Vitrin "Bir aded altın saat bahası 50 lira"

"Bir aded altın saat bahası 50 lira"

06.06.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Bir aded altın saat bahası 50 lira"

Bir aded altın saat bahası 50 lira
6 Haziran 1998
Emre AKÖZ

Alışverişten daima büyük zevk alan kadınlar tarihin her döneminde pahalı ve gösterişli şeylere ilgi duydular. Doç. Dr. Ali Akyıldız'ın kaleme aldığı "Refia Sultan" (Tarih Vakfı Yurt Yayınları) adlı kitaba bakarsanız, Osmanlı sultanlarının paraları nasıl gösterişli tüketime harcadıklarını görürsünüz.
Abdülmecid'in kızı Refia Sultan 1842 yılında doğar. Fransızca ve Farsça öğrenir. Piyano çalar. Kitap okur, dokuz taş oynar. Dini eğitimi de tamdır.
13 yaşında babası Sultan Abdülmecid'in emriyle Edhem Paşa ile nişanlanır. 1857 yılında evlenirler. Mutsuz bir evliliktir bu. Hayır, padişahın emriyle evlendirildikleri için değil! Edhem Paşa çok çapkındır. Refia Sultan ise hastadır. Baş ağrılarını 1880'de onu mezara götürecek olan yumurtalık kisti takip eder. Yardımseverliğiyle tanınan Refia Sultan, döneminin diğer saraylı kadınları gibi tam bir alışveriş tutkunuydu. Tabii bu alışveriş etkinliği şimdikine benzemiyordu. Sultanlar ve diğer saray kadınları mağaza mağaza gezerek, vitrinlere bakarak, pazarlık ederek alışveriş yapmazlardı. Adamlarına bir sipariş listesi verirlerdi ve arzu ettikleri tüm mallar konaklarına, saraylarına getirilirdi. Beğenilen ürünler alınır, diğerleri geri gönderilir, yenileri getirtilirdi. Mücevher gibi özel zevki yansıtan eşyalar söz konusu olduğunda ise, Refia Sultan'ın da yaptığı gibi kara kalem çizimler, ayrıntılı betimlemeler devreye girerdi. Saray kadınları görevlilerin yanısıra kendilerine ders veren çoğu Fransız hocaları da aracı olarak kullanarak (ve onlar tarafından kullanılarak) alışveriş yaparlardı.
Hem ne alışveriş! Örneğin Refia Sultan arabasını ve koşumlarını 233 Osmanlı lirası karşılığı Paris'ten ısmarlamıştı. Ali Akyıldız karşılaştırma yapabilmemiz için yüzden fazla kişinin yemek ihtiyacını karşılayan Saray mutfağının ayda 312 lira harcadığını belirtiyor. Bu dönemde bir köle yuvarlak hesap 250 liraya satılıyordu. Refia Sultan'ın Çamlıca'daki köşkü ise bugünün parasıyla 225 milyar liraya malolmuştu. Zor günlerde ise mücevherler rehin veriliyordu. Sultan, tek taşlı pırlanta büyük yüzüğünü, roza sedef kaşığını, sekiz incili pırlanta küpesini, kırkbir taşlı pırlanta gerdanlığını, dede külahı lal yakut yüzüğünü ve daha nice mücevherini Emniyet Sandığı'na rehin vermişti. Borçlar ödenemediğinde ise "Baba"ya başvuruluyordu. Sultan Abdülmecid müsrif kızlarına o kadar kızmıştı ki, "Akıllarını başlarına toplasunlar. Artık aşırup taşırdılar. Anları tekdir şöyle dursun, adeta döğdiririm," diye haber yollamıştı. Bir keresinde de damatlarına fırça çekmişti: "Sultanlar gece mehtablarda gezermiş. Benim gece mehtabda gezer kızım yoktur. Anları da reddedeceğim. Bu heriflerin harekatı artık namusuma dokunur oldu."
Peki kükremişti de ne olmuştu? Asıl büyük harcamayı yapan kendi gözdesi Serfiraz'dı. Serfiraz'ın piyasaya borcu 625 bin Osmanlı lirasına çıkmıştı ve Cevdet Paşa'nın deyimiyle, "sefine - i saltanat... bir karının hevasıyla batmak emaraleri" göstermekteydi.

e-mail: eakoz@milliyet.com.tr
faks: 0212 5056431