Ünye'de "Kanser Ve Nedenleri" Semineri

ORDU (AA) - Ünye Devlet Hastanesinde "Kanser ve Nedenleri" konulu seminerde sağlıkçılar ve vatandaşlar bilgilendirildi.

Ünye Devlet Hastanesi, 1-7 Nisan Kanserle Mücadele Haftası dolayısıyla sağlık semineri düzenledi.

Hastane Yöneticisi Opr. Dr. Güray Yılmaz, sebebi bilinen hastalıklar içinde kanser hastalığı nedeniyle ölümlerin, kalp ve damar hastalıklarından sonra en sık görülen ikinci hastalık grubu olduğunu söyledi.

Kanserin hem erken teşhisinin yapılabilmesi, hem bazı taramalarda tespit edilebilmesi nedeniyle kansere yönelik bilinçlendirme çalışmalarının yapıldığını belirten Dr. Yılmaz, şunları söyledi:

"Ünye'de Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı Kanser Erken Teşhis Eğitim Merkezi (KETEM) birimleri var. Burada kanserle ilgili tarama programları yapılıyor. Özellikle kadın hastalarda meme kanserinde momografi takipleri, rahim ağzı kanseri türünde örnekler alınması, erkek ve kadınlarda kolon kanseri yönünde gaitadan gizli kan alımı işlemleri yapılıyor. Gönül ister ki tüm kanser türlerini erken tespit edebilmek için fazla tarama metodu olsun. Ama birçok kanser türünde erken tarama metodu yok. Ama kanserden korunabilmek için elimizden gelen bazı şeyler var. Bunlar, sağlıklı beslenmek, güneş ışığından korunmak, stresten uzak kalmak. Düzenli spor yapmak, sigara ve alkolden uzak durarak kendimizi koruyabiliriz."

Samsun’da özel bir hastanede görevli Tıbbi Onkolog Yrd. Doç. Dr. Dilek Erdem ise kanser ve nedenlerine ilişkin sağlıkçıları ve vatandaşları bilgilendirdi.

En sık görülen kanser türlerinin akciğer, meme, prostat ve kolon kanseri olduğunu belirten Yrd. Dr. Erdem, "Kanser, genel olarak bakıldığında genetik bir hastalıktır, çünkü hücrelerin fonksiyonu özellikle de büyüme ve bölünmelerini kontrol eden birtakım değişikliklerin genleri etkilemesi sonucu ortaya çıkar." dedi.

"Kanseri önlemek demek, kanser olma ihtimalini azaltmak demektir." diyen Erdem, kanseri önlemek için şu tavsiyelerde bulundu:

"Kanser tek başına bir hastalık değil, birbiri ile ilişkili hastalıklar topluluğudur. Genlerimiz, alışkanlıklarımız ve çevresel koşullar neticesinde kanser tanısı artıp azalabilir. Bilim adamları kanseri önlemede yardımı olabilecek birçok farklı yol hakkında çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmaların sonucunda, kansere neden olan şeylerden sakınmak ya da bunları kontrol altına almak, diyet ve yaşam tarzı değişikliği, prekanseröz yani kanser öncülü lezyonların erken teşhisi ve kemoprevensiyon denilen kanserin başlamasını önleyen ya da kanser öncülü lezyonları tedavi eden ilaçların kullanımı başlıca önlemler olarak sıralanmaktadır."

Erken tanının önemli olduğunu vurgulayan Erdem, "Taramanın yanlış pozitif ya da negatif sonuçları olabileceği gibi kanseri bulmak, hastanın yaşam kalitesini değiştirmeyebilir ya da sağ kalıma etkisi olmayabilir. Ancak yine de kanser erken saptanabilirse, tedavi ya da kür şansı yüksektir. Farklı tarama yöntemleri vardır. Fizik muayene ve öykü, laboratuvar testleri, görüntüleme işlemleri ve genetik testler belli başlılarıdır. Yalancı pozitiflik kanser yokken var sonuçlanması, yalancı negatiflik ise kanser var olduğu halde testin yok demesidir. Kanserden ölümü azalttığı saptanmış tarama testleri, kolonoskopi ve dışkıda gizli kan bakılması." diye konuştu.

Erdem, kansere bağlı şikayetlere ilişkin olarak da şu bilgiyi verdi:

"Cilt değişiklikleri, meme değişiklikleri, kitle, geçmeyen öksürük, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, zor ya da ağrılı idrar yapma, yemede problemler (erken doygunluk, yutma güçlüğü, iştah değişikliği), kilo kaybı, karın ağrısı, kan gelmesi, bitkinlik sayılabilir. Bu semptomları bir iki haftadır devam eden kişilerin doktora başvurması gereklidir. Ağrı kanserin sıklıkla geç bulgusudur. Ancak unutmamalıdır ki her bulgu kanserin öncül bulgusu olabilir."