bir başka unsur da, “doğru zamanda doğru ayakta” olması. “Sağ stop sol şut”un ve “sol stop sağ şut”un ustası. Dünyada az santrfora nasip olacak iki ayak ustalığı, Süper Lig’de tek ayaklı-tek yönlü stoperlere karşı onu çok rahatlatacaktır şüphesiz.

Peki her şey mükemmel giderken neden Gomez artık 5 büyük ligin dışında? Birkaç sebeple açıklayabiliriz bunu: 2012-13 sezonu, kırılma noktası onun için. Önce, Euro 2012’de müthiş performans gösteren Mandzukiç’in yedeği konumuna düşüşü. Sonra 9 yıllık hayat arkadaşı Silvia Meichel’dan ayrılışı. 2013 yazında rotayı Fiorentina’ya çevirişi ama daha 3. maçında Cagliari’ye karşı yan bağlarının kopup futboldan 4 ay uzak kalması. Böylece Fiorentina’da Montella’ya hiçbir zaman kendini kabul ettiremeyişi.

Haberin Devamı

Evet, Gomez artık 2012’deki sükseli Gomez değil. Bayern ve Almanya Milli Takımı’nın starı duygusu mazide kaldı. 2014 Dünya Kupası kadrosuna davet edilmedi bile. Ama hâlâ 30 yaşında ve Löw’ün gözüne tekrar girip Euro 2016’da olmak istiyorsa Beşiktaş, onun için altın bir şans. 4 hazırlık maçında izlediğim Beşiktaş, bu yıl çok fazla orta deniyor; zaten bu iş, kafasıyla soluyla sağıyla her yere girebilen Gomez’in ustalık alanı. Bu fırsatı iyi değerlendirir, 20’li sayılara ulaşırsa, bence Löw’ün dikkatini de çekebilir pekala.