Cadde 'Umarım ruhu bana da bulaşmıştır'

'Umarım ruhu bana da bulaşmıştır'

24.01.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

Klasik Türk müziğinin efsanevi isimlerinden Safiye Ayla’yı canlandıran Ezgi Çelik, “Yakından tanımaya başlayınca hayran oldum. Umarım Safiye’nin ruhu bana da biraz bulaşmıştır” dedi.

Umarım ruhu bana da bulaşmıştır

Safiye Ayla, ölümünün 21’inci yılında ‘Muganniye Safiye’ adlı belgeselle anılıyor. Türk Eğitim Vakfı’nın projesine adL markası da, Ayla’nın kıyafetlerinden esinlenerek hazırladığı koleksiyonla katıldı. Belgeselde sanatçıyı canlandıran, aynı zamanda geliri TEV’e bağışlanacak Safiye Ayla Özel Koleksiyonu’nun yüzü olan Ezgi Çelik’le projeyi, tiyatro oyunlarını ve Ayla’ya olan hayranlığını konuştuk.
Safiye Ayla, klasik Türk müziğinin en önemli isimlerinden. Canlandırmanız için teklif gelince neler hissettiniz?
Özellikle farklı yaş aralıklarını oynayacağımı duyunca çok heyecanlandım. Belgeselin birçok heyecan verici dinamiği vardı benim için; TEV projesi olması, uzun zamandır çalışmak istediğim, merak ettiğim Türkan Derya’nın yönetmesi, bir kahraman ve star Safiye Ayla gibi... Çalışmaya, Ayla’yı daha yakından tanımaya başlayınca hayran oldum. Hem oyuncu hem de kadın olarak. İnanılmaz bir hayat... O kadar okuyup araştırmama rağmen hâlâ “Nasıl olur?” dediğim, yaşamının birçok kesiti var.
Çekimlerden önce nasıl bir hazırlık süreciniz oldu?
Tabii ki bahsettiğimiz isim Safiye Ayla olunca çok sıkı bir musiki dersi gerekliydi. Eş zamanlı styling çalışmaları devam etti. Bütün bunların yanında senaryoya, haline, tavrına, o zamana ve onun gibi bir kadının ruhuna uygun beden dilini anlamaya çalıştım. Umarım Safiye’nin ruhu bana da biraz bulaşmıştır.
Belgeselle birlikte, adL’nin hazırladığı özel koleksiyonun da yüzü oldunuz...
Safiye Ayla stil konusunda da döneminin çok önünde bir kadınmış. Bu proje kapsamında, bu yönüne de değinmek harika bir fikir oldu. Adil Işık, Safiye Ayla’nın kendi kıyafetlerinden seçilenlerden bir kreasyon hazırladı. Satışından elde edilecek gelir TEV’e bağışlanacak. Bir kıyafet, bir eğitim bursuna katkı demek. Projenin büyülü yanı devam ediyor diyebiliriz.
Canlandırmak istediğiniz başka kimler var?
Böyle heyecan verici birçok kadın gelip geçmiş buralardan... Hepsini oynamak için iştahla bekliyorum. Araştırıyorum, kendim de üzerine çalışıyorum bir taraftan.
Oyunculukta kendinizi nerede görüyorsunuz?
“Şu an neredeyim, dur bakayım bir” diye durup düşünmüyorum açıkçası... Olmaz bir şey değil bu ama ben yapmamaya çalışıyorum. Bana pek iyi gelmiyor. Genelde istediklerime odaklanmak daha motive edici.

‘TEV ile ‘Hoşdeng’
bursu başlattık’

Umarım ruhu bana da bulaşmıştır
‘Hoşdeng’ tiyatro oyununu hem yazıp hem oynuyorsunuz. Nasıl geri dönüşler aldınız?
Bir kadın hikayesi... Konusu ve anlatımı itibarıyla biraz farklı bir yerden ele alıyoruz kadın ve şiddet konusunu. İçinde müzik olan bir oyun. Şiddet ve müziği, şarkı söylemeyi seven bir kadını, insanların kafalarında birleştirmesi zor oluyor. Sakin kalıp, ağır adımlarla ilerliyor.
Geri dönüşler de çok olumlu. Daha da güzel haber, TEV ile ‘Hoşdeng’ bursu başlattık. Proje için aldığınız her bilet bedelinin bir kısmı, bu bursa devredilecek.
Aynı anda farklı oyunlarda rol almak zor olmuyor mu?
Hiç zor olmuyor. Hatta bir dizi kadrosuna girsem bile rahatlıkla beraber gidebilecek esnek programlı işler...
Ayrıca bu durum, beni oyuncu olarak sürekli aktif ve uyanık tutuyor. Oyunlara gelince... Platform Tiyatro projesi, ‘Berlin Zamanı’, Dada Kabarett Salon’da ‘Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’ ve ‘Harem Kabare’...

Yazarlar