Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nasıl kızalım ki sana... Bitime 18 saniye kala Causeur iki atışı kaçırmışken verdiğin hücum ribauntuna! Ya da sezonun en kritik maçında, belki de en kötü basketbolu oynamana... Buna rağmen 28 sayı atan Melli’nin olağanüstü çabasıyla sürekli oyunun içinde kalırken, İtalyan yıldızın yanına bir ismi daha koyamayışına... Birçok kişinin favorisi olarak başladığın Final Four’da Real Madrid’in enerjisinin altında kalışına...

Öyle çok inanmıştık ki aslında üst üste 2. kez şampiyon olacağımıza. Ancak dedik ya, bir türlü istediklerimizi yapamadık sahada. Real Madrid’in sürekli tempoyu yükseltmesine karşı önlemleri Causeur-Doncic ikilisi boşa çıkarırken, rakibi boyalı alana sokmama planlarını da daha 2. dakikada 2 faule ulaşan ve kritik anlarda sakin kalamama hastalığını yaşayan Vesely’nin çok fazla kenarda kalmasıyla uygulayamadık. İlk 5’te başladığı maça 4’te 4 isabetle girmişken, çok basit fauller yapıp sahada kalan Ahmet’in tecrübesizliği, belki de ‘iyi karakteri’ için bu kadar kredi verilen Thompson’ın etkisizliği maçın büyük bölümünü Fenerbahçe’yi tek uzunla oynamaya mahkum etti, zaten ribaunt sıkıntısı olan bir takım için bu yaşanabilecek en kötü senaryolardan biriydi. Maçın en kritik anlarında verilen hücum ribauntlarının devamı da rakibin art arda çizgiye gitmesine neden olunca, canımız öyle çok yandı ki...

Haberin Devamı

İkisi smaç denemesi sırasında pota altından kaçan 5-6 atış, 3. çeyrekte yapılan 5 çok basit top kaybı, kısalardan bir türlü şut katkısının gelmediği anlarda yarı finalin yıldızı Dixon’ın belki de biraz fazla kenarda oturması, hakemlerin ince ince çalışıp özellikle son çeyrekte bariz iki hatalı düdükle İspanyollar’a çalışması da üst üste 2. şampiyonluk hayallerini bitiren etkendi ama sahada alıştığımız Fenerbahçe kalitesi olmayınca kime ne söylenebilir ki!

Çeyrek finalde Baskonia karşısında 1 maç diye kaybettik diye üzülen Fenerbahçe için tabii ki finalde kaybetmek kabus gibi. Ancak hayalkırıklığının bu denli yüksek oluşu, takımın geldiği noktayı da göstermez mi! Geçen yıl Euroleague şampiyonluğunu getiren çok önemli iki yıldızı kaybetmiş ve maalesef yeni transferlerden ‘Melli dışında’ beklenen katkıyı alamamışken, sezonu yine finalle tamamlamak, Real Madrid gibi formda bir takıma karşı kötü oynadığın bir maçta çift haneli farkları eritip son saniyeye kadar umudunu korumak her şeye rağmen Obradovic ve öğrencilerinin başarısı değil mi? Asla başın öne eğilmesin Fenerbahçe, tek dileğimiz 4 yıldır bizleri alıştırdığın Final Four geleneğinin, uzun yıllar sürmesi...