Hata yapma lüksümüzün olmadığı bir maçtı Letonya karşılaşması ama ne yazık ki özellikle ilk yarıda yaptıklarımız inanılmazdı! Porzingis’i durdurmanın zor olduğu belliydi, zaten başaramadık, ama Blums’tan yediğimiz sayıları hiç hesaplamamıştık. Belki Avrupa’nın sayılı şutörlerindendi 35 yaşındaki yıldız ama artık yaşının ilerlemiş olması, bu turnuvada düne kadar 14’te 2 üçlük atarken, bize karşı 8’de 5 ile oynaması planları sekteye uğrattı. Çünkü Porzingis’i savunabilmek için tek çare dış şutu risk etmekti, Letonya’nın maça 6’da 1 isabet ile başlaması iyi işaretti ama kaçırdıkları bile bomboş şutlar olunca, bunun bir yerde döneceği de belliydi! Zaten art arda gelen 4 üçlük, hem onları havaya soktu, hem de bizim yardım savunmamızı bozdu. Haklarını vermek lazım, prese çok iyi çalışmıştı Letonya, tam sahaya döndüğümüz pozisyonların birçoğunda yarı sahayı çok kolay geçip, boş şutu buldu.
Savunma felaketti belki ama hücumda da çok aksadık dün. Özellikle ilk yarıda gerginlik had safhadaydı. Yapılan hataların başka açıklaması olamazdı. Atması gereken potaya bakmadı, paslar olmadık yerlere ve uzunların da ayaklarına yollandı! Bizim gibi, hücumu tempoya, bol pas üzerine kuran bir takımın, ilk çeyreği 1, devreyi 4 asistle tamamlaması, 20 dakikada 8 top kaybı yaparken, bunların 6 tanesini rakibine kaptırması, telafisi olmayan hatalardı.
İlk yarıda Melih ayakta tutmaya çalıştı bizi, 11 sayıyı üst üste attığında öne geçirmeye de başarmıştı. 2. yarıda Cedi görevi devraldı, fark 14 sayıya çıktıktan sonra müthiş bir dönüşle herkesi umutlandırdı. Ama onlara bir tek Semih’ten destek geldi hücumda, attığımız basketlerin birçoğu bireysel çabalar sonundaydı. Maçın sonunda tam ritmi bulmuşken art arda gelen iki top kaybı ve sonrasındaki sportmenlik dışı faul canımızı çok yaktı. Onların 28 asistine karşılık, bizim 11 asistte kalışımız belki de en çarpıcı farktı.
Ancak bir konuda bizi yanıltmadı bu takım. Yine canla başla oynadı. Oyuncuların normal sezondaki sürelerinden kaynaklanan tecrübe eksikliği canımızı çok yaksa da, sahaya konan enerji, istek, kaybederken bile takım olarak ve adam gibi kaybetmek gururumuzu okşadı. Sahanın bizim adımıza yıldızları Cedi ile Melih’in, toplam 13 de ribaunt alan yürekleri, bu takımın tanımı! Yeni jenerasyon diyoruz ya, inanın Ufuk Sarıca tarafından bu temel çok sağlam atıldı.
Şimdi rakip İspanya, tabii ki kolay değil. Ama bizim bu takımdan beklentimiz sahaya çıkıp, aslanlar gibi mücadele etmeleriydi, bu yine değişmeyecektir.
