Virginia Woolf’tan çığır açan bir roman

İngiliz edebiyatının başyapıtlarından biri olan Deniz Feneri, son derece basit olay örgüsünün ardında yaratıcısının özyaşamının ayrıntılarını, toplumsal meselelere ilişkin sorgulamalarını, iç gözlemlerini ve derin felsefi gizemlerini barındırır. Woolf bilinç akışı tekniğini kullanıldığı, pek az diyalog ve eylem içeren romanında daha çok düşünce ve gözlemlere odaklanır.

Deniz Feneri’nin merkezinde I. Dünya Savaşı’nın öncesinde ve sonrasında İskoçya’nın Skye Adası’ndaki evlerinde kalan Ramsay ailesi ve konukları vardır. Çocuklar oyun oynar, yetişkinlerse bir yandan gündelik yaşamlarını sürdürürken, derin düşüncelere dalar ve keşiflerde bulunur. Yapıtın roman türünde alışılagelmiş anlatı sürekliliğini kesintiye uğratan yapısı ve her bir anlatıcının kendi bilinç akışının perspektifiyle çözülen olay örgüsü, bir deniz fenerinin kendi ekseni etrafında dönen ışığını andırır. Böylece Ramsay ailesinin sıradan gündelik yaşamı zaman, ölüm, toplumsal cinsiyet ve ahlak üzerine derin düşüncelere gömülür.

Sevda Çalışkan’ın dilimize kazandırdığı roman, Woolf’un belki de hayatının en mutlu döneminden, çocukluğunda ailesiyle birlikte geçirdiği tatillerden izler taşır.

Deniz Feneri, Modern Library ve Time dergisinin İngiliz dilinde yazılmış en iyi yüz roman listelerinde de yerini almıştır.