Gündem Usul krizi sonrası sorgusuz karar

Usul krizi sonrası sorgusuz karar

30.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Mahkeme, henüz ifadesi alınmayan şüpheli polislerin dinlenilmeyerek dosya üzerinden karar verilmesine hükmetti.

Usul krizi sonrası sorgusuz karar

22 Temmuz operasyonu kapsamında gözaltına alınan emniyet mensuplarının sorgu işlemleri gözaltına alınmalarının üzerinden
1 hafta geçmesine rağmen tamamlanamayınca mahkeme, ifadesi alınmayan şüphelilerin dinlenilmeyerek dosya üzerinden karar verilmesine hükmetti. İşlemleri hızlandırmak için sadece suçlamaları okuyarak ifade almak isteyen Hâkim İslam Çiçek’le usul tartışması yaşayan avukatların dün mahkeme salonunu terk etmesi, hakimin bu kararına gerekçe oldu. Yasa gereği avukatsız sorgu yapılamayacağı için İstanbul Barosu’ndan avukat talep eden mahkeme, ifade alınmadan verilecek kararın adliyenin en geniş salonunda 49 şüphelinin yüzüne okunacağını bildirdi.
Polislere yönelik soruşturmanın mahkeme sürecinin 4. günü de sancılı geçti. Mahkemedeki üçüncü günde eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün sorgusu 8.5 saat sürmüş, gece 3 kişinin daha sorgusu yapılarak toplamda 28 şüphelinin ifadesi tamamlanmıştı. Sorguya saat 03.30’da ara veren İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimi İslam Çiçek, sabah 09.00’da tekrar ifade alma işlemine başlanacağını açıklamıştı.

Avukatlar terk etti
Dün sorguya, sıradaki şüphelilerin avukatları gelmediği için 11.45’te başlanabildi. Adliyedeki Baro odasından avukatları birkaç kez çağırtan Çiçek, öğle saati olmasına rağmen sıradaki şüpheli avukatı gelmeyince başka bir şüphelinin sorgusuna geçti.
Şüpheli polis memuru Hasan Basri Kahraman’ı sorguya alan Çiçek, avukatların sorguları geciktirme taktiğine tepki gösterdi ve şüpheli Kahraman’ın suçlamalarını okuyarak sorguya başlamak istedi. Ancak Kahraman’ın avukatları sadece suçlamayı okuyup sorguya geçilemeyeceği belirterek, emniyet ve savcılıkta alınan ifadelerin tamamının okunmasını, ardından da Kahraman’a eklemek istediği ifade olup olmadığının sorulmasını istediler.
Hâkim Çiçek ise avukatların 09.00’da mahkemeye gelmeyerek sorguyu saatlerce geciktirdiğini belirterek daha fazla vakit kaybetmemek için sorguya bu şekilde devam edileceğini bildirdi. Şüpheli Kahraman’ın 3 avukatı usule uyulmadığı iddiasıyla duruşmayı terk etti. Hakim Çiçek de Kahraman için İstanbul Barosu’ndan avukat isteyeceğini belirterek başka bir şüphelinin sorgusuna geçti.

Kemerler de alındı
Aynı kriz diğer şüphelilerde de yaşandı. Avukatlar, şüphelilerin kendi avukatları varken barodan atanacak avukatın sorguya giremeyeceğini, baro avukatlarını şüphelilerin kabul etmeyeceğini duyurdu. Yaşanan bu tartışmalar nedeniyle mahkemeye sevk edilen 49 şüpheliden 17’sinin sorgusu tıkandı.
Hâkim Çiçek, ayrıca sorgunun hızlandırılması için kalan 17 şüphelinin teker teker değil de tamamının nezarethaneden duruşma salonunun bulunduğu koridora getirilmesini istedi. Şüpheliler, eksi 7’nci kattaki nezarethaneden 6’ncı kattaki duruşma salonuna tek tek veya üçerli olarak getiriliyor, sorguya ise tek tek alınıyordu. Avukatlar, sorgunun hızlandırılması için yapılan bu uygulamaya da itiraz etti. Öte yandan, önceki gün cep telefonları toplanan nezarethanedeki şüphelilerin dün ayakkabı bağcıkları ve kemerleri de alındı.

Haberin Devamı

‘Devlet krizine doğru gidiyoruz’

Şüpheli avukatları adına açıklama yapan avukat Kamil Ata şunları kaydetti: “Talimatla soruşturmadan 6 gün önce kurulmuş mahkemece tüm taleplerimiz reddedildi. Bir devlet krizine doğru gidiyoruz. Burada HSYK’ya şikâyet dilekçelerimizi verdik. Bir hâkimle yürümüyor bu. 8 gündür hiç hâkim önüne çıkmamış 20 tane insan var. Bu insanlar için ara karar verilsin istiyoruz ara karar verilmiyor. ‘Hepsine birlikte karar vereceğiz’ deniliyor. 3 gün önce ifadesi biten arkadaş aşağıda bekletiliyor. Bunun kanunda yeri yok. Bu arkadaşlarımız aşağıda 8 gündür tutuluyor, lütfen sorgudaki aldıkları ifadeleri, suçlamaları hatırlatın kendilerine, hatırlattım deyip zapta geçmeyin, ‘Ben hatırlatmam’ diyor. Tutanakları zorla alabiliyoruz. Biz ne dersek diyelim, zaten tutuklanacaklar belli. Hâkim bilemiyoruz kimlerle görüşüyordur odasında. Herkes şuna inanıyor: ‘Biz ne dersek diyelim tutuklanacağız. Ama biz savunmamızı yapalım. Savunmamızı yaptıktan sonra nasıl olsa tutuklayacaksınız. Ama bize savunma hakkı verin’”

Yazarlar