Kadınlar eşitlikten sıkıldı!

Moda tasarımcısı Arzu Özbakış Kaprol, 2000'li yıllarda kadın modasının daha feminen bir kimlik kazanacağını söylüyor. Bir elmanın iki yarısına değil de zıt kutuplara benzetebiliriz kadın ve erkeği. Birbirini tamamlayan, farklı ve fakat toplumsal olarak eşit iki unsuru doğanın, olmazsa olmazı... Karşı cinsler arası eşitliğin kentleşmeyle birlikte hızla sağlandığı veri olarak düşünülürse, bunun yaşam tarzlarına yansıması da kaçınılmaz oluyor. Moda tasarımcısı Arzu Özbakış Kaprol ise bu eşitlikten kadınların sıkılmaya başladığını ve gelecek binyılın modasında daha feminen çizgilerin görüleceğini söylüyor. Şebnem Ferah ve Sertab Erener'i giydiren Arzu Özbakış Kaprol'ün bu düşüncesini moda merkezlerinin de destekleyeceği anlaşılıyor. Buna kanıt olarak, DuPont Lycra tarafından seçilen ve "Avrupa Tasarım Devrimi"ni başlatacak olan Avrupalı 4 genç tasarımcı arasında Kaprol'ün de bulunması gösterilebilir. Kaprol, Almanya'nın Düsseldorf kentinde ve DuPont Lycra'nın sponsorluğunda bugün 15 parçalık koleksiyonunu sergileyecek. Bir başka açıdan bakılırsa, Dupont Lycra ilk kez bir Türkiyeli tasarımcıyı, Avrupa modasını belirleyecek isimler arasında gösteriyor. Arzu Özbakış Kaprol'ün koleksiyonuna "kumaş sponsoru" olan Güney Sanayii ise bu arenada boy gösteren ilk Türkiyeli firma olacak.
Kaprol, modanın yalınlaşırken komplike çizgiler taşıyacağını söylüyor. Diğer bir deyişle bu yeni moda, pratik ama işlevsel olarak nitelenebilir. "Esneyen, ütü gerektirmeyen kumaşlar kullanacağız. Çünkü yaşam tarzı bunu gerektirecek. Böyle bir kumaşta lycra'nın önemli rolü olacak," diyerek "işlevsellik" ve "pratikliği" özetleyen Kaprol, "aAynı kıyafetle günden geceye devam etmek zorunluğuna da yanıt vermek gerektiğini" söylüyor. Doğal kumaşları korumak için, lycra pamuklarda özel bir kaplamayla yıpranmayı ve parlamayı önleyen bir teknik kullandığını söyleyen Kaprol, "doğal olmayan ile doğal olanın korunabildiğini" sözlerine ekliyor.
Yeni moda böyle temellenecek Kaprol'e göre ama kuşku yok ki bir de estetik farkı olacak "eski" ile kıyaslanınca. Örneğin Kaprol, eskiden "rüküş" olarak nitelenen dizaltındaki eteklerin biraz daha diz altına ineceğini ve bollaşacağını söylüyor. "2000 yılı robot çağı ya da uzay çağı olacak gibi bir korkumuz var. Ama ben buna inanmıyorum. Aksine romantik çizgiler ve yaşam koşulları buluşacak," diyen Arzu Özbakış Kaprol, "Siluetlere biraz daha çiçekler gelecek. Kadınsı hatlar geri dönüyor. 1980'lerin başındaki 'çalışan kadın' giysilerinden hepimiz sıkıldık. Biraz daha feminen olmak istiyoruz," derken, kadınların artık çalışma yaşamında erkekler gibi başarılı olduğunu ve bu eşitlikten sıkılarak kadınsı farkları öne çıkarmak istediğini vurguluyor.
Kadın ile erkeğin eşitliğini savunan feministlerin bu görüşe ne diyeceklerini sorduğumuzda Kaprol, "Erkekle kadının bütün vücut yapısı ve düşünce şekli farklı. Farklı olmanın güzel olduğunu düşünüyorum," diyor.
Kaprol, dekolteye bir kısıtlama gelmeyeceğini de söylüyor. Kadına daha kadınsı hatlar katacak bu yeni modada transparanlığın da öne çıkmaya başlayacağını belirten Kaprol'e, "Erkekler bu modayı nasıl bulacak?" diye sorduğumuzda ilginç bir yanıt alıyoruz: "Erkekler daha da mutlu olacak!"