Vitrin Babama ne alacağım?

Babama ne alacağım?

20.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Babama ne alacağım?

Babama ne alacağım
20 Haziran 1998
Nora ROMİ

Babama ne alacağım
Yarın Babalar Günü. Bugün babama hediye almak için son günüm. Uyanır uyanmaz kendimi sokağa atacağım. İşim zor...
Erkeklere hediye almak zordur. İster baba olsun, ister koca, ister sevgili erkeklere hediye bulmak gerçekten çok zordur. Kadınlar için kurtarıcı ürünler hep vardır. En kötü ihtimalde bir eşarp, çerçeve ya da bir parfüm alınarak iş bitirilebilir. Çeşit bolluğu da olduğundan seçenekleriniz tükenmez. Ama erkekler için bu tip ürünler azdır. Eskiden daha da azdı. Hiç olmazsa son birkaç yıldır artan seçenekler sayesinde işimiz daha da kolaylaştı. Ben henüz babama ne alacağımı bilmiyorum. Geçen ay doğum günü vardı ve annemle Marks & Spencer'a gidip boxer külotlardan almıştık. Bir daha gidip onu almam ayıp olur artık. Birkaç gündür etrafı kolaçan ediyorum. Tabii son karar bugün verilecek. Bir kere bedenini bildiğiniz ve bulduğunuz sürece kıyafet Babalar Günü için uygun bir hediyedir. Güzel bir mayo, şort, yazlık gömlek veya kemer gibi aksesuvarlar... Mesela Beymen'de 15 milyona gömlek, 14 milyona kravatlar var. Mayolar ve kemerler 9 milyon civarı. Eğer babanız daha spor şeylerden hoşlanıyorsa Mavi'ye göz atabilirsiniz. Şortlar 4, trikolar 8 milyon lira civarında. Giyecek dışında elektrikli aletler de erkekleri hep memnun etmiştir. Tıraş makinesi çok uygun bir hediye. Örneğin Philips'in Reflex Action makinesi 60 günlük deneme kampanyalı. Yemek pişirmeyi seven bir beyse değişik mutfak aletleri de alınabilir. Mesela bir kere babama bana gelen çok güzel vakumlu saklama kaplarını hediye etmiştim. Annem sofrayı toplarken babam yemekleri kutulayıp kaldırmaya başladı. Gördüğünüz gibi alacağınız hediye onu evde yardımcı olmaya da sevkedebilir. Bu nedenler babanıza hediye alırken kendi ihtiyaçlarınızı da göz önünde bulundurun.

Kitabım çıktı
Nihayet benim de bir kitabım oldu. Bazı "No Name" yazılarından ve zamanında Esquire dergisine yazdığım birkaç yazıdan oluşan bir kitap bu. Gendaş Yayınevi tarafından çıkarılan kitabımdan önce Atılgan Bayar'ın "İki Şehrin ve Bazı Kadınların Tuhaf Hikayeleri", Yeni Yüzyıl köşe yazarı Gülay Göktürk'ün "Mürteci Yazılar" adlı kitabı çıktı. Hepimiz yayınevinin "Yeni Anlamlar" adlı bölümüne dahiliz. Benim kitabımın adına gelince: "Sanırım Seninle Uzun Uzun Konuşmamız Gereken Şeyler Var Kürşatcığım"... Nedenini, nasılını sormayın. Bu üç kitabı da alıp okumalısınız. Hatta arşiv olarak saklamalısınız. Birbirinden tamamen farklı üç kitap bu. Diğerleri de benim yazılarım gibi derlemelerden oluşuyor. Üçü de çok kolay okunuyor. Sıkmıyor. (En kolay benimki!!!) Havalara girmedim. Ama hemen gerçek anlamda bir kitap yazmam (baştan yazmam; sıfırdan yazmam) gerektiğine inanıyorum. Şimdi bunları bir okuyun da bana fikir verin lütfen.

Ojelerin oyunu
Kozmetik bir kadın için en eğlenceli dünyalardan biridir... Ne kadar sıradan bir giriş yaptım. Ama şimdi yazacağım şeyin sıradan olduğunu düşünmeyin. Lancome (belli bir seviyenin üstündeki kadınlara hitap eder) kozmetik anlayışında değişiklikler yapmaya başladı. Sanırım hedef kitlesinin yaş ortalamasını düşürmeye çalışıyor. Çünkü gençlerin bayılacağı ürünler çıkarıyor artık. Örneğin bu yazın dönüşüm adını verdikleri "Chrysalide" temasında bulunan siyah ve beyaz ojeyi alıp üst üste sürdüğünüzde mavi, mor veya yeşil parlak oje sürmüş oluyorsunuz. Aynı şekilde siyah farın üzerine beyazı sürünce mavi, mor veya yeşil far haline dönüşüyorlar. Bu çok eğlenceli makyaj malzemelerini Lancome satan parfümerilerde bulabilirsiniz. Bu firma ile ilgili vereceğim bir haber daha var ama onu önümüzdeki aya bırakıyorum. Her şeyi birden söyleyip ne alacağınız konusunda sizi şaşırtmak istemem...