Dünya Ve Trump kararını verdi!

Ve Trump kararını verdi!

07.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

ABD Başkanı Trump, Kudüs’ü resmen İsrail’in başkenti olarak tanıyan kararını açıkladı. Trump, Tel Aviv’deki büyükelçiliğin Kudüs’e taşınması emri verirken, İsrail ile Filistin arasında iki devletli çözümü desteklediklerini öne sürdü

Ve Trump kararını verdi

ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye dahil dünyanın pek çok ülkesinden gelen olumsuz tepkilere rağmen beklenen kararını açıkladı. Trump, “Kudüs’ü resmen İsrail’in başkenti olarak tanıma zamanı gelmiştir. Dışişleri Bakanlığı’na, Tel Aviv’deki büyükelçiliğimizin Kudüs’e taşınması için hazırlıklara başlaması talimatını verdim” ifadesini kullandı.
Başkan Trump, uzun süredir tartışılan ve büyük tepki gösterilen yeni yaklaşımını, Beyaz Saray’da düzenlediği toplantıyla açıkladı. İsrail ile Filistin arasındaki sorunlara yeni bir perspektifle bakmak gerektiğini savunan Trump, ABD’nin Kudüs’ü, resmen İsrail’in başkenti olarak tanıdığını belirtti. 1995 tarihli “Kudüs Yasası”na atıf yaparak o tarihte ABD’nin Kudüs’ü İsrail’n başkenti olarak tanıması ve büyükelçiliğini de Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma tavsiyesinde bulunduğunu hatırlatan Trump, “20 yıldan fazladır tüm başkanlar, bu yasanın gereğini yapmayı erteledi ve gerekçe olarak barış çabalarını gösterdi. Şu anda daha önce olmadığı kadar İsrail ile Filistin arasında kalıcı bir barışa yakınız. Dolayısıyla Kudüs’ü resmen İsrail’in başkenti olarak tanıma zamanı geldi” dedi.
Hamlesinin, Kudüs’ün statüsü hakkında İsrail lehine kesinlik içermediğini söyleyen kararı Trump, kentin geleceğiyle ilgili asıl kararın, tüm taraflarca yapılacak görüşmelerden sonra belirlenmesi gerektiğine işaret etti. Bu kararın, nihai barışa olan bağlılıklarının ihlal edilmesi anlamına gelmediğini de savunan Başkan Trump, “ABD olarak İsrail ile Filistin arasında iki devletli çözümü hala destekliyoruz. Bölgenin liderlerinden isteğim, nihai barışın peşinden gitmeleridir” diye konuştu.
Hep ertelenmişti
Trump, Tel Aviv’deki Amerikan Büyükelçiliği konusunda ise, “Dışişleri Bakanlığı’na, Tel Aviv’deki büyükelçiliğimizin Kudüs’e taşınması için hazırlıklara başlaması talimatını verdim” açıklamasını yaptı, ancak elçiliğin taşınmasıyla ilgili herhangi bir zaman çizelgesi öngörmedi. Taşınmanın yıllar alabileceği konuşulurken, henüz bir yer de belirlenmiş değil.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, yaptığı yazılı açıklamada “Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv’deki büyükelçiliğin Kudüs’e taşınması kararını bir an önce uygulamaya başlayacaktır” ifadelerini kullandı. “Başkan Trump’ın, Kudüs’ü başkent olarak kabul etmesi, İsrail Meclisi, Yüksek Mahkemesi, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın ofislerinin Kudüs’te olması gerçeğiyle örtüşmektedir” değerlendirmesinde bulunan Tillerson, “Başkan, karar vermeden önce çok sayıda dost, partner ve müttefiklerimizle istişare ettik. Biz bunu takiben kalıcı bir barışın sağlanacağına inanıyoruz” dedi.
ABD yönetiminin, 1995’teki Kudüs Büyükelçilik Yasası’na göre İsrail’in başkenti Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması öngörülüyordu. Ancak söz konusu yasa 22 yıldır Bill Clinton, George W. Bush ve Barack Obama’nın başkanlık dönemlerinde her 6 ayda bir “ulusal güvenlik” gerekçesiyle erteleniyordu. Cumhuriyetçiler, uzun süredir ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması gerektiği hususunu dile getiriyordu.

Güvenlik uyarısı
Trump’ın açıklamasından kısa süre önce, ABD Dışişleri’nin, tüm diplomatik misyonlara mesaj göndererek, “20 Aralık’a kadar Kudüs ve Batı Şeria’ya zorunlu olmadıkça seyahat etmeyin” uyarısı yaptığı belirtiliyor. CNN televizyonu da, Tel Aviv’deki elçilik yetkililerinin, alarmda olduğu, özellikle diplomatların bina dışında korunması konusunda önlemler alındığını duyurdu. Aynı şekilde batılı ülke diplomatlarının da, tepkilerden çekindiği verilen bilgiler arasında.

ABD Kudüs’te ilk olacak!

