Vitrinlerüstü Bir Stiller Kombinasyonu

VİTRİN CADISI


       Yine boş durmadım. Ama zaten her sezon yani daha doğrusu her sonbahar öncesi biz vitrin cadıları tüm dünyada bununla uğraşırız. Çünkü bu, bizim boynumuzun borcudur. Geçen hafta size nasıl Gucci, Armani falan anlattıysam bu sefer de bunların izdüşümlerini tüm kış sezonuna hazır karşılıklarından bahsedeceğim. Öncelikle Diesel. Diesel bomba gibi geliyor. Ciddi söylüyorum. Uzaktan bakıyorsunuz, eski zaman ilkokul döneminizden kalma bir kazağı andırıyor. Rengi atmış, makinaya girmiş çıkmış ufalmış, sertleşmiş. “Anne ben bunu giyemem yakar" dediklerinizden yani. Yakına bir geliyorsunuz. Küçücük bir cırtcırtlı ayrıntıda neler fark ediyorsunuz; geçmiş ile bugünün el ele vermişliğini, kardeşliğini, beraberliğini. Ve şöyle diyorsunuz: işte bu.
       Diesel kazaklar, Diesel pantalonlar kış sezonunu pek güzel açıyorlar. Tebrik ediyorum onları.
       Bir başka markamız da İpekyol Twist. Yeni sezon koleksiyonu bir Missioni’yi aratmayacak nitelikte. Bayıldım. Gerçekten geometrik desen anlayışı, iyi kumaş kalitesi, dikişleri ve kesimleri İpekyol’u kaliteli kılıyor. Kadifeden sakınmamışlar. Verevden de, çizgiden de...
       Zaten bu kış bol bol yünlü kumaş, bol bol eski zaman kadifeleri var. Retro yakamıza yapışalı çok olmuştu. İpekyol doğru yolda. Zebra gibi dolaşıp, komik sivri topuklu, sivri burunlu bacağımızı saran çizmelerle bu kış pek bir Lale Belkıs olacağız.
       Bu sene işte eski Türk filmlerinde Lale Belkis ne giydiyse ondan bol bol var. Boyundan bağlı, kravatlı bluzanlar, tüvidler, ekoseler, değişik desende erotik Parizyen çoraplar, belden düşen kemerler, İspanyol paça kısa yünlü bermudalar, pantolon etekler...
       Bunları nerelerde bulabiliceğinize devam edelim. Örneğin bir Vakko’da bu kışın giymekte değil ama yürümekte zorlanacağınız çizmelerden var. Bu çizmelerin özellikle Prada’nın öncülüğünde moda dünyasında eseceğine garanti veriyorum. Prada’nın botları bu sene hiper sivri. Burnuyla, topuğuyla. Prada’nın çantaları da “ananeleröimizin taktıklarından. Bu çantalar elle iyi kavranıyor, omuzlara da asılıyor. Biraz bowling çantası niteliğinde biraz da abiye gazino çantaları gibi, spor ve fantaziyi bir arada tutuyor. Ayrıca renk konusunda hiç bir kısıtlamamız yok. Pastel tonları özellikle karıştırıyoruz, karıştırıyoruz öyle sokağa çıkıyoruz. Atkımız ya da şalımız canlı bir fıstık yeşili, paltomuz turuncu yünlü mü yünlü, vücudumuza ve belimize oturuyor, küçücük. Beremiz mor ve tüylü. Pantalonumuz uzun değil yünlü bir bermuda ya da kısa bir pantolon - etek. Çantamız da bütün bu pastel tonlara biraz sakinleştirici yapacak soluklukta. Paltonuzu çıkardığınızda ise bluzunuzun geometrik desenli olması dikkat çekebilir. Ya da baklavalardan oluşan içli dışkı triko bir siyah - beyaz twin set, belinize taktığınız ama isyankar olduğu için belinizden düşen bir yılan derisi pembe kemerle, aman da aman!
       Tüm kış ayrıntılarını taşıyan bir başka adres daha vermek istiyorum: Laura Ashley. Laura Ashley, üç kuşağı barındıran bir markadır. Yatak örtüleri de yapar; kıyafet de. Koku da üretir, sabun da... Laura Ashley için Topshop’un kuşaklararası çatışma yaratmayanı demek uygundur. Bu ünlü marka Nişantaşı’nda açıldı. Öneriyorum!
       Hazır Topshop demişken indirim orada da devam ediyor. Pek bir şey kalmamış ama kalanlar da kış sezonuna uygun nitelikte ürünler. Buradaki Warhol tişörtleri gerçekten çok şahane. Andy’nin Marilyn’nin modası asla geçmez. Bir tane edinin, üstünüze oturan ikinci el bir deri ceketle giyin. Sivri çizmeyi de ihmal etmeyin.
       Şimdilik benden bu kadar moda aforizmaları. Haftaya kış takıntıları var. Unutmayın. Hem de dükkan dükkan fiyatlarıyla...