Haberin Devamı

Brezilya, kendi evindeki Dünya Kupası’nda Almanya-Hollanda hezimetlerini yaşayınca Scolari anlayışına neşteri vurmuş: Takıntılı hocanın Dünya Kupası’na gitmeyi hak etmelerine rağmen geniş kadroda düşünmediği Filipe Luis, Miranda, Coutinho, Lucas Moura gibi isimler artık esas adamlar. 20’lik Talisca, Fred, Marquinhos gibileri de artık Seleçao’da. Zaten 1990 ve üstü doğumlu tam 13 oyuncuyla geldiler Türkiye’ye. Doğru yere doğru neşteri vurdukları ortada.

Türkiye ise son 6 büyük turnuvanın yalnızca birine gidebilmiş. 2008’den beri milli takım uluslararası arenada yok; kulüpler seviyesinde de ilk kez ilk 12’nin dışına çıkıp Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılamama tehdidiyle karşı karşıyayız. Euro 2016 için de işleri fena halde zora sokmuşuz, bugün nesil değişikliği yapılmayacaksa hangi gün yapılacak; bugün ihtiyaç yoksa hangi gün var insan merak ediyor doğrusu...

Peki Brezilya, Türkiye’ye tamamı 30 yaş altı 23 oyuncuyla gelirken biz ne yapmışız? İlk 11’de tam 5 adet (Volkan, Bekir, Hamit, Bilal, Umut) 30 yaş üstü oyuncuyla çıkmışız. Tabii ki 30 yaşına gelmiş futbolcuyu çöpe atamazsınız, kimsenin sizden böyle bir talebi de yok zaten. Ama milli takımla 7 yıllık kontrat yaptıysanız, 2018’in ekibini kurduğunuzu iddia ediyorsanız, 2018’de olma ihtimali olmayan adamlara hiç olmazsa daha kısıtlı şans vermek doğru değil mi? 2018’de 37 olacak Volkan, 36 olacak Hamit, 35 olacak Umut’la mı oynayacağız Allah aşkına? Yoksa Kaan’la, Adem’le, Oğuzhan’la, Alper’le mi? Takdir sizin.

Takdir demişken, akla Hakan Çalhanoğlu’nun “takdir-i ilahi” yorumu geliyor ister istemez... Hakan, 2018’de, hatta gidebilirsek 2016’da da milli takımın esas adamlarından biri olmaya aday şüphesiz. Sezon başından beri Leverkusen’da tamamı ilk 11’de olmak üzere 19 maç oynamış, 5 harika gol, 6 süper asist yapmış. Ve şu kötü milli takıma çağırılmamasını, “takdir-i ilahi” olarak yorumlamış genç futbolcu.

“Takdir-i ilahi” değil, “takdir-i fâni”dir o nazik adam.

Takdir-i fâni...

Bunu asla unutma ve umudunu hiç kaybetme olur mu genç adam...

Çünkü bizim hâlâ, adaletten yana umudumuz var.