Vitrin 'Televizyonu didikleyeceğiz'

'Televizyonu didikleyeceğiz'

27.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Televizyonu didikleyeceğiz'

Televizyonu didikleyeceğiz

Aykut AYKANAT
Televizyonu didikleyeceğiz

Doktorlar doktorları, kasaplar kasapları, gazeteciler gazetecileri herkesten iyi tanır. Televizyoncular da öyle... Bu ekip yazarından yönetmenine, oyuncusundan bestecisine, dansçısından dekorcusuna kadar 'televizyonculardan' oluşuyor... Televizyoncular derken, saydıklarımın hepsi televizyonla uzun yıllar ilintisi olan insanlar demek istiyorum. Televizyonun gelmişini geçmişini hepimiz iyi tanıyoruz... Ve Türkiye'nin 1968 yılında başlayan televizyon serüvenini - bugünkü genel yozlaşma dönemine kadar - didik didik irdeliyoruz. Bunu yaparken de 2.5 saat boyunca seyirciyi bazen acı acı bazen kahkahayla güldürüyoruz." Bu sözler Kandemir Konduk'a ait. "Bir müzikal hazırlıyormuşsunuz, konusu nedir?" diye sorduğumuzda ilk yanıtı böyle oluyor. Devam ediyoruz.
* Bu müzikal işi nereden çıktı?
Bu müzikal benden çıktı. Ben salt TV yazarı değilim. "Beyoğlu Beyoğlu" (Güm ekibiyle birlikte) "İnsanlığın Lüzumu Yok", "Geceler", "Yasaklar" gibi müzikli oyunlarım var. Toplam 14 tane tiyatro oyunum sahnelendi.
* Tiyatroyu özleme ve televizyona içerleme durumu diye bir laf ettiniz...
Ettim. İyi de ettim. Son dönemde televizyona içerlemeyen var mı? Türkiye nüfusunun yüzde 75'i 40 yaşın altında. Bunun büyük bölümü de çocuklar ve gençler. Ülke çoğunluğunun eğitim düzeyi de, gelir düzeyi de düşük. Gazete, kitap, sinema, tiyatro ve kültürel etkinliklerle uzak yakın bir ilişkisi olmayan büyük çoğunluk eğlencenin yanısıra bilgi, görgü, eğitim adına her şeyi televizyondan alıyor. Eğer bunu saptıyorsak, en yaygın ve en etkin iletişim aracı olan televizyonlara çok büyük bir sorumluluk düştüğünü de kabullenmek zorundayız. Bu sorumluluğun bilincinde olan TV ve TV yetkilisi ne yazık ki çok az. "Televizyonlar ticari kuruluşlardır," deyip sorumluluktan sıyrılmak ve reytinge saplanıp kalmak yurtseverlikle bağdaşmaz. Bir gün birileri çıkar, "Yeter bu pespayelik," diye tepki gösterir. İşte bu oyun bu tepkinin sahneye yansımasıdır. 68 kuşağının özgürlükçü, yenilikçi vizyonu ve aynı yıl gelen Türkiye'nin televizyonu... Ne rastlantı, ikisi de beklenen yere varamadı.
* Anlaşılan bu ciddi ve çok boyutlu mesajlar içeren bir oyun olacak. Peki bu mizah dozunu, güldürünün şiddetini etkiler mi?
Tersine, şiddetli güldürme var... Çünkü ortada gülmeyi gerektiren parantez içi ünlemli bir ciddiyet var... Çünkü seyirciye habercilik adına ve de çok ciddi olarak "davul tozu - minare gölgesi, anasının örekesi" muhabbeti yapılıyor. Yani demek isteniyor ki, "Ey ahali, ülkede her şey tıkırında gitmektedir. Dalavare dümen, soyan sömüren, işkence yapan, öğrencinin kafasına copu patlatan, hokkabaz, düzenbaz, şarlatan, irticayı hortlatan, enflasyonu hoplatan, senin ananı ağlatan olabilir. Boşver takma kafanı. Sen hangi artist boşanıyor, hangi telekız kime aşık oluyor, araba kullanan sarhoş neler diyor, herifin biri iddaya girip kaç lahmacun yiyor, çatıya çıkan serseri atlamamak için ne istiyor, jilet ve su bardağı yiyen manyağa niye bir şey olmuyor, estek köstek, oyun havası göbek... İşte sen bunlara takıl... Peşinden bir de maç özeti seyreder, zıbarır uyursun fena mı? Ben de reytingimi alır, iyi televizyoncuyum diye ortalarda dolanırım... İşte bugün ciddi ciddi bu yapılıyor. O zaman mizahçının da bu 'ciddiyetin' kuyruğunu çekmesi gerek. Benden çok komiklik yapmaya ne hakkınız var ha, diye kıskanıp canlarına okuması gerek.
* Müzikalin kadrosunda kimler var?
Hepsi de televizyon seyircisinin bildiği, sevdiği isimler. Genç yaşlı tiyatro sanatçıları. Mahallenin Muhtarları dizisinin Muhtar'ı Cihat Tamer, Temel'i Erkan Can, Şirin'i Esra Akkaya gibi... Sevil Üstekin, Nezih Tuncay, Yalçın Gülhan, Kutay Köktürk, Ali Cağaloğlu, Goncagül Sunar, Filiz Taçbaş, Naz Onel ve dizi ekibinin dışında da Seda Uzeroğlu, Kayra Şenocak, Kartal Kaan ve altı tane genç sanatçı... Ayrıca sekiz kişilik dans grubu, beş kişilik canlı müzik ekibi ve büyük bir olasılıkla da Çelik ile Meltem Cumbul... Bir de beni yazar olarak çok mutlu eden bir şey söyleyeceğim. Oyunumuzu değerli güldürü ustası Ahmet Gülhan sahneye koyuyor.