Vitrin Gözlemler

Gözlemler

05.06.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gözlemler

Gözlemler
Gözlemler
Emre AKÖZ GazetePazar'da da belirtmiştim; doğup büyüdüğüm, 1995 yılına dek yaşadığım Anadolu yakasına dönmeye hazırlanıyoruz. Bir aksilik olmazsa proje birkaç ay sonra gerçekleşecek ama biz her fırsatta bir heyecan kendimizi Kadıköy'e atıyoruz.
Peki ne görüyoruz?
Türk basını genellikle toplumsal değişimi gösteren haberlere yer vermez. Sayfalarımızda daha çok değişimin simgeleri (yani sonuçları, görüntüleri) bulunur.
Anadolu yakasını "yeniden" keşfe çıktığımızda giderek artan "burjuvalaşma" hemen dikkatimizi çekti. Bağdat Caddesi'nin Bostancı - Kızıltoprak arasındaki bölümüne eskiden beri özel önem verilirdi. Bu bölge geçen zaman içinde modern Avrupa kentlerini aratmayacak hale geldi.
Bizim asıl dikkatimizi çeken ise Bostancı sahil yolu oldu. Pendik'i de aşarak uzayıp giden bu yol, sözünü ettiğim burjuvalaşmanın en açık göstergesi. Pendik - Gebze hattında çalışan işadamları ve üst düzey yöneticiler deniz gören apartmanlara para yığıyorlar. Bunun sonucu olarak üç "M"li Migros'undan Mr. Bricolage'ına, Spar marketlerinden ABD kökenli hamburgercilerine, et ve balık lokantalarından eğlence parklarına hep bu bölgeye yığılmış durumda. Tabii, "yığılmış" dediğime bakmayın, son derece "ferah" bir organizasyon söz konusu. Bostancı sahil yolu karşı taraftaki "adaşına", yani Sarayburnu - Florya arasındaki caddeye hem benziyor hem de benzemiyor. Benzerlik yapıda; neticede ikisi de birer "sahil yolu". Buna karşılık Anadolu yakasındaki yol gelişmeye daha açık. Sanırım rantı daha fazla. Belediye müthiş bir ağaçlandırma gerçekleştirmiş. Bir iki yıl içinde asfaltın griliğini unutturacak kadar zengin bir yeşilliğe sahip olacak bu bölge.
Dragos tepesi de sözünü ettiğimi para akışından payını almış. Yanlış hatırlamıyorsam Dragos 1960'lı yıllarda yükselişe geçmişti. Maltepe - Pendik arasında kurulan fabrikalardan doğan refaha sahip olanlar burada ev yaptırıyorlardı. Özetle Dragos, Demirel döneminde zirveye çıkmış, '70'lerin sonuna doğru ise inişe geçmişti. 1980'leri ise pas geçti Dragos. Şimdi ise kendini toparlıyor. O eski evler, yeni zenginlerin beğenisine uygun olarak; elden geçirilmiş, restore edilmiş, yeni bölümler eklenmiş, boyanmış, bahçeleri düzenlenmiş... Bu arada tabii yenileri de yapılmış. Bölgedeki zenginliğin bir başka göstergesi de eski ve yeni apartmanların geniş bahçelerine yapılan yüzme havuzları.
İçinizden, "Oh maaşallah, belli ki sen de oraya taşınıyorsun," diye geçirdiğinizi duyar gibiyim. Yok böyle bir durum. Biz kim, oralarda oturmak kim! Sadece gözlemlerimi sizinle paylaşmak istedim. Tabii bu arada, "Peki sahil yolunun kuzeyinde, tren yolunun üst kısmında neler oluyor," diye soracak olursanız... Orası eski tas eski hamam: Betonlaşmış bir orta boy Anadolu kenti görüntüsü; çamur, toz, gürültü, hayat gailesi, yoksulluk vs... Siz hiç zengin bölgelerde minibüs çalıştığını gördünüz mü?

e-mail:eakoz@milliyet.com.tr
faks: 0212 5056431