Vitrin Uyumayan şehir

Uyumayan şehir

23.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Uyumayan şehir

Uyumayan şehir
23 Ocak 1999
Osman Urallı

Uyumayan şehir
Hong Kong 6.5 milyonluk nüfusuyla "5. Güç" ve "Taksi" filmlerinin yapımcısı Luc Besson'un bir kurgusu gibi. Kesişmeyen ve çarpışmayan (istisnalar hariç) muhteşem bir kargaşa sanki. Hızlı, renkli, zengin ve coşkun... 1850'lerde başlayan kuruluşunun afyonunu sonunda patlatıp 1997 yılında büyük törenlerle ve Prens Charles dahil tüm davetlileri tören alanında ve açıkta yakalayıp çoraplarına kadar sırılsıklam eden (Herhalde bereket demek ola) yağmurlar altında, Çin Halk Cumhuriyeti'ne teslim edilmiş... Fakat 50 yıl süre ile iç işlerinde kendi kendisini yönetme hakkına sahip olacak.
Artık topraklarında Çin Halk Cumhuriyeti'nin kırmızı fon üzerine sarı yıldızlı bayrağı dalgalanıyor. Dış işlerinde ve dış savunmada tüm söz hakkı Çin Halk Cumhuriyeti'nin. Hong Kong polisi ise, iç güvenliği sağlıyor ve hayat devam ediyor.
Hong Kong'un işadamları atak ve becerikli. Derhal üretim faaliyetlerini daha düşük maliyetlere sahip Çin Halk Cumhuriyeti'ne taşımışlar. Hong Kong sanki Çin'in serbest ticaret bölgesi. Asya'nın ve dünyanın en büyük limanı burada. Hong Kong'un en büyük sorunu yerleşim. İnşaat yapılacak toprak azlığı sorununa iki çözüm bulunmuş. Birincisi, denizden devamlı şekilde dolgu ile toprak kazanarak inşaat alanı yaratılıyor. İkincisi ise, her yere kalem gibi göğe uzanan 25 - 30 katlı kuleler dikiliyor. Bu kulelerdeki en büyük daireler maksimum 100 metrekare ve tabii hali vakti yerinde olanlar buralarda oturuyor. Orta halli olan büyük kesim ise, tüm aile birlikte, 30 metrekare civarındaki bir büyük odadan oluşan dairelerde yaşıyor. İsterseniz bu tür daireleri belediyeden de kiralayabiliyorsunuz, üstelik çok daha ucuza geliyor.
Hong Kong'da hayat hiç durmuyor, her kesimden insan sürekli dolaşıp, yiyip içiyor ve alışveriş yapıyor. Dolaşmak son derece kolay; metro ve taksi her yere ulaşıyor. Otobüs ve tramvayı hiç denemedim. Taksilerin açılışı 15 Hong Kong doları yani yaklaşık 650 bin lira. Eğer Hong Kong adasını Kowloon'a bağlayan tünellerden geçmiyorsanız taksi ücreti üç milyon lirayı pek geçmiyor.
Çevreyi görmek için HKTA'nın (Hong Kong Tourist Association) düzenlediği turlar var. Tavsiye ederim, şehri 900 metre yüksekten seyrettiren "Victoria" tepesine çıkmak için yaklaşık 8 dakika süren "Tram"a binin. Victoria tepesine böylece 45 derecelik açı ile tırmanacaksınız. Akşamüstü saat 5 sularında çıkın ki kuşbakışı manzarayı hem gündüz gözü ile hem de gecenin büyüsüne bürünmüş olarak seyredebilin.
Çin mutfağını seviyorsanız, Hong Kong harika ama bu çeşniden sıkılırsanız Grappa's adlı İtalyan lokantaları, Planet Hollywood, Hard Rock Cafe ve tabii yemek kültürümüze yerleşen McDonald's ve Burger King her köşe başında. Yemek yönünden her yer konforlu, en ucuz lokantalar bile tertemiz. Benim sevdiğim ise Dim - sum, yani Çin usulü mantı çeşidi çoğunlukta olan ve atıştırmalık türü, ufak ufak siz doyuncaya kadar getirilen yiyecekler. Hem lezzet çeşnisi bol, hem de eğlenceli...
Alışveriş ise her kademeden ve devamlı. Eğer marka alışverişi yapmak istiyorsanız Hong Kong adasında "Pacific Place One" tam size göre. Sakın unutmayın her yerde pazarlık yapmak gerekiyor. Yine yakındaki "Jade Market" ise adı gibi yeşim pazarı. Kolyeler 4.5 milyon lira. Bence en eğlenceli ve ucuz olan, akşamüstü beş sularında kurulan ve neredeyse sabaha kadar açık kalan "Temple Street" gece pazarı (Night Market)... Her türlü ipekli tekstilden pamukluya, broşa, tişörte, şapkaya, taklit saate kadar her ürün var. Londra'da mağazalarda gördüğüm cinsten 5 adet çok iyi kalitede ipek kravat aldım ve sadece 5 milyon lira ödedim. Meraklısına tezgahın yerini gösteririm...
Kısaca Hong Kong ("Uyumayan Şehir") görülmesi gereken, anlatmakla kolay tükenmeyecek türden bir yer. Cathay Pacific Airways'in haftada iki defa doğrudan uçuşu ile (İstanbul - Hong Kong uçuşu ortalama 11 saat sürüyor) keşfedilecek yeni bir yaşam tarzı...