Gündem Yardıma gelene kitap da hediye

Yardıma gelene kitap da hediye

22.11.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Devrim Tarım’ın 1500 kitapla başlayan serüveninde Pomakça dahil pek çok dilde eser var. Tarım, ‘10 dilde ‘ana dilinde oku’ yazan ayraçlar bastıracağım’ diyor...

Yardıma gelene kitap da hediye

Onun adı Devrim Tarım... Türkiye’nin belki de tek görme engelli kitapçısı. Samatya’daki dükkânında kendi kütüphanesindeki 1500 kitabı satışa çıkararak serüvenine başlayan 38 yaşındaki Tarım, geçen hafta sosyal medyada en çok konuşulan isimlerden biri oldu.

Haberin Devamı

‘Gözlerine nazar değdi’

Tarım, Eskişehir’de 6 çocuklu bir ailede büyüyor. Kör olduğunu ailesinin yıllar sonra fark ettiğini vurguluyor: “Körlük vaziyeti ben 2 yaşlarındayken oluşuyor. Aileden kimse ciddi bir sorun olacağını düşünmüyor. İş işten geçtiği anlaşılıyor. Annem, ‘Yemyeşil gözlerin vardı, nazar değdi’ derdi” diyor.

Eskişehir’deki yıllarının ardından, Tarım 6 yaşında ilkokulu ve ortaokulu okumak için Ankara’ya körler okuluna yatılı olarak gidiyor. Ortaokuldan sonra körler okulu olmadığı için, parasız yatılı sınavlarına girerek liseyi kazanıyor, orada görme engelli olmayan çocuklarla bir arada zorlu bir 3 sene geçiriyor ve ardından ODTÜ Uluslararası İlişkiler’i kazanıyor. Tarım, “14 sene üniversite okudum ama diplomam yok. 8 sene de devlet memurluğu yaptım ama atıldım. Bu bir başarı hikâyesi değil benim gözümde” diyor.

Haberin Devamı

Hayalinin peşinde

Tarım’ın kitapçı olma hikâyesi 2 yıl öncesine dayanıyor. Tarım, o zamanlar 8 yıllık bir devlet memuru olarak Osmanlı Arşivleri’nde İngilizce tercüme yapıyor. Ardından Gezi direnişine destek veriyor, işten atılıyor ve devlet memurluğu sona eriyor. İşsiz kalan Tarım, dava açmayı düşünüyor ancak maddi sıkıntılar yüzünden açamıyor. Onu heyecanlandıran şeyin peşinden giderek Surp Kevork Ermeni Kilisesi’nin vakfına ait dükkanı kiralıyor. Öğrencilik hayatı boyunca biriktirdiği kitaplardan bir sahaf dükkânı oluşturuyor. Kendi kütüphanesinde bulunan yaklaşık 1500 kitabı dükkana koyarak kitapçılık serüvenine başlıyor...

‘Ticari bir kaygım yok’

Tarım, arkadaşlarının ve mahallelinin yardımıyla, çoğu zaman da tek başına kitaplarını kategorize ediyor, diziyor, sipariş alıyor ve fiyatlandırıyor. Her kitabın yerini ve ismini ezbere biliyor. Kapısının önündeki Ermenice, Kürtçe, Rumca, İngilizce ve Türkçe dillerinde ‘kitapçı’ yazan Samatya Sahaf Evi’nde her dilden kitap mevcut. Kürtçe, Lazca, Pomakça kitaplar bulunabiliyor. Tarım, “Olabildiğince insanların konuştuğu tüm dillerde kitaplar toplamaya çalışıyorum. Bunu yaparken tecimsel bir kaygım yok. Pomakça kitabı bile alıyorum. Ayrıca aklımda bir proje var. Kenara bin lira kadar koyabilirsem, 10 dilde ‘ana dilinde oku’ yazan ayraçlar bastıracağım” diyor. Samatya Sahaf Evi’nde görme engelliler için Braille alfabesiyle yazılmış kitaplar da mevcut. Tarım, “Görme engelli biri olarak, Braille alfabesiyle hazırlanmış kitaplara ilgi gösteriyorum” diyor.

‘Artık insanları olduğu gibi görün’

Tarım, şu anda İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Radyo, Sinema ve Televizyon öğrencisi. İnsanların sakat gördüklerinde merhamet gösterdiğini, acıdığını söyleyen Tarım, “Biz eşit ilişki kurmayı beceremiyoruz. Kaderci olmayan, arabesk olmayan bizim gibi insanlar da bundan müstarip oluyor. Artık insanları olduğu gibi görün. Dramatize etmeyin” diyor. Sosyal medyada gündeme gelmesinin ardından olumlu tepkiler aldığını anlatan Tarım, “İşlere tek başıma yetişemiyorum. Bu durumdan nasıl kurtulsam diye düşünürken, özlediğimiz bir şeyi hayata geçirmeye karar verdim. Takas. Yardımlaşma diyelim. Buraya bana birkaç saatliğine yardıma gelenlere kitap veriyorum. Önceden de vardı bu. Mahalleli bana yardım ediyordu, mesela bir teyze kısır yapıp getiriyordu, ben de ona kitap veriyordum” diyor.