Vitrin Sandra Bullock üzerine bir kısa deneme

Sandra Bullock üzerine bir kısa deneme

29.07.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sandra Bullock üzerine bir kısa deneme

Sandra Bullock üzerine bir kısa deneme


ART NİYET / Ayşegül Sönmez

       Ben bayılırım ya böyle Hollywood kızları hakkında atıp tutmaya. Şimdi de Sandra Bullock var sırada. Canım globalleşme de böyle bir şey. Muassır medeniyetlerdeki filmler benim ülkemle aynı anda vizyona giriyorsa, o zaman ben de atar tutarım sanki onlar benim sanatçım, benim köylümmüş gibi...

       Sandra Bullock bu sefer karşıma 28 gün filmiyle çıktı çıkmasına da kendisinde değişen hiçbir şey yoktu. Değişen hiçbir şey onda yoktu da Hollywood'da tabii ki vardı. Bu kız duygusal, bu kız güçlü, bu kız problemli, ailenin sorunlu çocuğu. Ama önce çocuk sonra kız çocuğu. O, öfleyen pöfleyen kadınsılıktan uzak bir çeşit erkek Fatma'sı Hollywood'un.
       Kaba hatlı ama güzel hatlı. Kara gözler, kara kaşlar, kara saçlar... Boya yok, makyaj yok... Doğal güzel, doğal ve tabii ki bu yüzden özdeşe çok açık. Hadi Amerikan kızları Julia Roberts'dan sonra size bambaşka bir renkte bir aday veriyoruz benzemeniz için. Meg Ryan da yaşlandı, Julia desen tüm rollere yetişemiyor. Jennifer Lopez desen çok problemli kız, uyuşturucu desen, silah desen hepsi onda. Politik doğrucu bir tip için biçilmiş kaftan bu kızımız Sandra'cığımız anlayacağınız.
       Şimdi Sandra için çizilen rol şöyle... Sandra, duygusal ama hiç duygusal olduğunu bilmiyoruz. Filmin sonunda anlıyoruz. Aslında onun canı patlıcan değilmiş, canmış. Aslında onun da canı yanarmış. İlgi, şefkat beklermiş yakınlarından... Ama hayat onu öyle katı görünüşlü, her şeyle dalga geçer, hiçbir şeyi ciddiye almaz kılmış. Halbuki o da istermiş yaşıtları gibi cici bici tini mini bir kız olmayı. Yani Sandra'nın cool görüntüsü aslında bir aldatmacadan ibaret. Aslında kız hiç cool değil, Allah'ın duygusalı, takıntılısı, psikolojik sorunlusu. Doğru insanlarla olsa, terapi görür tarzda bir açılsa, bir çocukluk anıları temizliğine ve sorgulamasına tabi olsa, olacak iyi kız Sandra.
       Bu okulun problemli kızı ama sevimli kızına ne yaparsa yapsın isterse ablasının arabasını sarhoş kullanıp bir eve çarpsın. İsterse ablasının yine düğününde onun hakkında saçma sapan atıp tutsun bu kıza çok kızamıyoruz. Ya da kızıyoruz sonra kızdığımıza çok pişmen oluyoruz. Çünkü anlıyoruz ki onunla hiç ilgilenmemişiz. Şimdi 28 Gün filminde de aynen böyle. Alkole sığınmış Sandra, bu filmde. Öyle bir rolü var. Alkol tedavisi gördüğü merkezde nasıl iyi kötü çirkin herkesin kalbini kazandığını ve kendi kendinin de bilmediği yönlerini keşfettiği de filmin konusu.
       Önce Sandra'yı kimse sevmiyor sonra Sandra aşağıya Sandra yukarıya. Steve Buscemi de güme gitmiş filmde. Alternatif sinemanın oyuncusu olmuş bu filmde Sandra Bullock'un gölgesinde bir garip doktor karakteri. Ağzını da açmıyor. Anlamıyoruz nasıl bir doktor bu doktor.
       Ama Sandre Bullock Buscemi'ye hayran. Bu belli. Yönetmene şöyle demiş olmalı; "son karede ben hastaneyi terk ederken bir gösterelim şu doktorumu..."
       Sandra Bullock'un kıyafetleri de Madonna'nın oynadığı filmlerindeki gibi tasarlanmış, planlı programlı gidiyor. İt bir görüntü. Yani daha çok ergen giyimi. Seksi falan değil ama kızımız o kadar doğal ve kendi kendinin güzelliğinin farkında değil ama nasıl da güzel aslında dedirten cinsden. Hollywood da Sandra'yı hiç değiştirmiyor. Şimdilerde bu tutuyor. Çünkü Amerikan kızları da kendilerine güvenmiyor. Türk kızları gibi. Globalleşmeden nasibini alan bu yazıyı yazan ve Sandra'ya Hande Ataizi muamalesi yapan sadece ben değilim ki. Dünya kızlarının kendilerine güvene ihtiyacı var. Dünya kızları nasıl kendilerine güvenecekler Fashion TV'deki manken kızlara bakarak mı? Gala'daki kapak kızlarına bakarak mı? Hayır, üç beş milyon verip bir sinema bileti alacaklar. Kara kaşlı, kara gözlü, o kadar da alımlı olmayan ama her haliyle doğal olan Sandra'ya bakacaklar. Bir sürü özelliğinin farkına varan Sandra gibi kendi kendilerinin farkına varacaklar. Mutlu son olacak sonra. Herkes sonsuza kadar mutlu yaşayacak. Palavra palavra, hepsi palavra çalacak fonda, yeni cover versiyonuyla.