Estetik mevzular

Kim demiş kadın yazar bakımsız olur, bilmiyoruz. En ünlü kadın yazarlarımıza sorduk bu inanışın aslı astarı var mıdır diye; ‘yok’ dediler ve başladılar estetiğin ve bakımın hayatlarındaki yeri ve önemini anlatmaya...


       Denir ki, yazar kadın bakımsız kadındır... Felsefi dünyadan zaman bulup da saçına başına vakit ayıramaz... Beynini süsler, kendini süslemez! Bu önyargıdan yola çıkarak, en ünlü kadın yazarlarımızdan bazılarıyla cilt bakımı, saç, makyaj, estetik gibi kadınsı mevzulara dalalım, işin aslını birinci ağızdan öğrenelim dedik.

       Nazlı Eray
       “Yazarlık ayrı, kadın olmak ayrı"
       “Yazarlık ayrı, kadın olmak ayrı. Francoise Cagan gibi görünmek istemem tabii, ama kendime bakarım. Cilt bakımımı kendim yaparım. Piyasayı takip eder ve iyi ürünler kullanmaya çalışırım. Makyaj da yaparım, ama aşırıya kaçmadan. En çok saçlarıma düşkünüm. Çok sık kuaföre giderim, ama saçımın rengini değiştirmem.
       Estetik ameliyatlara gelince... Bence yepyeni bir ufuk ama çok kötü örneklerini gördüm. Emel Sayın, Semra Özal... Bazılarında da bağımlılık yapıyor galiba. Tabii insanın kendini rahatsız eden kötü bir burundan kurtulması güzel bir şey, ama doğallığını kaybettiğinde o artık biraz riskli, dönüşü olmayan bir yol. Biraz kilo takıntım var. Kiloma çok dikkat ederim. Genelde bitkisel ürünleri, Ayurveda gibi doğal yöntemleri tercih ediyorum. Tek özendiğim şey spor yapmak. İşte onu yapamıyorum. Galiba bu, yazarlıkla bir arada gitmeyen bir şey. Mesela denizin kenarında saatlerce otururum ama yüzmem; onun yerine hayal ederim.

       Duygu Asena
       “Aklı başında olan kendine bakar"
       “Ben, yazar kadın kendine bakmaz diye bir şeye inanmıyorum. Tam tersi, aklı başında olan insan kendine bakması gerektiğini de düşünür. Bence bakımın temeli temizlik. Ben her akşam muhakkak bütün makyajımı temizliyorum. Gözaltı kremi ile yüz kremimi mutlaka sürüp yatıyorum. Gündüzleri yine gözaltı kremi ve nemlendirici kullanıyorum. Özel cilt bakım merkezlerine yılda bir kere falan gidiyorum. Çok fazla makyaj yapmam. Yalnızca gözlerimi boyarım. Galiba ben biraz da şanslı doğmuşum. Mesela saç konusunda; rengi doğal ve hiç beyazlamadı.Selülit sorunum da hiç olmadı. Ama bu beslenme alışkanlığı ile de ilgili bir şey. Spor pek fazla yapamıyorum. Yürümeyi hiç sevmem mesela, ama yüzmeyi çok severim, yaz kış yüzerim... Estetik ameliyatlardan çok korkuyorum. Eğer çok çirkinleşirsem, yüzümde çok sevmediğim bir şey olursa herhalde yaptırırım. Güzel ve bakımlı bir şekilde yaşlanmak hoş bir duygu."

       Müge İplikçi
       “Bakımlı olmaktan yanayım"
       “Ben biraz paspalım ama insanlığımla ilgili bir paspallık bu. Yoksa, bakımlı olmaktan yanayım. Arada bir cilt bakımı yaptırıyorum. Bunlar psikolojik olarak çok rahatlatıcı şeyler; ayıp bir şey değil, kafamıza öyle kazınsa da... ‘Düşünen kadın kendine bakmaz.’ Bakar, niye bakmasın! Kendine bakmak, pudraların içine bulanmak değil ki. Bazen bir fularla bile kendimi iyi hissederim. Ama estetiğe karşıyım. Çünkü güzellik ve çirkinlik toplumsal olarak kazanılan bir şey. Yani, ben çirkinliğin de estetik anlamda güzelliği olduğuna inanıyorum."

       Tomris Uyar
       “Her gün makyaj yaparım"
       “İnsanlar güzel görünmekten tat almalı; birileri için değil, kendileri için. Kedim bile güneşe uzanıyor, kendini temizliyor. Bakım insanın doğasından gelen bir şey. Ben bedenimi iyi korumaya çalışırım. Bakım yaparken de işi abartmamaya, kozmetik sanayiin tuzaklarına kanmamaya çalışıyorum. Yazar kadınlar akıllı olduklarından zaten kanmaz ve doğru ürünleri alırlar diye düşünüyorum. Yazar kadınlar da bakımlıdır. İçlerinden kendine bakmamakla övüneni çıkmaz. Ben her gün makyaj yaparım, ama aşırıya kaçmam. Kaçanları da hiç beğenmiyorum. Kendilerini barbi bebek haline getiriyorlar. Özellikle sanatçı geçinen insanlar. Onların hiçbir zaman gerçek bir kişilik olduklarına inanmıyorum Gerçekten göze batan, çok kötü duran bir çarpıklık varsa bunların giderilmesi için estetik ameliyat yaptırılabilir. Hele bir de insan göze seslenen bir iş yapıyorsa, ameliyat olmasını çok doğal buluyorum."