Vitrin Birbirinin kopyası insancıklar

Birbirinin kopyası insancıklar

29.07.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Birbirinin kopyası insancıklar

Birbirinin kopyası insancıklar


OF AMAN / Ayşenur Yazıcı


       Tatildeyim ya, içimde "yaşama ait birşeyleri eksik yapıyormuşum" gibi garip bir duygu; neden boş gibi durduğunu anlamadığım rahatsız edici bir köşe var. "İş için yaşamak" ve "yaşamak için iş yapmak" arasındaki farkı umarım 8 seneye kadar emekli olmadan öğrenir ve çalışırken günde bir saat görebildiğim çocuğumla 24 saat geçirmenin keyfini kuş yuvadan uçup gitmeden anlarım.
       Sözün özü efendim tatildeyim ama üretmeden yaşamanın "ayıp" olduğu düsturuyla büyüdüğümden plajda oflayıp duruyorum. Fırsat bu fırsat deyip, rengarenk kapaklı "kimin nerede ne harcayıp ne giydiğini kimle gezdiğini" anlatan(!) bir dergi kaptım.
       Aman Allahım!... Göğüs ölçüleri Brigitte Bardot ayarında, yaşı arkadan bakınca
       25, önden bakınca 50 civarında, tüpgaz patlamış gibi yanık tenli, hepsi birbirinin kopyası yüzlerce kadın...!
       Arı sokmuş gibi şişirilmiş dudaklar, aynı fabrikanın kaporta boyasından çıkmış kemik renkli tırnaklar ve yılın modası (!) eflatun, pembe, yeşil renkli; buldukları her türlü pullu giysiye bulanmış bedenler!
       Bereket Türkiye'deki her estetikçi aynı tarz burun yapmıyor. Kiminin burun delikleri tavana bakıyor, kiminin büyüteçle görülebilecek kadar ufaltılmış. İmkanları sınırsız kesimin, her yeniliğe para karşılığı sahip olma hevesine ve olanağına artık bir "İMAGE MAKER" parmağı değmesi gerek.
       Yani kimlik ve karakter ile yeniliği harmanlayacak bir uzmana acilen ihtiyaç var...!
       Bunu modacılar beceremiyor sanırım. Vücutlarına kusurları örtücü ama modaya uygun giysiyi dikerken "aman hanımefendi yüzünüz çok iri, burnunuzu sakın leblebi büyüklüğünde yaptırmayın uzaylı gibi olursunuz" ya da "omuzlarınız
       50 cm genişliğindeyken 200 cc'lik silikon sizi patlayacak su bidonu gibi gösterir" diyemiyor...
       Renk, hacim ve uyum kimlikle harmanlanırsa bir bütün oluşturur. Biz buna karizma deriz tanımlarken. Hani bazı kişiler vardır, kemerli burunları, yuvarlak bedenleri, çarpık dişleri veya demode giysileriyle inanılmaz çekicilikleri vardır. Onlar kendileriyle barışıktır. Tüm dünya pullu etek giyiyor diye; kimliğine, hayat felsefesine aykırı bir giysiye bürünmez. En zengin ve en güzel olduğunu göstermenin ötesinde hayat gayeleri planları vardır. Karizma, çantadaki arma, pahalı mücevherler ve fayans parçası şeklinde ağıza iki beden büyük gelen porselen dişlerin pahalı mekanlarda yarattığı bütünlük değil; "herkes gibi" bakmayan kendiyle barışık gözlerin sahibinin yaydığı çekim alanıdır... Onların modası, kişiliklerinin rahat ettiği tarzdır ve kaşları her mevsim bir artistinkini andırmazlar..!
       Kimlik arayışı ömür boyu da sürebilir. "Bana bakın" demenin bir yoluda diğerlerinden aykırılaşmadan farklı olmaktır. Bu farkı yaratır ve kişiliğinizin renklerini kendinizi sevecek şekilde oturtursanız ve başkası olmamanın markasını keşfederseniz, karizma denilen çekim alanıyla tanışabilirsiniz.
       Bırakın felsefeniz, kültürünüz, içinizdeki coşku ve farkındalığınız sizi tarzınıza götürsün. Yola çıkmak için bir yardımcıya ihtiyacı olanlara bizden de "İMAGE MAKER"lar çıkacaktır. (Emekliliğime az kaldı, bekleyin. Ee boşuna mı okuduk?). Beklerken gözünüzü seveyim "herkes gibi olma" kuyruğunda vakit geçireceğinize, "ben kimim" kitaplarına göz atın.!