Vitrin Notlar... Notlar...

Notlar... Notlar...

29.08.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Notlar... Notlar...

Notlar... Notlar...
29 Ağustos 1998
Emre AKÖZ

Alışveriş ve medya dünyasından gözüme takılanlar ve kulağıma çalınanlar...
* Yapı Kredi'nin yeni reklamını beğenen bir kişiye bile rastlamadım. Hani iki işçinin "Bankacılık üssü"nü gözleyen casus bankacılarla dalga geçtiği reklam... Bir arkadaşım, "Yahu bu ırkçı bir reklam," bile dedi. Belki abartıyordu, belki de haklıydı; onu tartışmak gerek. Ancak işin ideolojik boyutu bir yana dediğim gibi reklamı beğenen, yani duygusal olarak olumlu yaklaşan pek yok. Buna karşılık aynı reklamdan esinlenerek özetle, "Bizim Televolemiz ötekilerin Televolesinden iyidir," diyen parodi hoşa gitti.
* Kontiki adlı yeni bir yayınevi var. Genellikle çocuklara yönelik, ama tabii büyüklerin de okuyabileceği (ve okuması da gereken) cinsten kitaplar çıkarıyorlar. İşte birkaçı: "Amcadan Korkuyorum", "Kızıma Irkçılığı Anlatıyorum", "Taşbebek Savaşa Gidiyor", "Burç ve Burcu" (Nasıl Kız Olunur, Nasıl Erkek Olunur?), "Tedbirli Olmayı Öğreniyorum". Kitaplarda birbirinden şirin illüstrasyonlar yer alıyor. Siz bir şey itiraf edeyim mi? Kitaplar bir yana, ben en çok yayınevinin adından hoşlandım! * Şişme bebeklerden sonra şimdi de "Realdoll" (Gerçekbebek) adı verilen bebekler çıkmış. "Bebek" dediğime bakmayın ne tür bir şeyi kastettiğimi biliyorsunuz. Çelik bir iskeletin üzerine silikon kaplanarak imal ediliyor. Fiyatı ise 5 bin dolar! Böyle bir şeyi yatağına almak isteyenler, boy, dolgunluk, renk vs. siparişi de verebiliyorlar. Ben birkaçı hariç insanların tüm cinsel edimlerini "olağan" bulan, arzularına ulaşmak için çabalamalarını "normal" bulan bir kişiyim. Bu "bebek" işine de öyle yaklaşmıştım bir vakitler. Ama şimdi hüzünleniyorum.
* Kürt müziği üzerine bir yazı kaleme almıştım. Orada "Teknokürdo" diye bir terim uydurmuştum. Bunu da korka korka yapmıştım. Hoşa gitmişti ama tabii böyle bir kelime yoktu. Şimdi ise Ata adlı bir müzisyen çıktı. İlanlarda "yepyeni bir yorumcu" denilen Ata'nın "Aşksız Olmaz" adlı albümünde yaptığı müziğe "Flamentürko" deniliyor. Sanırım bu tip "melez" kelimeleri önümüzdeki günlerde daha sık duyacağız. Çünkü hayatın çeşitli alanlarındaki yeniliklerin ortaya çıkış hızına dil yetişmiyor. Bu yüzden de ortaya uyduruk laflar atıyoruz. Sanırım "Doğru Türkçe" mücadelesi yapanlar bu noktayı tam anlamıyla kavramış değiller. "Yanlış Türkçe" ile "dilde henüz yeri olmayan yeni anlatım biçimlerini" bazen birbirine karıştırıyorlar. Hangi lafın yeni bir durumu, yeni bir ilişkiyi anlatmak üzere "uydurulmuş" olduğunu, hangi lafın ise sadece "bozuk, uyduruk, saçmalık" olduğunu ayırt etmek kolay değil tabii. Günlük hayatı tanımak, olup bitene "içerden" bakmak gerekiyor.
* Geçenlerde Arçelik'ten bir bulaşık makinesi aldık. Önce haddinden fazla ısındı. Bu arada acayip kokular çıkardı. Sonra deterjanı almadan yıkamış taklidi yaptı. Bir çalıştı, bir çalışmadı. Son olarak bir köpük üreticisi gibi davranıyor! Servis geldi gitti, geldi gitti ve değiştirilmesine karar verildi. Şimdi fabrikadan gelecek yeni makineyi bekliyoruz. Bunları niye yazdım? Sakın garanti belgesiz cihaz almayın. En iyi firmaların bile ürünleri bozuk çıkabiliyor. İnsanların ise garanti belgesi yok!

e-mail: eakoz@milliyet.com.tr
faks: 0212 5056431