Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başkanlık sistemi niye isteniyor, niye istenmiyor

Genç Bakış’ta bu hafta başkanlık sistemi tartışıldı. Işık Üniversitesi’ndeki programa Başbakan Erdoğan’ın hukuk danışmanlarından Anayasa Profesörü Hasan Tahsin Fendoğlu, Siyaset Bilimci Prof. Dr. Hasan Köni ve eski Olağanüstü Hal Valisi Hayri Kozakçıoğlu katıldı.
Başkanlık sistemi ile birlikte devlete ve kurumlara olan güveninin de sorgulandığı programda, yargıdan siyasete, YÖK ve ÖSYM’den devletin en tepe makamlarına kadar neredeyse hiçbiri geçer not almadı.
İşte programdan satır başları:

Hükümet iyi denetlenmiyor
Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu
- Türkiye’de denetim iyi değil, hükümet iyi denetlenmiyor. Başkanlık sistemi tartışmaları da buradan çıkıyor. Hükümetin daha iyi denetlenmesi gerek. Türkiye’de daha çok bağımsız bir denetim kurumuna önem verilmesi, hukuk devleti kavramının içinin doldurulması gerek.
- Başkanlık sistemi ile daha süratli karar alınacak. Daha çabuk bir devlet yönetimi olacak. AB projesi daha hızlı yürüyecek.
Yerel yönetimler güçlendirilecek. Şu anda parlamentarizm tıkandı. Yasama ile yürütme birleşmiş durumda. Halbuki yasama, yürütme ve yargının tamamıyla ayrı olması lazım.
- Şu an aksayan bir parlamenter sistem var. Önemli olan bunun düzeltilmesi. Bizim kendi sosyolojik yapımıza uygun sistemi mutlaka almamız gerek. Mesela ben ABD’deki gibi federal sisteme, valilerin halk tarafından seçilmesine hiç katılmıyorum. Türkiye’de ne federe sisteme ne de valilerin halk tarafından seçilmesine ihtiyaç yok. ABD’deki sistemden alacağımız uzlaşma kültürü.
- İki turlu dar bölge sistemini savunuyorum Türkiye’ye uygun. Mesela 550 parçaya bölersiniz Türkiye’yi. Her bir milletvekili belli bir bölge için başvurusunu yapar ve herkes halka sorumlu olur. Liderlere sorumlu olarak politikaya girmemiş olur.
- Türkiye’deki sisteme başbakanlık sistemi deniyor. Çünkü şu an Türkiye’deki Başbakan, Obama’ya göre iki kat daha güçlü. Ben de bunu aynen kabul ediyorum.
- Ben üniter devletten yanayım. Bu bizim için son derece önemli. Ama yerel yönetimlerin de güçlendirilmesi gerekiyor.
- Çok iyi bilinmediği için halkta başkanlık sistemine karşı bir korku var, endişe var. Bence tartışılması gerek.

Parti iç demokrasi yok
Hayri Kozakçıoğlu
- Bugün Türkiye’deki devlet teşkilatı hantaldır. Çabuk iş göremez ve gereğinden fazla da istihdam yaratır. Kuvvetler ayırımı ve kuvvetler arasındaki denge yok. Bugün yürütme her şeyin önündedir. Yasamanın bugünkü şartlarda yürütmeyi denetlemesi de mümkün değil. Çünkü yürütmeyi yapan organ yani hükümet yasamanın içinden çıkıyor ve ister tek parti ister koalisyon olsun yasamaya hakim grubun temsilcisi. Dikkat ederseniz hiçbir zaman gensorular kabul edilmez. Bu nedenle devletin yeniden yapılanması lazım.
- Meclis hükümeti denetleyemiyor. Denetleyemediği için bu sıkıntılar çıkıyor. Yasama gelip yürütmeyi denetlemeli, gerekirse kendi içinden çıkmış bile olsa bir bakan hakkında gensoru verilip düşürülebilmeli. Oysaki bütün dizginler yürütmenin elinde, hem yasamayı hem yargıyı yürütüyorlar.
- Osmanlı’nın yönetimi bugünkü yönetimden daha demokratiktir. Ankara’nın bütün bu yetkilerini yerel yönetimlere devretmesi lazım.
- Başbakan hükümeti kurarken kabine üyelerini dışarıdan alsın.
- ABD’de ikili bir sistem var bizim bu sistemi getirip uygulamamız çok zor. Biz bugün uyguladığımız parlamenter sistemin ana hatlarından kolay kolay vazgeçemeyiz.
- Türkiye’nin anayasa ile beraber en büyük sıkıntısı parti içi demokrasidir. İsminde demokrasi ile başlayan partilerde dahi parti içi demokrasi yoktur.
- Başkanlık sistemini tartışırken bugünkü liderleri düşünmeyin. Erdoğan aday olur olmaz onlar ayrı. Ama bu 3 günün meselesi değil. -
Türkiye’de politika meslek haline geldi. Politik esnaflar çıkıyor ortaya. Bence iki dönemden fazla hiç kimse bir görevi yürütmesin.

Partiler istemez!
Prof. Dr. Hasan Köni
- Başkanlık sisteminin oturması için o ülkede çatışmacı yapıların olmaması gerek. Sistemde yer alan partilerin birbirine yakın görüşlerde olması lazım. Parti disiplini olmamalı. Yoksa başkanlık sistemindeki yürütme partiler arası dengeleri kendi tarafına çeker.
- Bizde ademi merkeziyet olduğu söyleniyor ama ne kadar? Ademi merkeziyetin de dereceleri var. Bizde Avrupa tipi mahalli idareler yönetiminden otonom yönetimlere giden bir boyut var. Bu konuda güçlü siyasi partiler varken bunu çözmek zor. Yeni bir model ortaya çıktı; sivil itaatsizlik. Eğer sivil halk size karşı bir reaksiyon, bir sivil itaatsizlik gösteriyorsa ona karşı insan haklarını aşan bir müdahaleyle bunu önlerseniz size dış ülkelerin müdahale hakkı doğuyor. Libya gibi. Bu nereye kadar gidebilir? Bu konuda kara verme mekanizmasının tek olması lazım.
Başkanlık sistemi meselesini sadece iç konjonktürle değerlendirmemek gerek. Sisteme etki eden bazı dış yapılar da var.
- Halk dar bölge, iki turlu seçim sistemiyle kendisinin tanıdığı kişileri seçebilir. Böylece parti disiplini düşer ve başkanlık sistemi oturur. Ama partiler bunu kabul edemez. Partilerin azalması gerekiyor mesela iki parti ve de birbirine yakın düşüncelerde olması gerekiyor. Ama bu sisteme gidemiyorlar bir türlü. Yapamazlar. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın görevlerinin kısıtlanması da lazım.
Özetin özeti: Sistemin tıkandığı kesin de çaresi başkanlık sistemi mi? Ama tartışılmasında kesin yarar var!..