Yavuz Kocaömer

Yavuz Kocaömer

ykoca@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

7 Eylül 2017 akşamı Abu Dabi’de Uluslararası Paralimpik Komitesi’nin Genel Kurulu sırasında, yılın en iyi sporcuları ve takımlarına verilen ödülleri geçen hafta yazımızda anlatmış idik.

Görme Engelliler Spor Federasyonu’nun aralarında anlaşamaması ve beceriksizliği dolayısıyla, bir milli sporcusunu Abu Dabi’ye gönderemediği için, ödül almak üzere kürsüye davet edildim. Sunumu yapan Avusturalyalı bir bayan maalesef Türkiye Kadın Goalball Milli Takımı’ndan kimsenin gelemediğini belirterek, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’ni temsilen beni sahneye davet ettiğinde, “Şimdi Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Mr. Kokoomer’i ödülü almak üzere sahneye davet ediyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Sahneye çıktığımda, “Ödülü almadan önce bir düzeltme yapmak istiyorum. Benim adım Kokoomer değil, Kocaömer olarak telaffuz edilir. Bunu bilmemeniz normaldir. Ama böylesine önemli bir akşamda, böyle bir ödülü vermek için buraya davet ettiğiniz bir insanın da adının nasıl söylendiğini önceden öğrenmeniz gerekirdi bayan” sözlerimden sonra ödülü alarak, Türkiye’deki goalbollün nasıl başladığını, 1999 yılında ilk goalball toplarının bu satırların yazarı tarafından nasıl bir çuval içinde Frankfurt’tan İstanbul’a getirildiğini ve akabindeki dönemde Alman Prof. Dr.Kohler’i Türkiye’ye goalboll antrenörleri yetiştirmek üzere davet ettiğimizi anlattım. Ve goalboll sporunun ülkemizde ulaştığı seviyeyi göstermek adına; 2016 yılında Türk Erkek ve Kadın Milli Goalball takımlarımızın Avrupa Şampiyonu ve Türk Kadın Goalboll Milli Takımımız’ın Rio Paralimpik Oyunları’nda altın madalya kazandığını hatırlatarak sözlerimi noktaladım.

O akşam ve ertesi gün, isimlerini burada sayamayacağım kadar çok ülkenin Milli Paralimpik Komite Başkanları ve Genel Sekreterleri yanıma gelerek “Dün akşam verdiğiniz ders için sizi tebrik ederiz. Teşekkür ederiz” dediler.

163 ülkenin temsilcilerinin katıldığı uluslararası toplantıda, bir Türk olarak bunu içime sindirmek mümkün olmadı.