Kudüs, dünyanın en eski kentlerinden birisi. 1517’den 1917 tarihine kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun kontrolündeydi. İslam, Yahudilik ve Hristiyanlık için kutsal yerleri içinde barındıran kentin “Eski Kent” bölgesi, Müslüman, Yahudi, Hristiyan mahallelerinden oluşuyor.
İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda, o zamana kadar Ürdün’ün kontrolü altında bulunan Doğu Kudüs’ü işgal etmiş, 1980 yılında kabul ettiği kanunla da Kudüs’ü “bölünmez başkenti” ilan etmişti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BGMK), 1980’de kabul ettiği 478 sayılı kararla, İsrail’in ilhak ve başkent ilanını geçersiz saymıştı. Filistinliler ise, Doğu Kudüs’ü ileride kurulacak Filistin devletinin başkenti olarak görüyor. 1993 yılında imzalanan Oslo Barış Anlaşmaları’nda Kudüs’ün nihai statüsünün barış görüşmelerinin ileri aşamalarında ele alınması öngörülmüştü.
İsrail’in meclis, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve bakanlıklar gibi resmi kurumları Kudüs’te. Ancak İsrail’in Kudüs’ü başkent ilanı, uluslararası alanda tanınmamaktaydı. Bununla birlikte İsrail büyükelçiliğini Kudüs’te tutan hiçbir ülke yok. Bu yüzden ABD, bir ilk olacak. Türkiye’nin ise, Filistin yönetimiyle ilişkileri sürdürmek amacıyla Kudüs’te bir başkonsolosluğu bulunuyor.

‘Sessiz kalamam’
Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, ABD Başkanı’nın kararını açıklamasından saatler önce yaptığı açıklamada, Kudüs planından derin endişe duyduğunu belirterek, “Şimdi benim düşüncelerim Kudüs’le. Son günlerde ortaya çıkan durum nedeniyle duyduğum derin endişe karşısında sessiz kalamam” ifadesini kullandı. Birleşmiş Milletler (BM) kararı uyarınca kentin statüsüne saygı duyulması çağrısında bulunan Papa, Kudüs’ün hem Yahudiler hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar için kutsal tek şehir olduğunu, bu üç dinin de ibadet yerlerini bünyesinde bulundurduğunu ve bu nedenle barışa yönelik özel bir yeri olduğunu ifade etti. Dünyanın küresel boyutta zaten bir gerginliğin içinde olduğunu dile getiren Papa Franciscus, “Korunmuş kimliğiyle kutsal topraklar, Ortadoğu ve dünyanın bütünü yararına bilgeliğin ve ihtiyatın hakim olması için Tanrı’ya dua ediyorum” diye konuştu.

Macron: Üzücü
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, ABD’nin Kudüs kararını onaylamadıklarını, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına aykırı olduğunu belirtti. Macron, Kudüs’ün statüsünün uluslararası toplumu ilgilendirdiğini, BM çatısı altında İsrail ile Filistin arasında belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ise, “AB, Kudüs’ün statüsünde değişikliğe neden olacak herhangi bir karar ya da bireysel eylemin ciddi sonuçları olacağını düşünüyor. Böyle bir karar, dünya çapındaki kamuoyunda yankı uyandırabilir” ifadesini kullandı. İngiltere Başbakan The-resa May de, “İki devletli çözümü desteklemeyi sürdürüyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Çin ve Rusya da tepkili
Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma planıyla ilgili olarak “Böyle bir adımın atılması halinde durumun daha da karmaşık hale gelmesinden endişe duyuyoruz” dedi. Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın önceki gün Kudüs’le ilgili son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirdiklerini hatırlatırken, son gelişmeleri “karmaşık” olarak niteledi, “Böyle bir adımın atılması halinde durumun daha da karmaşık hale gelmesinden endişe ediyoruz” dedi.
Çin Dışişleri Bakanlığı da, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması planının “bölgedeki mevcut gerginliği körükleyeceği” uyarısını yaptı.

‘Çözelmesi gereken en son konudur’
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasına ilişkin “Kudüs, BMGK ve BM Genel Kurul kararları temel alınarak, iki taraf arasında doğrudan görüşmeler yoluyla en son çözülmesi gereken bir konudur” değerlendirmesini yaptı. Guterres, yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri olduğu ilk günden bu yana İsrailliler ve Filistinliler için barış ihtimalini tehlikeye atacak tek taraflı tedbirlere karşı olduğunu sürekli dile getirdiğini anımsatırken, Kudüs’ün Kudüs’ün, insanların kalbindeki yerini anladığını belirtti. Guterres, “Yüzyıllardır böyle oldu ve böyle olacak. Şunu açıkça ifade etmek isterim ki, iki devletli çözümün herhangi bir alternatifi yoktur. B planı yoktur” dedi. Guterres, nihai meselelerin müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğine işaret ederek, BM Genel Sekreteri olarak İsrail ve Filistin liderlerinin görüşmelere dönmelerini destekleyeceğini ve kalıcı barış için elinden geleni yapacağını kaydetti.

Haberin Devamı